Merhaba arkadaşlar. Bu bölüm Final olacaktı ama bir türlü konu bitmedi. Bende iki Part olarak paylaşmaya karar verdim. Bölüm oldukça uzun bir bölüm oldu. Diğer bölüm Erem ve Hüzün için özel olacak. Bu bölümde bir türlü ikiliye sıra getiremedim. Deyim yerindeyse konu konuyu açtı. Arada açık kapı kalmasın istedim. Bu hikaye için yazdığım en uzun bölüm oldu diyebilirim. Umarım yorumlarınızı benden eksik etmezsiniz. İkinci Partta görüşmek üzere. Hayırlı Sahurlar! Hayırlı Ramazanlar! Keyifli Okumalar!!
,***,
Genç kız arabanın geride bıraktığı yola odaklanmış bir şekilde düşünürken arada kendisine gülümseyerek bakan Erem'i fark etmiyordu. Dünyadan dışlanmış bir varlık gibi görünüyordu. Araba belediye dairesinin önünde durunca Hüzün etrafına bakınmaya başlamıştı.
"Neden buraya geldik?" Erem tek kaşını kaldırarak genç kıza bakmıştı.
"Biz ne konuşmuştuk?" Hüzün kısa bir düşüncenin ardından başını eğerek dışarıya bakmıştı. Gözleri şaşkınlıkla büyürken "Hemen mi?" diye sordu.
"Beklemenin ne anlamı var?"
"Ama bu şekilde olmaz, Zeynep anne, annem onlar ne olacak? Ben onlar olmadan evlenmem. Bunu onlara yapamayız." Erem gülümseyerek genç kızın elini tutmuştu.
"Haklısın, onlarında yanımızda olması gerekiyor. Buraya kadar gelmişken en azından gerekli belgeleri öğrenelim." Hüzün başını sallarken derin bir nefes almıştı. O ana kadar gerginliğini fark edememişti. İkili arabadan inerek belediyeye girerken içleri içlerine sığmıyordu. İşlemler hakkında bilgi aldıktan sonra ki durakları hastane olmuştu. Zeynep Hanım hastaneden çıkış yapmıştı. Yıllar sonra evini görmek kadının tüm kalkanlarını indirmişti. Araba büyük evin bahçesinden içeriye girdiğinde gözünden aşağı akan yaşa engel olamamıştı. Kocasının borcu olduğunu biliyordu. Bu yüzden değil miydi zaten o uğursuz araziyi satmak istemesi! Başını iki yana sallarken annesinin ağladığını gören genç adam kadının arabadan inmesine yardım etmişti.
"Ağlama anne, burası artık üzüntüyü kaldıracak kadar güçlü değil." Dediğinde kadın hıçkırmıştı.
"Bu evin hala durduğuna inanamıyorum. Baban çok uğraşmıştı."
"Sadece ev değil anne, babama ait her şeyi geri aldık. Bundan sonra sadece mutlu olmanı istiyorum. Hem..." genç adam yanlarına gelen genç kıza bakarak gülümsemişti. Annesine haberi vermek için daha fazla beklemek istemiyordu. Kadını evin bahçesinde ki masaya yönlendirirken Zeynep hanımın gözünün önüne kocası ile yaşadığı mutlu günler gelmişti. Etrafa bakınırken Erem annesinin dizinin dibine çökerek kadının ellerini kavramıştı. Hüzün anne oğlu uzaktan izlerken Erem onun geride kalmasından hoşlanmamıştı. Bir elini uzatarak genç kızı yanına çağırdı. Zeynep Hanım şefkatle genç kıza bakarken Hüzün ilk kez annesi gibi gördüğü kadından utanmıştı. Onun kızaran yanakları Erem'in çok hoşuna gitmişti. Dudaklarının arasından çıkan kahkaha ikiliyi şaşırtmıştı.
"Neler oluyor?" Oğlunun neşesi kadının da hoşuna gitmişti.
"Anne, bizim sana söylemek istediğimiz bir konu vardı." Zeynep Hanım merakla ikiliye bakarken Erem arkasında duran genç kızın elini tutarak yanına çekmişti.
"Biz iznin olursa evlenmek istiyoruz anne!" kadın bir süre oğlunun yüzüne ifadesiz bir şekilde bakarken Hüzün yengesinin tepki vermemesi üzere gerilerek elini genç adamın elinden çekmek istemişti. Onun hareketini hisseden genç adam tuttuğu eli daha da sıkarken Zeynep Hanım duyduklarını idrak ettiğinde şaşkınlıkla genç adama bakmıştı.
"Ne dedin?" sesi heyecanlı ve inanmadığını belli edercesine çıkmıştı.
"Biz, evlenmeye karar verdik." Kadın şaşkınlıkla bu kez genç kıza bakmıştı. Onun bakışlarından utanan genç kız bakışlarını kaçırırken Zeynep Hanım gülmeye başlamıştı. Elini oğlundan kurtararak dua edercesi kaldırarak gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM "Tamamlandı"
Narrativa generaleAilesi kaza süsü verilmiş bir sabotajda ölen Erem, kardeşi ile hayatta kalabilmek için kaçmak zorundadır. Güçlenip geri dönebilmek için sevdiklerinden uzak kalması demek bile olsa geri dönüp ailesinin intikamını almak için herşeyi yapmaya hazırdır...