39

316 21 51
                                    

 
    New York enstitüsünde biranda alarmlar çalmaya başladı. Kimse ne olduğunu bilmiyordu ama tehlikeli ve önemli bişey olduğu kesindi.

Alec hızla odasından çıkarak ortak alana koşmaya başladı, diğerleride aynı hızda gelmeye çalışıyorlardı. Hala enstitü lideri Jace olduğundan ortak alana geldiğinde hemen sisteme girerek  neler olduğunu anlamaya çalıştı, sisteme gelen bir mesaj ve birkaç video vardı.

Bu mesajlar Finlandiya enstitüsü liderinden gelmişti. Jace  hemen mesajı okuyarak videoları izlemeye başladı.

Videolar herkesin izleye bilmesi için büyük ekrana yansıtılmıştı.

Herkes şok içinde videoları izlerken  gözler biranda Alec'in üzerinde yoğunlaşmaya başladı.

Alec ise gözünü biran olsun ekrandan ayırmıyordu, sevdiğini adamın  soğuk kanlılıkla gölge avcılarını öldürmesini hatta bundan zevk alışını izliyordu.

Magnus bu yaptığıyla aralarında büyük bir uçurum  açmıştı. Alec'in onu geri alabilme gibi bir ihtimali varken bu yaptıklarından sonra bu ihtimali tamamen yok etmişti. Eğer bir ihtimal varsa bile bu  Alec'in gölge avcılığından vazgeçeceği demek olurdu.

Videolar bittiğinde herkes kendi arasında konuşmaya başlamıştı ve giderek sesler yükseliyordu. Bir kaos ortamı oluşmaya başlarken, hareketsizce hala ekrana bakan Alec'in kolundan tutan Jace, onu ortamdan uzaklaştırmaya çalıştı.

Jace'in odasına geldiklerinde Alec, Izzy, Clary şaşkınlardı. Bunu beklemiyorlardı. Magnus'un bir katil olmasını ve bir enstitüdeki herkesi öldürmesini beklemiyorlardı.

Şoktan dolayı kimse konuşmazken, büyük bir hışımla kapı açılarak içeriye Meclisten birileri girdi.

Bu kişiler arasında annesi ve babasıda vardı.

Maryse oğluna dönerek suçlayıcı bir tarzda "Enstitüye getirdiğin, aramıza soktuğun kişiyede bir bak katliam yaptı ve hepsi senin suçun." diyerek bağırdı.

Izzy ne kadar annesini abisinden uzaklaştırmaya çalışsada başarılı olamıyordu en sonundada transtan çıkan Alec aynı şiddetle annesini bağırarak " Benim mi suçum, bence dönde kendine bir bak. Senden yardım istedim eğer yardım etseydin böyle olmazdı. Magnus kaç hafta yada kaç ay bu enstitüde kaldı bir hatası, yanlışı oldu mu ? Hayır. Çünkü beyni yıkanmamıştı. Ama şimdi o yanındaki adam Branden onu manipüle ediyor kendi isteğiyle yapmadı hiç birşeyi. Eğer bana yardım edip onu geri almamı sağlasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı, şuan onun kadar sende katilsin." dedi.

Maryse duydukları karşısında daha da çok sinirlenerek oğluna tokat atıp "Annene nasıl katil dersin, beni nasıl o iblisle bir tutarsın"dedi.

Alec, annesine cevap verecekten hem Jace hemde Konsül araya girmişti.

Konsül  "Buraya aile dramınızı izlemeye gelmedim, olan oldu bunun cezasını sonra düşünürüz. Şimdi önümüze bakıp kitabın diğer parçalarını almalarını engellememiz lazım."dedi.

Jace, Konsül'e dönerek" O büyü kitabına aşağı dünyalılar dokunamıyor diye biliyordum, nasıl almış olabilirler ki? Bir gölge avcısı onlara yardım mı ediyor?" diye sordu.

"Bir gölge avcısının onlara yardım ettiğini zannetmiyorum. Evet kitaba melek kanı taşımayanlar dokunamazken, içindekileri yazıları okuyabilmek içinde iblis kanı taşımak gerekiyor ve bu ikisinide aynı kişinin yapması lazım."

"Tam anlayamadım efendim. Hem iblis hem melek kanı taşıyan birileri mi var yani?"

" Bu büyü kitabının sahibi Lucifer'dır. Biliyorsunuz ki kendisi bir melekken sonradan cennetten kovularak bir iblis olmuştu. O yüzden Lucifer'de hem melek hem iblis kanı vardı. Kitabı alan kişide muhtemel onun soyundan gelen biridir."

MALEC  -  Onunla yeniden doğmak ❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin