20

494 27 45
                                    


  3. Kişi ağzında:

Alec her şeyi bırakmış sadece Magnus ile ilgileniyordu. En çok istediği enstitü liderliğini bile bırakmıştı Alec, artık sadece Magnus'u istiyordu dünyaları değil sadece Magnus'u.

Alec eksiden somurtkan, hiç gülmeyen,  jace ve ızzy dışında kimseyi önemsemeyen çok konuşmayan, korkulan, sert, kendini işine adamış sadece işini ve görevini yapan, duyguları olmayan çünkü duyguların görevlerini yapmasını engelleyeceğini düşünen, dışarıya kapalı biriydi taaki magnusla tanışmadan önce.

Şimdi bunların tam tersi olmuştu. Artık gülüyordu,  gülücükleri ışık saçıyordu, adeta  insanın içini ısıtıyordu. Bunlar sadece Magnus'a bakarken oluyordu ama oluyordu işte.

1 haftadır Magnus kötüydü kimse ne olduğunu, neden olduğunu bilmiyordu Alec de dahil olmak üzere.

Ama artık iyiydi odadan dışarı çıkmaya ve yavaş yavaş insanlarla konuşmaya başlamıştı.

Magnus da enstitüye ilk geldiğinde çekingen ve korkaktı. Aldığı yaralara bakılırsa bunlar normaldı. İlk clary ile anlaşmış ve arkadaş olmuştu sonra ızzy ile ve birden bire  Alec ile yakınlaşmaya başlayıp sevgili olmuşlardı. Artık geldiğinden daha iyiydi herkes onu sevmeye başlamıştı çok güler yüzlü, sevecen ve yardım severdi.


Bir büyücü gibi davranmıyordu, büyü yaptığınıda kimse görmemişti zaten insanlar acaba bu bir büyücü değilde fani mi diye düşünmeye bile başlamışlardı. 

Neden Magnus'un büyü yapmadığını kimse bilmiyordu clary bir kere sormuştu onda da geçiştirmişti.

Enstitü lideri Jace olmuştu, Alec kadar iyi olmasa iyiydi.

Jace bir asker olarak yetiştirirmişti, diplomatik işler ona göre değildi o savaşmakta birde çapkınlık yapmakta çok ama çok iyiydi. ( birde alec ile magnusun romantik anlarını bölmekte çok iyiydi) Clary geldikten sonra ona tutulmuş çapkınlıklarını tamamen bırakmıştı.

....

Alec uyanmış, melek gibi uyuyan sevgilini izliyordu kanında iblis kanının olduğunu bilmese kesinlikle ona bir melek derdi.

Pencereden içeriye vuran ışık Magnus'un mükemmel olan tenini daha da mükemmel kılıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pencereden içeriye vuran ışık Magnus'un mükemmel olan tenini daha da mükemmel kılıyordu. Alec içinden daha ne kadar mükemmel olabilirsin cidden bilmiyorum  yada sana her baktığımda daha ne kadar çok aşık olabilirim hiç bilmiyorum diye geçirmişti.

Alec'ı bu duygular korkutuyordu daha önce hiç bu duygulara sahip olmamıştı daha önce kendini birine ait hissetmemiş biri ile bütün olmamıştı, sanki o gelmeden önce eksikti hayattan zevk almıyordu sonra o geldi ve güneş daha güzel doğmaya başladı onun için, artık bir bütündü.

Magnus yeni yeni iyileşmeye başlamıştı, artık kabuslar görmüyor ve uykusundan uyanıp  ağlamıyordu.

Yavaş yavaş gözlerini kırpıştırmaya başladı Magnus, güneş yüzüne vuruyordu küçük olan o güzel gözleri hem güneşten hemde uyumaktan daha da küçülmüştü. 

MALEC  -  Onunla yeniden doğmak ❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin