Branden aklından sinsi planlar yaparken Magnus etrafa boş gözlerle bakıyordu, biran önce burdan gitmek istiyordu ama Branden'in planları bu düşüncenin tam tersi yönündeydi.Branden, Magnus'a yaklaşarak bir elini beline, bir elinide boynuna çıkarıp onu öpmek için atağa geçtiğimde Magnus başını başka tarafa çevirerek Branden'in öpmesini engelledi.
"Ne yapıyorsun Branden, bu ortamda öpüşmek istemiyorum!!!"
"Ama ben seni öpmek istiyorum Magnus."
"Neden böyle davrandığını anlayamıyorum, beni zorlamandan hoşlanmadım."
"Bende senin o adama Alexander'ım demenden ve bizim tarafımızda olan adamı öldürmeye kalkmandan hoşlanmadım Magnus, bunları ne yapacağız peki.?"
"Ben bilmiyorum Branden, şuan boşlukta gibiyim içimde savaş var gibi ve bu ortamdamdan gitmek istiyorum."
Magnus, Branden'in kollarından kurtulmak istesede başarılı olamamıştı. Hatta beline sarılı olan kol onu daha da çok sıkıyordu.
Magnus ondan kurtulmak için geri geri kaçmayı denesede sırtı duvara çarptığında kaçacak başka bir yeri kalmamıştı.
"Kaçacak yerin kalmadı Magnus, sen benimsin, beni seviyorsun bunu anla ve ben bütün sabrımı seni bulmak, elde etmek için harcadım. Artık sabrım kalmadı o adama zarar gelsin istemiyorsun beni öpersin."
"Seni tanıyamıyorum Branden, neden böyle davranıyorsun."
"Neden mi böyle davranıyorum? Anlamıyorsun değil mi, seni ne kadar çok sevdiğimi anlamıyorsun, o adama hitap şeklinin beni ne kadar çok yaraladığını anlamıyorsun."
"Saçmalıyorsun Branden, bırak beni gitmek istiyorum."
Branden "Ben uyarımı yapmıştım Magnus." diyerek yönünü Alec'e çevirdiğinde ellerinden çıkan dumanlar Alec'i sararak şiddetli acılar çekmesine neden oluyordu. Daha önce yapılan büyü yüzünden sesi çıkmasada yerde kıvranmasından acı çekişi gayet net anlaşılıyordu.
Bu görüntüye dayanamayan Magnus, Branden'in yakasından tutarak dudaklarını öpüp hemen çekildi.
"İstediğini yaptım işte şimdi onu rahat bırak."
"Bu kadar değil Magnus, ben bunu öpücük bile demem. Senden daha ateşli bişeyler istiyorum."
Magnus gözlerini acı çeken Alec'ten ayırmazken başka şansı olmadığını biliyordu, bunu yapmak istemeye istemeye yerinden hafifçe yükselerek Branden ile dudaklarını birleştirdi. Anında karşılık almıştı zaten.
Branden, Magnus'u o kadar sert öpüyordu ki tüm hıncını dudaklarınından çıkarmak ister gibiydi, dudağını sertçe ısırdığında ağzına dolan kan tadıyla gülümseyerek geri çekilip Magnus'un kanayan dudaklarını yalayıp küçük bir öpücük kondurdu.
"Evet, istediğim ateşli öpücük tamda buydu sevgilim."
"İstediğini aldıysan şimdi onu rahat bırak ve burdan gidelim."
"Hayır Magnus o kadar kolay değil. Bu sadece bizim tarafımızdaki adamı öldürmeye çalıştığın içindi. Şimdiyse ona Alexander'ım demenin cezasını çekmelisin."
"Branden uzatıyorsun ve sinirlenmeye başlıyorum. Senin karşında herhangi biri yok ben en güçlü büyücüyüm, emin ol beni sinirlendirmek istemezsin. Hemen burdan gidiyoruz!!!."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALEC - Onunla yeniden doğmak ❤️
أدب الهواةBen ölmüştüm... yaşıyor sayılmazdım sonra karşıma o çıktı karanlıklarıma güneş gibi doğdu onunla yeniden yaşamaya nefes almaya başladım. Ben onunla yeniden doğdum...