10°

13.7K 1.1K 470
                                    

Keyifli okumalar çiçeklerim 🌸

1 hafta sonra..

"Jeongguk, artık git başımdan! Ya senin işin yok mu?" benimle uğraşan Jeongguk'un ellerine yavaşça vurup derin bir nefes aldım.

"Ya Sarah, çok eğlencelisin. Odayı paylaşsak nasıl olur? Ben kendi işimi yaparım, sende kendi işini?" dediğinde kahkaha atmıştım.

"Koskoca veliaht prens? Benim odama mı gelmek istiyor? Aman Tanrım~" dediğimde gülüp saçımı çekerek kendine bıyık yapmaya çalışmıştı.

Bu bir hafta içerisinde alışmıştım şirkete, insanları az buz tanıyor ve konuşuyordum.

Bir hafta içerisinde Bay Min ile fazla konuşmamıştık.

Daha doğrusu o benimle konuşmuyordu, sürekli iş konuşuyorduk üstelik hiç kavga etmemiştik.

Halbuki o kadar da sakarlık yapmıştım hatta arada bilerek bile yapıyordum, ama yine ısrarla ne konuşmuş ne de kızmıştı bana.

Sanki bir şey söylemek istiyor gibiydi fakat bir türlü söyleyememişti.

Bu daha sinirimi bozuyordu..

Peki tam söylemek üzere olurken birisinin bölmesi?

Bu.. dondurmayı tam tadacakken yere düşmesi gibi bir şey sanırım..

Hayal kırıklığı ve acı~

"Sen işsiz misin gerçekten Jeongguk, yani şirket babanın ya? Sen çalışmadan baba parası yiyen playboylardan mısın?" diyip sırıttığımda dudaklarını aşağı sarkıtmıştı.

"Ben gayet düzgün bir adamım, lütfen. Düzgün ve kaslı bir adamım." diye düzelttiğinde kahkaha atmıştım.

"Her kası olan adam olsaydı, ohhoooo~" diyip güldüğümde o da gülmüştü.

"Gerçi kası olmayanda adam olmuyor. Adam olan her şekilde adam." omuz silkmiştim.

"Bak ben hem adamım hem kaslı, çok şanslısın benim gibi bir arkadaşın olduğu için." dediğinde gülmüştüm.

"Çook~"

Masamın üzerindeki dosyalara göz gezdirdikten sonra, bir kaçını alarak Bay Min'in odasına gidip kapıyı çaldım.

Bahane arıyordum odaya girmek için.

İçeri girdiğimde Bay Min çalışıyordu, minicik gözleri bilgisayara bakmaktan bozulmazdı umarım.

"Evet?" başını kaldırmadan konuştuğunda ilerleyip masasının önünde durdum.

"Dosyaları getirdim."

Sesimi duyduğunda başını kaldırıp bana bakmıştı.

Başını tereddütle sallayıp elimdeki dosyaları alıp imzalamaya başladı.

"Bay Min, okumadan imzalamayın lütfen." diye uyardığımda bana bakıp ayaklanmıştı.

"Bak ben-" sözünü bitiremeden kapı çalınıp açılmıştı.

Namjoon beyin asistanıydı sanırım gelen.

"Ne var?" demişti Bay Mim.

Sözü kesildiği için sinirlenmişti.

"Siz okuyup imzaladıktan sonra beni çağırırsınız."diyip odadan çıktım.

Diyeceği şeyleri merak etmiştim, ama o salak kız yüzünden bölünmüştü.

asisstant ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin