71-)"Kavga"

8 0 0
                                    

Gülşah Tütüncü- Hazan Vakti

Her yeni gün, yeni bir umut demektir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Her yeni gün, yeni bir umut demektir.

Başrol ben olsam dahi bu değişmiyordu çünkü her hikayede kalıplaşmış bazı gerçekler vardı ve bu da onlardan biriydi.

Umut, hep vardı.

"Canım Ali'm ya! Bak gördün mü, yine bir şekilde gönlümü aldı," dedi Sena kendinden geçmiş bir şekilde. Salına salına, havaya bakarak sokakta yürüyordu, ben ise önüme bakarak doğru düzgün yürüyordum. "Hıhı iyi bari," deyip kestirip attım lakin Sena'ya dönüp bakmamıştım bile.

Ali yine her zamanki gibi bir şekilde Sena'yı kırmıştı ve yine her zamanki gibi gönlünü almıştı. Bizim kızda her seferinde olduğu gibi hiç bir şey olmamışçasına saf saf havalara bakıp Ali'yi düşünüyordu.

"Ya yapma şöyle! Ufak bir konu hakkında tartıştık ama sonra oda bana hak verdi ve birkaç güzellik yaptı." Bir yandan bana isyan ediyor bir yandan da açıklama yapıyordu. Başımı iki yana sallayarak ona döndüm ve yanağından bir makas aldım.

"Bir şey demedim ki gülüm ben. Sizin ilişkiniz hep böyle, bana laf söylemek düşmez. Sen mutluysan sorun yok." Gülümsedi ve at kuyruğu yaptığı sarı saçlarına elini götürerek bana bir öpücük attı. "Sen bir tanesin, minik kuşum," dedi.

Efe'nin açacağı mekana doğru gidiyorduk daha doğrusu ben gidiyordum ama yolda Sena ile karşılaşınca oda gelmek istemişti. Hava oldukça sıcaktı ve uzun saçlarımı toplayıp topuz yapmıştım.

Bir anda melodili bir cümle yayıldı etrafa.

I Love You Baby

Sena telefonunu sırıtarak çıkarıp biraz kurcaladı ve tekrardan cebine koydu. "O ses neydi öyle?" Omuzlarını silkerek beni cevapladı. "Ali mesaj attığında bildirim sesinde o müzik çalışıyor. Sadece Ali'ye özel."

Karşımda bir uzaylı varmışçasına yüzüne baktım.

"Ya Nur bakma şöyle. Ben çok seviyorum onu, ne yapayım!" Sabır çektim ve yüzüme samimi bir gülüş yerleştirip Sena'ya baktım. "Kızım sev, ona lafım yok ama gereğinden fazla saf aşık rolünü üstlenmiyor musun sence de?"

Amacım Sena'nın gözünü açmak ya da onları ayırmak değildi. İstesem bunu bu zamana kadar yapabilirdim. İkisi birbirini seviyordu bundan emindim ama artık bu çağda sadece sevmekten öte karşındaki insanın seni hor görmeyeceğini, seni dövmeyeceğini ya da seni dolandırmayacağını bilmek istiyordu insan.

Sena'nın konu Ali olduğu zamanlarda attığı saf bakışlarının hedefi ben oldum. "Ama o da beni seviyor."

Mükemmel bir cevap.

Elimi Sena'ya uzattım, oda uzattığım elimi tuttuğunda sıkıca el sıkıştık. Omzundan tutup kendime doğru çekip yanaklarından öptüm ve, "Çok güzel bir cevap verdin. Söyleyecek sözüm kalmadı vallahi," dedim. Nur Yılmaz'ın dahi söyleyecek sözü kalmadıysa konu kapanmıştır.

PENCEREYE DÜŞEN POSTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin