67-)"Sınav"

10 0 0
                                    

Can Kazaz- Öğrenmemek Ayıp

Soru kitapçığı önüme konulduğu andan itibaren içimden edeceğim hiçbir küfrün beni bu sınavdan ekstra başarı ile çıkaramayacağının farkındaydım lakin bu gerçek yine de o küfürleri etmeme mani olamamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soru kitapçığı önüme konulduğu andan itibaren içimden edeceğim hiçbir küfrün beni bu sınavdan ekstra başarı ile çıkaramayacağının farkındaydım lakin bu gerçek yine de o küfürleri etmeme mani olamamıştı.

Üniversite sınavı birçok insan için oldukça farklı anlamlar taşıyordu.

Kimi insan sadece sevdiği bir işi yapmak için istediği bölümü kazanmak istiyordu, kimi insan ise sadece ailesini geçindirmek için istemediği halde iş garantisi olan bir bölümü kazanmaya çalışıyordu.

Bu liste daha fazla uzayabilirdi lakin şimdilik gereği yoktu çünkü şu an sadece yaklaşık iki saat önce çıktığım üniversite sınavının sinirini atmakla meşguldüm.

"Descartes gelecek çağlardaki gençlerin bir numaralı düşmanı olmaya ant içmiş resmen ya! Ne olurdu sanki matematiği bulmasa he, ne olurdu yani iki artı iki dört deyip bitirseydik şu işi!" Sena'nın isyanları bitmek bilmiyordu hoş bende ondan farklı değildim.

"Dünyanın sonu değil bu sınav. Bir saattir ağlıyorsun Sena, daha fazla yıpratma kendini bebeğim." Ali'nin Sena'yı teselli edişine göz devirdim ve yan tarafımdaki Efe'ye biraz daha yanaştım. "Off Ali, sende herkes gibi aynı şeyleri söyleme. Sevgilimsin sen benim ya, insan daha farklı şeyler söyler. Ne bu böyle!" Sena'nın sesi sonlara doğru kısıldı ve ağlaması daha da şiddetlendi.

Dördümüz birlikte mahallenin aşağısında kalan parka doğru ilerliyorduk ki neredeyse gelmiştik.

"Ya ben kötü bir şey mi dedim?"

"Birde soruyor musun? Sus, gelme peşimden!" Sena hızlı hızlı parka giriş yaparak salıncakların arka kısmında kalan çardakların birine kurulup kollarını göğsünde bağladı.

"Allah Allah!" dedi Ali ve bu sırada başını bana doğru çevirdiğini hissettim lakin ona bakmadım. "Ben ne diyeyim bu kıza şimdi, sen bir akıl ver bari Nur."

Ali hep böyleydi. Bir çıkmaza girdiğinde çözüm aramak yerine başkalarının ona çözüm olmasını isterdi. Her ne kadar Ali'nin kötü biri olmadığını bilsem de Sena ona fazlaydı.

Efe'nin koluna girerek başımı Ali'ye doğru çevirdim ve omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Bilmem ki," diyerek dudaklarımı düktüm. "Sena'nın yıllardır sevgilisi olan ben değilim, sensin." Ali'nin yüzü kurduğum cümleyle gerilirken yutkunduğunu gördüm.

Alttan alttan vermek istediğim mesajı biliyordu, hem de çok iyi. Bir süre yüzüme boş bir şekilde baktıktan sonra sonunda dudaklarını araladı. "Öyle tabi ama çocukluktan beri arkadaşı olan da sensin."

Benimle görünmez bir laf dalaşına girmek mi?

Bu hikayede yanan sen olursun Ali.

PENCEREYE DÜŞEN POSTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin