☆
Her söze inanmıştı insanlar. Her şeyi ile kabul etmişlerdi. Bir erkek sadece bebekken ihtiyacı olduğu zaman ya da acıktığı zaman ağlardı. Kimse büyüdüğü zaman ağlamazdı. Ağlarsa eğer küçümsenirdi ve ezik durumuna düşerdi öyle değil mi? Kim demişti peki erkekler ağlamaz diye? Kimdi bu kanunu dünyaya yayan, ağlamayı sadece kızlara kılan ve erkeklerin ağlamasını kısıtlayan, kimdi?
Erkeklerde ağlardı. Hemde saatlerce ağlardı. Hıçkırarak ağlardı ama sesini çıkartmazdı. Zorda olsa gülümser ama içinde bir yangını körüklerdi. Ağlamak isterdi, Her şeyi anlatmak isterdi ama onu kısıtlayan kurallar vardı. Kuralları unutmuştu Jeon Jungkook. Hemde saatlerce ağlayacak kadar unutmuştu.
Rosé'nin dizinde yatarken de unutmuştu. Saçlarında dolanan parmaklar arada yüzünü iniyordu ve yanağını okşuyordu. Kaç saat ağlamıştı. O şekilde her şeyi anlatırken kaç saat geçmişti.
Jungkook ilk defa sesli bir şekilde geçmişini anlatmıştı Rosé'ye. Her şeyiyle ona anlatmıştı ve bunu seslice bütün açıklığı ile anlattığı ilk kişiydi.
Küçüklüğünü. Jimin ile koşuşturmasını, annesini ve onu parklara götüren babasını anlatmıştı. Sonra ise annesinin ölümünü anlatmıştı. Annesinin kalp krizi geçirişinin sabahına yatağındaki ölü bedenini.
Rosé bu duyguları biliyordu. Kendi annesinin ve babasının ölümünü hatırlıyordu sadece. O da ağlamaya başlamıştı. Hem sessizce ağlamış hemde dinlemişti dizinde yatan Jungkook'u.
O kadının evlerine gelişine gelmişti Jungook. Islak gözleri yaşlarla tekrardan dolmuştu.
"İnanmıştım Rosé." demişti Jungkook dudakları titrerken."Sadece oyun oynayacak sanmıştım benimle. İyi biri sanmıştım." Devamını getirememiş ve dudaklarından bir hıçkırık firar etmişti. Bunları yaşadığını seslice ve uzun uzun ilk defa anlattığından kendini yine orada ve o yatakta gibi hissediyordu. Ama kendiyle savaşması lazımdı.
Rosé her şeyi anlıyordu. Jungkook'un ne yaşadığını duydukları ile anlıyordu artık. Her ne kadar herkes bir şey anlamaz dese de, Rosé anlıyordu.
Jungkook yavaş yavaş anlatmıştı her şeyi. O kadının vücudunda bıraktığı izleri...
"Direndim." Demişti defalarca Rosé'ye. Genç kız dudaklarını sıkıyordu hıçkırık kaçmaması için dudaklarından. Jungkook'u dinlerken inci tanesi gözyaşları yanaklarını boyluyordu aynı kucağında yatan gibi.
Jungkook sanki normal bir şeymiş gibi omuzlarını kaldırdı ve "Ama o beni dinlemedi. Ve beni kullandı. Kendimden nefret edecek kadar kullandı Rosé." Rosé kafasını salladı iki yana hayır der gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad | rosékook
Fanfiction[Tamamlandı] Sinir hastası Jungkook ve 21 yaşında olmasına rağmen kendini küçük bir çocuk zanneden peter pan hastası Rosé. - Jeon Jungkook ❦ Park Chaeyoung •xmiasyx• | 2019