Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Konularım yetişmeyecek." Sena'nın sızlanmasıyla ona döndüm. Sarı saçlarını tepeden topuz yapmış, birkaç tutamı da yüzüne düşmüştü. "Konular sana yetişsin kuzum," diyerek kendi çapımda mükemmel esprimi yaptım.
İkimizde şu sıralar çok stresliydik ve ben bazen Sena'ya, bazen Sena bana geliyordu. Birbirimize genelde TYT konularını anlatıyorduk çünkü ikimizde AYT kısmına girmeye korkuyorduk. "Zaten mezun senem! Var ya bunu da kazanamazsam çok kötü olur. Ya evde götümü devirip yatamam ben Nur!"
Yatağımdan kalktım ve çalışma masamdan oturan Sena'ya arkadan sarıldım. "Ne acıtasyon yaptın be kızım. Gayet iyiyiz konularda sanki bilmiyorsun!" dedim abartılı bir şekilde. "İkinci senemiz bu, birçok şeye hakimiz. Kasma gülüm kasma," diye devam ettim.
Kollarımı ondan çekerek yüzüne baktığımda kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Öyle mi diyorsun?" Gülmeye başladım. "Ohh kuzum!" dedim ve yanaklarından öptüm. "Dediklerimi hemen kapma huyuna aşığım." Oda gülmeye başladığında önündeki saç tutamlarını arkaya ittim ve kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Biz ÖSYM'den değil, ÖSYM bizden korksun!"
Bu cümlemden yaklaşık iki saat sonra Sena evine gitmişti. Harıl harıl çalışmış, günü bitirmiştik neredeyse. Perdemi aralayarak karşı pencereye baktım. Efe'den ses seda çıkmamıştı. Dün kütüphaneden çıktıktan sonra lokanta gidip yemek yemiştik sonra eve gelip hemen uyumuştum.
Hasta olacağımın farkındaydım. Geçen ki kırıklığı üzerimden tam olarak atamamıştım, biliyordum. Odadan çıkarak salona ilerledim ve annemle babamın oturmuş Selvi Boylum Al Yazmalım'ı izlediğini gördüm.
"Vay vay vay!" diyerek babamın yanına kuruldum ve anneme baktım. "Romantik bir film izliyorsunuz demek," diye mırıldandım. Babam göbeğini tutarak anneme baktı. "Hanım bende nerede bizim geveze kız diyordum," dedi. Kaşlarımı çatmış babama cevap verecektim ki annem bakışlarıyla beni işaret etti. "Bak bak hemen yanında."
Gözlerimi büyüterek annem ve babamda gezdirdim bakışlarımı. "Ne oluyor ya?" Annem soyduğu elmayı bıçağın ucuna batırarak babama uzattı. "Üzerime oynanıyor bakıyorum da," diye devam ettim."Estağfurullah kızım." Babamın bana alayla cevap vermesi üzerine annem güldü. "Olur mu hiç öyle yavrum. Gerçekleri söylüyoruz."
Ayağa kalktım ve annemin bıçağın ucuna batırarak babama uzattığı elmayı aradan kaptım. "Siz!" dedim ve elmamdan bir ısırık aldım. Önce annemi işaret ettim. "Ayten Yılmaz." Ardından babamı işaret ettim. "Ve Fikret Yılmaz."
Elmamdan bir ısırık daha aldım ve yutmadan konuşmaya başladım. "Bu gece üzerime oynamanızdan dolayı sizinle yarım gün konuşmama kararı aldım," dedim ve çiğnediğim elmayı yuttum. Annem öne doğru eğildi ve yüzüme baktı. "Neden yarım gün kuzum?"
