asisstant ° myg

30°

Keyifli okumalar çiçeklerim 🌸

1 hafta sonra..

Bazı sakarlıklarımı görmezden gelirsek şirkette iyi iş çıkartıyordum.

Bay Min'le artık iyi anlaşıyordum, yani gibi..

Saçımızı boyatıp yemeğe gittiğimiz gün çok güzel zaman geçirmiştik, Bay Min dediğim şeylere gülüyordu artık.

Fakat bu durum canımı sıkıyordu. Yaklaşık bir kaç gün önce inkar etmeyi bırakmıştım, hoşlanıyordum Bay Min'den.

O'na baktığımda hızla çarpan kalbim, sebepsizce gülümsemem bunun kanıtıydı. Uzun süre inkar etsem de bir işe yaramadı.

İnkar etmek istiyordum çünkü karşılık alacağımı sanmıyordum, Bay Min kuralları olan biriydi, bense o kadar sık biri değildim.

Bay Min'e göre biri değildim.

Şirkette iyi bir kariyerim ve iyi bir maaşım vardı. Hatta mankenlik bile yapıyordum arada, ama artık dar gelmeye başlamıştı şirket.

Rahat edemiyordum, sürekli aklım Bay Min'e kayıyor ve kendimi o'nu düşünürken buluyordum.

Bu nedenle istifa etmeye karar vermiştim, zaten öğrendiğinde her türlü kovulacaktım.

O'nun gözünde para düşkünü biri gibi gözükmek istemiyordum, ilk başlarda bahsettiği kadınlar gibi görsün istemezdim.

İstifam hazırdı.

Bu konuyu Jeongguk'la konuştuğumda ilk sevinmişti, fakat istifa edeceğimi duyduğunda suratı düşmüştü.

Hatta 'biraz dişiliğini, seksapaliteni kullanda abimi kendine aşık et.' diye söylenmişti suratsızca.

Ama kararlı olduğumu görünce bir şey diyememişti.

Derin bir nefes alıp istifamla beraber Bay Min'in odasına ilerledim. Kapıya vurup cevap beklemeden içeri girdim.

"Evet asistan?" diyip hızlıca bir şeyler yazmaya devam etmişti bilgisayarda.

Yutkunup derin bir nefes almıştım.

"Şey.. Ben sizinle önemli bir şey konuşacaktım." dedim sıkıntıyla.

Kolay değildi, ter dökmeye başladım sanırım..

Sıkıntılı sesimi duyduğumda hareketleri yavaşlamış ve yüzüme bakabilmişti.

"Neyin var, iyi misin?" dediğinde  başımı sallayıp bakışlarımı kaçırdım.

"İyiyim, sadece ben-" dudaklarımı ıslatıp derin bir nefes verdim tekrar. "Ben istifa etmek istiyorum." huh!

Sonunda diyebilmiştim!

Bay Min'in kaşlarını havalanmıştı, şaşkınca bana bakmaya başladığında bakışlarımı kaçırdım.

"Nereden çıktı bu?" diyip kaşlarını çattı.

"Zaten burada yüzümün zoruyla duruyordum. Yani sözleşme şeysi işte..

Ve düşündüm ki sizi rahat bırakmalıyım, ayrıca çok sakarım. Size daha profesyonel biri lazım. Bir de babanız sizi sürekli rahatsız ediyordur falan."

Yalan.

"Saçamalama, Sarah." diyip iyice bana dönmüştü.

Nadir adımla hitap ediyordu bana. Hatta ikinci falandı sanırım, garip gelmişti.