asisstant ° myg

17°

Keyifli okumalar çiçeklerim 🌸

"Tanımadığın adamlarla, nasıl hemen bu kadar samimi olabiliyorsun?"

Kaşlarımı şaşkınca havalandırıp Bay Min'e baktım. Hala cama dönüktü başı.

"Samimi?" demiştim soru sorar bir şekilde.

"Evet, samimi. Gülüşüyordunuz." istifini hiç bozmuyordu, konuşurken yüzüme bakmasını isterdim.

"Sizede gülüyorum, sizinle samimi miyim?" dediğimde öylece kalmıştı.

Aferin Sarah!

"Ben patronunum, o ise tanımadığın bir adam."

"Bakın, Chang Sub'a gülmem onunla samimi olduğum anlamına gelmez. Sadece tanışmak için girişimde bulundu.

Ve komik geldi, kötü biri gibi hissetmedim. Bu nedenle gülüp, konuştum." diye açıkladığım da bakışlarını gözlerime sabitlemişti.

"Chang Sub." yüzünü hayret eder bir ifadeye sokup yavaşça başını sallayarak tekrar cama çevirmişti.

~

Davetler, partiler çok sıkıcılar..

Yarım saattir ayakta dikilip gelenle gidenle zorla gülüşüyorduk.

Bay Kim sabah ki gibi değildi, gülümsemiyordu insanlara karşı. Eh, yani adam tüm gülme hakkını sabah kullandı.

Daha da gülmezdi artık ömrü boyunca..

Geçen gün ki yaşlı bey amcalar da buradaydı, oğlu Jihun ve kızı Hana ile birlikte.

Zaten yanımızdan ayrılmıyorlardı ki.

Hana'nın gözleri sürekli Bay Min'in üzerindeydi. Hana'ya bakıp göz devirmiş ve iç çekerek etrafıma bakmaya başlamıştım.

Şatafatlı ve göz yorucuydu, ışıl ışıl parlıyordu her yer. Ama pavyonda değildik.

Şu tavanda ki koca avizenin binlerce dolar ettiğine emindim.

"Yoongi-shi, dans edelim mi?" En sonunda ağzındaki baklayı çıkartıp konuşmaya başladı.

Böyle hallere girerken kendince şirin olduğunu sanıyordu sanırım.

Hâlbuki çiftleşme dansı yapan kurbağanın eneiştesi olan, ankaranın bağları oynayan maymuna benziyordu.

"Kusura bakmayın, bana sözü vardı Bay Min'in." diyip elinden tutup pistin kenarına doğru ilerledim.

"Ne yapıyorsun, asistan?" demişti sakince.

"Rahatsız olduğunuzu anladım, o yüzden sizi o sümüklü böcek gibi yapşan kızdan kurtardım." gülümseyip ellerimi omuzlarına yerleştirdim.

Bay Min'de ellerini belime yerleştirmişti, elleri vücudumla irtibata geçtiğinde titrediğimi hissetmiştim. Biraz huylanıyordum sanırım.

"Şimdi rahat mıyım yani?" kaşlarımı çatıp yutkundum.

"O kızla dans etseydiniz yapışır bırakmazdı sizi, ama şimdi istediğimiz zaman oturabiliriz.