68-)"Pazar"

16 0 0
                                    

Yüksek Sadakat- Aşk Durdukça

Koluma astığım poşetlerden birini avucuma indirdim ve sıkıca kavradım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Koluma astığım poşetlerden birini avucuma indirdim ve sıkıca kavradım. Dudaklarım yalamaktan aşınmış ve dişlerim sıkmaktan dolayı zonkluyordu.

Annem yani namı değer Ayten Sultan pazara giderken beni de yanına almıştı nedeni ise oldukça basitti, tabi ki poşet taşıttırmak.

Evlatların görevleri arasında sıralanacak olsa ilk beşe girerdi poşet taşıttırmak.

Buraya kadar her şey normal, zaten alışık olduğum bir durum bu. Anormal olan pazar dönüşü nerdeyse poşetlerin yarısından çoğunu ben taşımama rağmen Melih'le karşılaştığımızda annem onunda eline birkaç poşet tutuşturup eve kadar bizimle gelmek zorunda bırakmıştı.

"Eee oğlum sen daha nasılsın? Annen iyidir inşallah," diyerek tekrar ve tekrar söze girdi annem. Bu sırada ise oturduğumuz apartmanın bulunduğu sokağa girmiştik.

"İyiyim Ayten Teyze, sınavı da atlattım ya daha rahatım," dedi samimi bir şekilde Melih ve yandan bana doğru bir bakış atarak devam etti. "Öyle değil mi Nur?" Duyduğum halde duymazdan gelerek yürümeye devam ettim. Kısa bir süre sessizlik olduğundan annem dirseğiyle karnıma hafifçe vurarak, "Sana diyor kızım," dedi hafif öfkeli bir şekilde.

"Ha anlamadım. Bir şey mi dedin?" diye sordum Melih'e oldukça sahte bir oyunculukla.

Ne yapmak istediğiyle ilgilenmiyordum Melih'in. Oldukça saçma hareketler sergilemişti bu zamana kadar, anladığım tek şey buydu. Kendi çapında bir intikam almak istemişti sevgilisinden ve bunu benim üzerimden yapmayı planlamıştı fakat daha sonrasında vazgeçip bunu dile getirmişti.

Ne saçma, ne gereksiz bir şeydi bu ayol.

"Sınavı atlatınca sana da bir rahatlama geldi mi, diye sormuştum."

"Hıhı aynen, geldi," deyip kestirip attım. Bana imalı bir bakış attıktan sonra anneme dönüp gülümsedi ve dudaklarını araladı. "Annemde gayet iyi Ayten Teyze," dedi ve böylelikle annemin iki saat önce sorduğu soruya cevap vermiş oldu.

Sonunda apartman içeriye girip oturduğumuz dairenin önüne geldiğimizde annem kapıyı açtı ve önce Melih'in elindeki poşetleri alarak gülümsedi. "Sağ ol Melih, inan ki karşımıza çıkmasan çok zorlanırdık şu poşetleri taşımaya, hava da malum çok sıcak." Gözlerimi büyüterek şaşkın bir şekilde anneme baktım.

"Anne, Melih ile iki sokak ötede karşılaştık alt tarafı. Ondan öncede gayet taşıyorduk bu poşetleri. Sanki pazardan buraya gelene kadar bizimleymiş gibi konuşma," diye söylendim yumuşak ama laf sokucu bir şekilde. O nasıl oluyorsa artık, neyse ayol.

"Sus kız!" dedi annem dişlerinin arasından. Bu sırada ona göz devirdim ve hızla ayağımdaki spor ayakkabıları çıkarmaya başladım.

PENCEREYE DÜŞEN POSTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin