ACISIYLA TATLISIYLA BİR HİKAYENİN DAHA SONUNA GELDİK. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. KEYİFLİ OKUMALAR!
***
Genç adam avucundaki eli sıkarken bir yandan da koluna giren diğer kadına destek olmaya çalışıyordu. Yıllar sonra ayağa kalkan kadının acısını içine hissediyordu. Ağır adımlarla ilerleyen üçlü kabristanın dar yollarından geçerek varmak istedikleri mezarlığın başına gelmişti. Zeynep Hanım mezar taşında yazan ismi görünce birden sendelemişti. Bilmek başkaydı, görmek çok başkaydı. Erem annesini tutarken Hüzün elindeki çiçekleri mezarın üzerine dikmek için kenara bırakmıştı.
"Anne! İyi misin?" Zeynep Hanım ağlayarak mezarın başına çökerken Hüzün ellerini açarak dua etmeye başlamıştı. Erem küçükken annesinin ısrarı ile gittiği kursta öğrendiği Kur'an' Kerim-i açıp okurken bir yandan da annesini kontrol ediyordu. Hüzün duasını ettikten sonra getirdiği küçük kürekle hafif çukur kazarak gül fidelerini dikmeye başladığında yengesi ile göz göze gelmişti. Kadın acı bir gülümseme ile tomurcuk olan gül fidelerine bakarken hala kulaklarında kocasının 'Gülüm' diye kendisine seslenişini duyabiliyordu. Erem okumasını bitirdikten sonra annesinin yanına yaklaşarak bir elini omzuna atmıştı.
"Sana ağlama diyemem anne ama babam senin ağlamana dayanamazdı." Kadın oğluna hak verirken içi buna el vermiyordu. Mezara kısa bir bakış atarak hüzünlü bir gülümseme bahşetmişti kocasına.
"Bak Ahmet, sana oğlunla gelinini getirdim." Hüzün duyduğu hitapla yutkunmuştu. Ahmet amcası üveyde olsa babasından daha çok babalık etmişti kendisine. Kendisine uzatılan ele doğru ilerleyen genç kız yengesinin elini tutarak yanına yaklaşmıştı. Erem sessiz kalırken tek konuşan Zeynep hanımdı.
"İkimizin de duası kabul oldu sonunda. Hüzün kızım ailemize katılıyor," dediğinde Hüzün ağlamaya başlamıştı. Amcası ve yengesi tarafından bu kadar sevildiğini bilmek mutluluk vericiydi. Erem'in elini kendi elinin üzerinde hissedince genç kızın bakışları birleşen ellerinde takılmıştı. Zeynep Hanım ikilinin elini birleştirerek avucunun içine almıştı.
"Bu eller hiç ayrılmasın çocuklar!" dediğinde bakışları kocasının mezarına döndüğünde hüzünle devam etmişti.
"Ölüm sizi ayırana kadar, bu eller asla ayrılmasın. Tartışırsınız, kavga edersiniz... Bunlar olacaktır ama asla birbirinize olan sevgi ve saygınızı yitirmeyin." Erem annesinin üzgün sesine karşılık bakışlarını genç kızdan çekmemişti. Başını olumlu anlamda sallarken Hüzün gözyaşlarını tutamamıştı. Bir süre daha mezarlıkta kalan üçlü eve döndüğünde kimseden ses çıkmıyordu. Zeynep Hanım odasına çekilmişti. Erem işleri olduğu için evden ayrılırken Hüzün de annesini görmek için onun yanına gitmişti. Vakit hızla geçerken, düğün için sayılı saatler kalmıştı. Aile arasında küçük bir eğlence düzenlenecekti.
Arkadaşları ve kendileri!
***
Genç adam işlerini hallettikten sonra Hüzün'ü almak için birlikte yaşamaya karar verdikleri eve giderken düşünceliydi. Mezarlık ziyareti genç adamı etkilemişti. Her fırsatta mezara gitse de bu gün ilk kez annesini götürmüştü babasına. Onun mezar başındaki güçlü hali genç adamı etkilemişti. Arabanın gazına biraz daha basarken biran önce Hüzün'ü görmek istiyordu. Araba son kavşaktan dönerek evin bahçe kapısına geldiğinde korna çalarak otomatik kapının açılmasını beklemişti. Araba büyük duvarların çevrelediği yeşil bahçeden içeriye girdiğinde ayrı bir dünyaya girmiş gibi hissediyordu. Her seferinde bu duyguyu yaşamak Erem'e iyi geliyordu. Sanki tüm sıkıntıları yüksek duvarların ardında kalıyordu.
"Erem oğlum hoş geldin." Aynur Hanım genç adama oturduğu verandadan seslenirken Erem hızlı adımlarla onun yanına ulaşmıştı.
"Nasılsın Aynur teyze?" Erem etrafına bakınırken "Nerede bizimkiler?" diye sorduğunda kadın gülümseyerek genç adama bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM "Tamamlandı"
Fiction généraleAilesi kaza süsü verilmiş bir sabotajda ölen Erem, kardeşi ile hayatta kalabilmek için kaçmak zorundadır. Güçlenip geri dönebilmek için sevdiklerinden uzak kalması demek bile olsa geri dönüp ailesinin intikamını almak için herşeyi yapmaya hazırdır...