Branden gittikten sonra Asmodeus, Magnus'a dönerek "benimle edom'a gel elimden geldiği kadar o aşağılık heriften seni korurum, sana benim yanımda bişey yapamaz" dedi.
Alec : Aynı 20 yıl önce bişey yapamadığı gibi mi? Kesinlikle hayır Magnus senin yanında güvende değil, seninle hiç bir yere gitmiyor onun güvende olduğu yer benim yanım. Sen daha Branden'ın sana ihanet ettiğini bile anlayamamışsın, gözünün içine baka baka arkandan işler çevirmiş. Birde kendine edom prensi diyorsun namını böyle mi hak ediyor gibisin Asmodeus. Yapman gereken tek şey o büyünün nasıl bozulacağını bulmak ve bozmak senden başka hiç bişey istemiyoruz Magnus burda benim yanımda kalacak.
Asmodeus : Sınırını fazlasıyla aşıyorsun bay Lightwood benimle nasıl konuşman gerektiğini hatırlatmama gerek var mı? Söz konusu benim oğlum ona yıllar sonra yeniden kavuşmuşum onu bırakır mıyım sence? Bu büyü bir lanettir bildiğim kadarı ile de bozmanın bir yoluda yok, sadece yavaşlatılabilir. Branden'den ne kadar uzak kalırsa büyünün etki etmesi, yayılması o kadar geç olur. Benimle gel oğlum.
Alec çoktan Magnus'a sarılmış onu sakinleştirmeye çalışıyordu, başını göğsüne yatırmış saçlarını okşayıp öpücükler bırakmaya başlamıştı.
Magnus başına biraz kaldırarak Asmodeus'a bakıp "teklifini düşünmem için bana biraz zaman verir misin şuan Alexander ile zaman geçirmek istiyorum." dedi.
Sonra Alexander'ına dönerek "beni odamıza götürür müsün" diye sormuştu.Alec, Magnus'u ikiletmeden odaya götürmeye çalıştı ama çok fazla titrediği için Magnus yürüyemiyordu.
Alec en çok sevdiği şeyi yapıp Magnus'u kucağına aldı. Etrafındaki kişileri hiç düşünmeden, ne söyleyecekler ne düşünecekler diye umursamadan sevgilisini kucağına alıp odalarına götürdü.
Onu yavaşça yatağa yatırıp kendisi de yanına uzanmıştı. Yüzleri birbirlerine dönüktü bir süre konuşmadam sadece birbirlerini izlediler. Oda daki sessizlik içlerini kemirsede sadece yüzlerini incelediler sanki bir daha birbirlerini görmeyecek gibi birbirlerinin bütün yüz hatlarını ezberlemeye başladılar.
Her tepkilerini, her gülüşlerini, gözlerini, kirpiklerini, kaşlarını, dudaklarını, alınlarına düşen saçlarını, alınlarındaki çizgileri, gülerken oluşan gamzelerini tek tek hafızalarına aldılar.
Magnus bir elini Alexander'ının yüzüne koyup yanağını okşamaya başladı. Zor çok zor bir şekilde yutkunup, derin bir nefes almıştı, aldığı nefes sanki ciğerlerini yakıyor gibiydi, gözleri dolmuştu bile " Artık seni sevmeyecek miyim? Kalbim senin için atmayacak mı? ben seninle yeniden doğmuştum Alexander'ım eğer kalbim seni sevmeyecekse ben ölürüm" gözlerinden bir damla yaş akarken dudaklarından bu cümleler dökülmüştü Magnus'un.
Alec'ın boğazı düğümlenmişti bile ne söylese içini yakacak gibiydi, kalbi söküyor gibi hissetti.
"Burda kalıp yavaş yavaş seni sevmemeyi göze alamam, sana yakınken bunu yapamam, sana yakınken kalbimden seni atıp ona yer açamam Alexander, senin incinmeni üzülmeni izleyemem gitmeme izin vermelisin"
" Gitmeni istemiyorum Magnus, burda yanımda kal sensiz yapamam seni kaybedemem."
"Burda kalmam ikimize de acı verecek Alexander. Gözünün önünde senden vazgeçip onu sevmeme dayabilir misin?"
"Dayanamam ama sensizliğe de dayamam Magnus."
"Yapacak bişeyimiz yok Alexander'ım dayanmak zorundayız. Karşına çıkıp sana acılar çektirdiğim için özür dilerim, seni üzdüğüm için özür dilerim, o güzel gözlerinden yaşlar akıttığım için özür dilerim lütfen beni affet. İzin verde bu gece son kez göğsünde yatayım."
Alec, Magnus'u kendine çekip göğsüne yatırdı burnunu saçlarına koyup o güzel kokusunu ciğerleri yanana kadar içine çekmişti. Sanki bir daha o güzel kokuyu içine çekemeyecek gibi. Magnus ellerinden kayıp gidiyordu kendisinin değişmesi sağlayam , herşeyi sevmesini sağlayan, yüzünde gülümsemesini eksik etmemesini sağlayan adamı kaybediyordu ve elinden bişey gelmemesi Alec'i kahretmeye yetmişti.
O olmadan nasıl nefes alacaktı, kalbi nasıl atacaktı, nasıl yaşayacaktı bunları düşünürken bile nefesi kesilip kalbi teklemişti onu kaybetmeye hazır değildi.
Saçını okşayarak, öpücükler kondurarak göğsünde yatan sevgilini uyutmuştu. Ama Alec'ın uyumaya niyeti yoktu uyurken sevgilisini izlemek onu kucağına almaktan sonra en sevdiği aktiviteydi.
Halbuki Alec'in bugün için çok farklı planları vardı. Beraber piknik yapacaklardı sonra hayvanat bahçesine gideceklerdi ordan da eğlenmek için lunaparka en son odalarına girip güzel bir seks yapmaktı planları ama bunların tam tersi oldu.
Ona daha sıkı sarılmaktı planı onu kaybetmek değildi. Bütün gece onu izledi melek gibi uyuyuşunu izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALEC - Onunla yeniden doğmak ❤️
FanfictionBen ölmüştüm... yaşıyor sayılmazdım sonra karşıma o çıktı karanlıklarıma güneş gibi doğdu onunla yeniden yaşamaya nefes almaya başladım. Ben onunla yeniden doğdum...