16°

14.5K 1.1K 810
                                    

Keyifli okumalar çiçeklerim 🌸

Yanağımın ağrısıyla yavaş yavaş bilincim yerine gelmeye başlamıştı, tek gözümü yavaşça açıp gün ışığına alışmaya çalıştım.

Kendime gelip gözlerimi tamamen açtığım da yerde olduğumu anlamıştım.

Oha, beni yataktan mı atmış?

Yani vicdansızsın tamam, ama bu kadar da olmaz be.

Başımı hafifçe kaldırarak yatağa bakmıştım, fakat kimse yoktu. Soluma baktığım da ise Bay Min'in gülerek kravatını bağladığını görmüştüm.

İlk defa gülerken görüyordum.

Diş etleri..

Başımı iki yana sallayıp doğrularak yere oturmuş ve hesap sorma moduma geçmiştim.

"Beni yataktan da attınız ya, helal olsun." diyip omuzlarımı düşürüp başımı yatağa yasladım.

"Ben atmadım, az önce kendi kendini attın. Uyurken bile sakarsın asistan." diyip gülümsemesini genişletti.

İnanamıyorum, başımıza taş mı yağacak?

Kendime geldiğimde kalkıp banyoya yöneldim, kısa bir duş sonrasında üzerimi giyinip saçlarımı dağınık balık sırtı yapmıştım.

Banyodan çıkıp aynada son kez kendime bakmıştım.

"Bay Min~ bugün bir işimiz var mı?" dediğimde bakışlarını okuduğu dergiden kaldırmadan cevap vermişti.

"Evet, akşam davet yemeği var. Babamın yerine gitmemiz lazım." dediğinde gülümsedim.

"O zaman akşama kadar biraz gez-"

"Hayır." daha sözümü bitiremeden olumsuz cevap vermesiyle yüzüm düşmüştü.

"Ama lütfen Bay Min, bir daha ne zaman geleceğiz? Hem işimiz de yok?" dediğimde başını kaldırıp bana bakabilmişti sonunda.

"Olmaz, istiyorsan kendin gidebilirsin." dediğinde kaşlarımı çattım. Anlaşıldı, benimle gezmek istemiyor.

Peki..

"Ben sana çok meraklıyım sanki." diye mırıldanıp çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım.

Asansöre binip zemin katta indim.

Otelden çıkıp etrafıma bakındım, şimdi internette gördüğüm yerlere gidebilirdim.

Çok merak ettiğim, Hopewell Rocks'a gidecektim.

İnternetten haritalara açıp yürümeye başladım, ama önündeki tümseği fark etmemiştim.

Ups!

Yere yapışmam kaçınılmaz olmuştu, zaten biz yer ile sevgiliydik artık.

"Bu sakarlıkla bu yaşa kadar nasıl hayatta kaldın anlamıyorum asistan."

Önüme uzatılan el ile başımı kaldırıp elin sahibi, gerçekten tahmin ettiğim kişi mi diye baktım.

Evet, Bay Min'di.

Elini tutarak ayağı kalkıp üzerimi sirkeledim.

"E, hadi gidelim." diyip yürümeye başladığında, kaşlarım havalanmıştı.

Hemen arkasından koşup yetiştim.

"Siz bir tanesiniz!" diyip gülümsedim.

O da gülümseyip başını iki yana sallamıştı.

asisstant ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin