28

10K 887 630
                                    

Geçen bölüm çok az yorum geldi. Siz yorum yapmayınca yb yazasım gelmiyor. Valla haftalarca yazmam ona göre. Her satıra yorum görmek istiyorum.

Oy sınırı+100

🐿🐇

Garip garip rüyalar görüyordu Jungkook. Göz kapakları kapalıydı ve karanlıktı ama iç dünyası yeşillik ve renklerle doluydu.

Gözlerini açmak istemiyordu ama açmak zorunda olduğunu hissediyordu. Kaç saattir hareketsiz bir vaziyette gözlerini açmaya yeltenmişti. Ama yapışan kirpikleri hem buna izin vermiyor, hemde dahada sıkıyordu gözlerini.

Uyan Jeon.

Fısıltılı sözler ve güzel narin ses. Jungkook kapalı gözleri ile gülümsedi. Uyuduğunu düşünüyordu. Oysaki uyanalı 1 saatten fazla olmuştu. Sadece gözlerini açmıyor ve gördüğü o güzel rüyaların içinde bir daha yaşıyordu. Uyandığını bile fark etmemişti. Vücudu battaniyenin altındaydı. Ellerini iki bacağının arasına sıkıştırmıştı. Kesilmesi gereken uzamış saçları yastıkta bir bütün halinde dizilmişti. Aralık dudaklarından kısık nefesleri çıkıyordu.

Jungkook 14 saattir kesintisiz uyumuştu. İki gündür hiç uyumadığından, Hoseok'un da verdiği ilaçlarla kesintisiz uyumuştu.
Şimdi ise uyanmak üzereydi. Kapalı gözleri ile battaniyenin altında diğer tarafa döndüğünde, yüzüne gelen hafif karanlık gün ışığını kapalı göz perdesinden hissetti. Bu sefer açacaktı.

Araladı gözlerini. Gözlerine doğru gelen karanlık havaya baktı. Güneş doğmak üzereydi ve karanlık gökyüzüne turuncu bir hava vermişti. Camın perdesi açık olduğundan her yeri görebiliyordu neredeyse.

Jungkook tepkisizce baktı dışarıya doğru. Ağzında demir tadı vardı ve bunun nedenini anlamıştı. Dün ki olay geldi aklına. Kan kustuğu için vardı o tat damağında. Dudakları da kurumuştu. Jungkook dilini çıkarıp dudaklarına dilini dokundurduğunda, hiçbir ıslaklık hissetmemişti dudaklarında. Su içmek istiyordu. Susamıştı. Boğazı ve dudakları kurumuştu.

Doğrulmak için ilk hamlesini yaptı ve elini yatağın iki kenarına yasladı. Vücudu güçsüz olduğu için ilk başta kalkmakta zorlansa da olsa doğruldu yatakta.

Ellerini sertleşmiş saç tutamlarından geçirdi. Gözlerine giriyordu ve Jungkook elini geriye itmekten bıkmıştı. "Kesmeliyim." Kurumuş boğazından fısıltı şeklinden çıktı o cümle.

Kenarda duran sürahiyi aldı güçsüz elleri ile ve içmeye başladı. Aradan kaçan sular tişörtüne damladı.

Sabah beş buçuk falandı ve güneş hala doğmamış sadece renklerini vermişti bulutlara.

Ayaklarını sarkıttı yataktan aşağıya. Yanında ki boşluk hissi canını yakıyordu. Hemen yanında onu görmek istemişti ama yoktu. 1 haftadır onunla gözlerini açmak, ona huzur veriyordu. Şimdi ise ilaçlarla huzurlu bir uyku çekmişti. Bunu istememişti Jungkook. Onun yüzüyle uyuyup uyanmak istemişti sadece.

Ağlamak gelmiyordu içinden. Dün ki güçsüz çocuk yoktu. Evet teslim olacaktı ama küçüğünün kurtulacağını bildiği için teslim olacaktı.

"Kurtulacaksın miniğim." Küçüğünü kurtaracaktı. Onun hayatına karşılık kendi hayatını o kadının ellerine verecekti. Bunun için üzülmem gerekirken üzülmüyordum.

Biraz yaşamıştım uzun zamandan sonra. O bana yeterdi. Hayatımın ipini verme vaktim gelmişti.

Ayağa kalktı zar zor. İlk başta başı dönse de tutundu yatağın köşesine. Gözlerinin önünden karaltının geçmesini bekledi. Kapattı açtı gözlerini. Kısa sürede gözlerinin önündeki karaltı gitti. Yürüyebilecek gücü kendimde bulduğum an banyoya yürüdüm.

Mad | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin