26-)"Misafir"

65 5 2
                                    

Gripin- Aşk Nereden Nereye

Test kitabımın arasındaki mavi kalemi alarak kapattım ve odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Test kitabımın arasındaki mavi kalemi alarak kapattım ve odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde elime tezgahın üstünde duran mandalinalardan birkaç tane alarak camın önüne geçtim. Akşam akşam bu kar çok güzel yağıyordu gerçekten.

"Nur, yardım ette kızım şu yukarıdaki pekmez kavanozlarını uzatayım sana," dedi annem ve bir tabure aldı, mutfak dolabının önüne koyarak üstüne çıktı. "Ee edeyim bari." Uzattığı iki pekmez kavanozunu alarak tezgahın üstüne koydum ve hızla geri dönerek dolabın içindeki diğer kavanozları işaret ettim elimle. "Ay anne şu çilek reçelini de indirsene. Buzdolabındaki ben bitirim bu akşam," dedim.

Bayılırdım çilek reçeline yahu!
Pekmezin de hakkını yemeyeyim şimdi. Şifadır o şifa!

"Al al hadi yine iyisin." Annem gülerek elime çilek reçelini verdi ve tabureden indi. Telefonum çalmaya başladığında arka cebimden çıkartarak kimin aradığına baktım.

EFE Arıyor...

Onun adını değiştirmeliydim. Eminim ki ben onda Civciv diye kayıtlıydım. Adımlarımı odama doğru atarak içeri girdim ve aramayı cevapladım.

"Ne vardı?" dedim sitemli bir şekilde. Tamam iki gündür yoktu ve dün dönmüştü ama bir canlı canlı yüzümü görmek falan istememişti, pencereden konuşmuştuk sadece. "Hah, Nur kısa keseyim. Müsaitseniz size gelecektik biz?" Bıkkınlıkla bir nefes verdim ve gözlerimi kısarak, "O Çiyan da gelecek mi?" dedim.

"Ee tabi," diye mırıldandı sorum karşısında. "Yok müsait değiliz o zaman." Bir çırpıda ağzımdan çıkan sözler üzerine Efe boğazını temizledi ve o sırada telefondan başka bir ses duyuldu. "Ne diyor oğlum?" Selma Teyze fısıldayarak konuşmuştu. Canım Selma'mı ne hallere düşürmüştü Efe.

"Ne diyecek anne, müsaitlermiş işte sizi bekliyoruz dedi."

Külliyen yalan!

"Bana bak!" diye hiddetle sesimi yükselttim ve ayağa kalktım. "Selma Teyze ile Burhan Amca gelebilir ama o Ahu ile sen gelemezsin duydun mu beni?" diye devam ettim. Odanın içinde bir o yana bir bu yana dolaşırken ellerimi hırsla saçıma atıp karıştırdım. "Uzun zamandır gelmiyordunuz özlettiniz kendini diyor," dedi Efe, tüm o söylediklerimi yok sayarak. Muhtemelen Selma Teyze'ye söylüyordu onları.

"Beni deli etme be! O Çiyan'la yatıp kalkıyorsun aynı evde istemiyorum seni de gelme evime. Keyfin rahattır şimdi hoş senin, benim kuru çayıma mı kaldın sanki." Sesimi daha yükseltmem karşısında Selma Teyze'nin dediklerimi duyma ihtimali olabileceği geldi aklıma ve biraz daha kontrollü konuşmaya devam ettim.

"Öyle iki güzel sözle de yola getiremezsin beni! Ne Ahu ne de sen geleceksin evime. Dur dur hatta Selam Teyze ile Burhan Amca buraya geldikten sonra çıkacaksın o evden anladın mı beni? Kalmayacaksın o Çiyan'la aynı evde. Soluğunu bile içine çekmeyeceksin Efe!" dedim ve derin bir nefes aldım seslice.

PENCEREYE DÜŞEN POSTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin