26°

14.4K 1.1K 1.3K
                                    

Keyifli okumalar çiçeklerim 🌸

"Bak Jimin boku, telefonunu gizlice alıp eski sevgililerine yalvarma içeren mesajlar yollarım beni sinir etme!" saçımı örmesi için annemin önüne oturmuştum, hareket edemediğim için gelmiş benimle uğraşıyordu.

"Hele bir yap, bende patronuna o'na aşık olduğunu söylerim. Sonra seni kovar, pek sevgili Kutup ayın." yutkunup dudaklarımı ıslatmıştım, niye böyle salakça bir şey dedi ki şimdi?

"Salak salak konuşma civciv boku!" vurmaya çalıştım ama geri çekilmişti.

"Dua et saçların annemin elinde." yüzümü bilmişçe buruşturup başımı sallamıştım hızla.

"Pamuk, nasıl oldun?" merdivenlerden inen Jin abime bakıp gülümsemiştim.

"İyileştim, ama bu salak beni sinir hastası edecek." tekrar vurmaya çalıştım ama yine kaçmıştı, üstelik vuracağımı görmeden.

"Oha! Matrix'de ki adam gibiydin aynı!" demiştim gülerek, Jimin ise hayavla omuzlarını kaldırmış ve gülmüştü.

"Ya salaksın." başımı iki yana sallayıp gülmüştüm.

Annem ise saçımı örmeyi bitirip ördüğü saçlarımı okşamış ve elini yanaklarıma uzatarak sıkmıştı.

"Ben yemek yapmaya gidiyorum, sakın kavga etmeyin." işaret parmağını bize sallarken konuşmuştu.

"Anne çocuk muyuz sanki?" Jimin göz devirdiğinde ayağı kalkıp haline gülmüştüm.

"Boyuna bakılırsa, evet!" hızla merdivenlere ilerlemiştim.

"Bak gelme, hızla çıkarsam yuvarlanırım falan." Jimin başını sinirle sallayıp kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Sen görürsün ama." dil çıkartıp yavaşça odama çıkmıştım.

İçeri girip dolabıma ilerledim, üzerimi değiştirip vermeyi unuttuğum kamerayı Bay Min'e götürecektim.

Bütük ihtimal evinde olması lazımdı, çünkü bugün tatil günümüzdü.

Elime gelenleri giyinip çantamı ve telefonumu alarak odamdan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elime gelenleri giyinip çantamı ve telefonumu alarak odamdan çıktım.

Aşağı inip etrafa bakındım, Jin abim televizyon izliyordu. Jimin ise telefonuyla ilgileniyordu.

"Ben gidiyorum." neşeyle bağırıp gülümseyerek abilerime öpücük atmış ve mutfağa giderek anneme de haber vermiştim.

Ardından annemi öperek evden çıkmış ve bir taksiye atlayarak Bay Min'in adresini vermiştim.

Haber vermeden gidiyordum sıkıntı olmazdı umarım. Gerçi haber versem de ayrı sıkıntı olurdu, Bay Min'di konu boru değil yani.

"İyi günler." taksiye ücretini ödeyip arabadan inip devasa büyüklükte ki evin bahçesine giriş yapmıştım.

asisstant ° mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin