1

38.1K 1.6K 1.5K
                                    

Rosé elinde oyuncağı ile önüne getirdikleri yemeği yemeye çalışıyordu.

Ama yemek istemiyordu. Belki hemen kucağında oturan minik bebeği acıkmıştır diye düşündü, ve tabağından aldığı pirinç topunu bebeğinin ağzına götürdü.

"Ham ham. Sen acıktın mı." Rosé bebeğine yemek yediriyor gibi yapıp en sonunda kendisi yiyordu pirinç kekini.

Yanında oturan başka bir kadın hemen ona bakıyordu küçümseyici bakışları ile.

Rosé ona baktı ve gülümsedi.
"Bebeğim çok acıkmış. Ama istersen senin bebeğine de yedirebilirim." Kadın kaşlarını çattı ve hemen kucağında olan bebeğini sıkıca kavradı.
"Bebeğimi ben yediririm."

Rosé kadının ani çıkışına şaşırsa da ağlamamak için kendisini tuttu ve bebeğine yedirmeye devam etti.

Ama karşı masada kapüşonlusunu kafasına geçirmiş olan çocuğa gözü takılmıştı. Gözleri kanlanmıştı ve elleri titriyordu.

Yemeğini yememiş ve sadece etrafa korkak bakışlar atıyordu.

Rosé biraz ona bakmıştı ve ayağa kalkmıştı.
Arkadaşı yoktu belkide. Onunla yemeğini paylaşabilirdi. Belkide yemeği kötüdür bu yüzden yemiyordur.

Bebeğini kucağına yerleştirdi."Ben sana odamızda süt vereceğim tamam mı. Yemeğimizi arkadaşa verelim." Bebek Rosé'ye göre ona gülümsemişti.

"Sen çok iyi bir bebeksin." Rosé bebeği göğsüne sakladı ve eline tabağını alıp karşı masadaki çocuğu yürüdü.

Etraftaki herkes başka bir şeyle ilgileniyordu. Bu yüzden kimse Rosé'yi göremiyordu.

Masaya yaklaştığında tek oturuyor olduğunu gördü ve karşısına oturdu.
Elindeki tabağı onun önüne itti.

"Şey senin yemek yemediğini gördük ve bebeğimle biz düşündük ki, yemeğin kötü. Bu yüzden sana yemeğimizi getirdik."

Jungkook kafasını kaldırır kaldırmaz Rosé daha bir ürkmüştü. Gözlerinin beyazı dahada kırmızıydı ve şeytan gibi duruyordu.

"Senin gözlerin neden öyle. Ben biraz korktum da." Rosé bebeğini daha sıkı sardı.

"Git buradan!" Jungkook fısıltıyla söylediğinde Rosé dahada sinmişti.

"Ben seninle arkadaş olmak istemiştim ama." Rosé fazla dayanamamış ve gözünden bir damla yaş düşmüştü. Korkmuştu.

Jungkook dahada titremeye başladığında, Rosé'yi kollarından tutup kaldıran hemşire ile ayağa kalktılar.

Hemşire Rosé'yi uzaklaştırdı.
"Rosé bebeğim senin orda ne işin var." Rosé burnunu çekti.

"Ben onunla arkadaş olmak istemiştim. Bebeğim ve ben ona yemek  götürmüştük. Çünkü o yemek yemiyordu." Konuşurken çenesi titremişti.

Hemşire sıkıca bebeğini tutmuş ve ağlayan Rosé'nin haline bakıyordu.

"Bak Rosé o çok hasta tamam mı. Bir daha onun yanına yaklaşma. Onun içeride arkadaşları var merak etme."

Rosé onunla arkadaş olmak istiyordu sadece. Neden böyle yapmıştı ki. Korkutmuştu onu.

🐿🐇

~miasy

merhaba, bu hikayemi tekrardan düzenledim ve fark ettim ki bu bölümün sonu boş kalmış. Sonradan gelip okuyanlar için ya da bana sürekli çok sevdiğim için tekrardan okumak istedim diyenler için gelsin bu yazı. Öncelikle size minnettarım bunu demek istiyorum. Bu hikayede benim yanımda oldunuz. Sizleri çok seviyorum. Benim için yazması çok zor bir konuydu. Mad'i yazmaya başladığımda kendimce hala küçük biriydim ama başı ve finali arasında büyüdüm. İlk başlar ileri ki bölümleri yazarken çok zorlandım. Bana ağır geldi bu konu ama bir şekilde ilerlettim. Topluluğumuzda çoğu kişinin yaşadığı olayları yer edindim ve bu gerçekten çok ağırdı benim. Gerek Jungkook'un yaşamı ya da yaşadıkları olsun gerek Rose'nin yaşadıkları ve hastalığı olsun bunlar benim için hep ağır konular oldu. 

Ve ben bu hikayeyi yazmak için 'Algernon'a Çiçekler' kitabından esinlendim. Kitap karakterinde ki hastalık farklıydı ama ben araştırdım ve Mad'i yazmak istedim. Her şey çok hızlı gelişti.

Sizi seviyorum. Hikayeme şans verdiğiniz için.

Mad | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin