16

15.4K 1.2K 1.3K
                                    

Yine yorum yapacaksınız değil mi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yine yorum yapacaksınız değil mi. Bu bölümde sövmek serbest

🐿🐇

  Küçük çocuk Jungkook. Daha 5 yaşında küçük biriydi.

Fazla masum ve fazla iyi biri.

Koşarak arkadaşının yanına giderken kocaman duran dişleri ile de gülümsemişti. Kahkahalar atıyordu ve mutluydu.

"Jimin-shi seni çok özledim." Ondan sadece iki yaş büyük olan arkadaşı Jimin'de kollarını açmış ona bakıyordu.
Jungkook koşarak gittiği arkadaşının kollarına atladığında, Jimin ayakta duramamış ve yere yığılmıştı Jungkook ile.

İkisde kahkaha atarak gülerken Jungkook dişleri ile Jimin'in omzunu ısırmıştı.

"Aaa seni hain tavşan dursa-" Jimin bir yerden sonra kocaman kahkahalar atmaya başlamıştı. Çünkü karnına oturan çocuk onu gıdıklıyordu.

Uzun bir süre Jungkook çimenlerin üzerinde Jimin'i gıdıklamış ve kahkaha atmışlardı.
Sonra ise fazla uzun sürmemiş Jimin üzerindeki Jungkook'u çimenlerin üzerine atmıştı.

"Deli tavşan öldürdün beni." İkisi de mayışarak çimenlerin üzerinde yayılırken, Jungkook uyumak için yer edinmişti.

Ama uyumamış ve kendi adını duymuştu babasından.

"Jungkook gelir misin buraya." Jungkook uykusundan zorla uyandırılan biri gibi mızmızlanarak ayağa kalktı.

"Geliyorum baba." Sonra yerde yatan Jimin'e döndüğünde uyuduğunu fark etmişti.

Ayaklarını yere çarparak eve doğru yürüdüğünde evin kadın görevlisi elinde battaniye ile dışarıya çıkmıştı. Jungkook gözü ile kadını takip ederken, görevli Jimin'in yanına gitmiş ve üzerine battaniyeyi örtmüştü.
Jungkook gülümseyerek içeriye girdiğinde içeriden gülüşme sesleri geliyordu.

Jungkook daha da merak etti ve hızlıca salona girdi.
Babası elinde viski bardağı ile ayakta dikiliyor ve koltukta oturan bir kadına bir şeyler anlatıyordu.

"Jungkook gelsene buraya. Seni biri ile tanıştıracağım." Jungkook arkadan kadına bakarken tek gördüğü sarı saçlarıydı.

Jungkook meraklanıp babasının yanına gittiğinde, babasının bacağına sarıldı.
Şimdi yüzünü iyi görebiliyordu kadının.

Üzerinde kırmızı kısa bir elbise vardı ve oturduğu için neredeyse kalçalarına kadar kısalmıştı eteği. Göğüs dekoltesi vardı ve göğüs arasına kayan bir zincir bir kolye vardı. Ayağında yüksek topuk bir ayakkabı vardı. Sarı saçları kıvırcıktı ve kısa olan saçları ensesindeydi. Dudaklarında kıpkırmızı bir ruj vardı ve abartılı bir göz makyajı vardı. Ve göz hatları koreli olmadığını gösteriyordu.

Kadın onu baştan aşağıya süzdüğünde, küçük Jungkook babasının bacağına daha sıkı sarınmıştı.

"Baba bu kim?" Babası cevap vermesine izin vermeden kadın araya girmişti.

"Ben Maria, peki sen?" Elini Jungkook'a uzattığında, Jungkook kafasını babasına kaldırdı. Babası kafasını sallayıp 'elini sık' der gibi bakınca Jungkook babasının bacağından kollarını çekmiş ve kadına ilerlemişti.

Jungkook ilerleyip kadının elini sıktığında, "Bende Jungkook." demişti kısaca. Kadın kafasını aşağı yukarı salladı ve kırmızı rujlu dudakları ile sırıtmıştı.

"Sana Kookie diyebilir miyim peki." Jungkook, Kookie ismini duyunca dudaklarına küçük bir gülümseme yerleştirdi.

"Olur diyebilirsin." Kadın ona samimi gelmişti. Sevmişti onu biraz.

Tekrar babasına döndü ve Maria'yı gösterdi.
"Baba Maria senin arkadaşın mı?"

Bay Jeon kafasını salladı.
"Evet arkadaşım ve artık burada kalacak." Bay Jeon, Maria ile evlendiğini hemen söylemek istemiyordu. Jungkook'un annesi daha iki sene önce kalp krizi geçirerek ölmüştü ve Jungkook'un hemen bir üvey anne kabul etmeyeceğini biliyordu.
Maria'ya alışınca söylemeyi düşünüyordu.

Jungkook mutlu olmuştu. Çünkü uzun zamandır evde yalnızdı ve Jimin'de uzun zamandır Seoul'de olmadığı için çok yalnızdı.
Artık sıkılmayacaktı hem Jimin gelmişti, hemde Maria gelmişti.
İkisi ile de oynayabilirdi.

"Peki sen benimle arkadaş olur musun Maria." Genç kadın hafifçe gülümsedi.

"Memnuniyetle Kookie. İstersen her gün oyun oynarız seninle."

Cidden her gün oyun oynamışlardı. Jungkook, Maria'ya alışmıştı ama Maria öyle değildi.
Küçük çocuğa her baktığında aklında onunla oyun oynamak değil, kirli düşünceler geçiyordu.

Zayıf bedeni ve kahverengi saçları ile kirli düşünceleri bunu dahada arttırıyordu.

Bunun sonucu ile Jungkook'u çok kez taciz etmişti. Küçük çocuk yaptığının yanlış olduğunu bilmiyordu. Sadece kahkaha atıp eğleniyordu.

Ta ki bu tacizler cinsel organa yapılana kadar. Jungkook, Maria'nın neden böyle yaptığını bilmiyordu ve çok kez istemediğini söylemişti.
Ama Maria korkusuzca işine devam etmişti.

Jungkook gittikçe büyümüştü ve 10 yaşına geldiğinde artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu biliyordu.
10 yaşındaki bir çocuğa göre fazla zayıftı.

Jungkook bir gün eve geldiğinde direk odasına çıkmıştı. Üzerini değiştirip aşağıya indiğinde evin sessiz olması dikkatini çekmişti.

"Baba neredesin." Salona geçip içeriye baktığında salonun boş olduğunu gördü.

"Bu saatte babam evde olurdu ama." Oflayarak yukarıya çıktığında odasına girdi. Yerdeki çantasını aldı ve çalışma masasının yanına koydu.

O gün hayatını cehenneme çeviren o kadın onu birçok yönden tüketmiş, bedenini bir oyuncak gibi kullanırken bile kendinden yaşça küçük çocuğun ağlamalarını çığlıklarını umursamadı

Jungkook gözyaşlarını hıçkırıklarla bıraktığında artık çok geçti.
Boğazına sarılan eller ile artık kendini bırakmıştı.

Maria'nın iğrenç elleri Jungkook'un vücuduna dokunup,  onu birçok şeye zorlayıp kendine zorla dokundurduğunda, ardından gelen çocuğun tiz çığlıkları sadece üzerindeki kadının kahkaha atmasına neden oluyordu.

Jungkook küçük yaşta cinsel tacize uğramıştı.

Jungkook tehditlere maruz kalmıştı. Her gece ağlamaktan, bir şeyleri yıkmaktan vazgeçmemişti.

Babası ise tedavi için Jungkook'u hastaneye yatırmıştı.

Kısa bir süre sonra babasının öldüğünü söylemişlerdi. İntihar etti demişlerdi. Gerçekten öyle miydi?
Yoksa cinayet miydi?

Bu bölüm benim yazmam için çok zor oldu. Off böyle şeyler yazınca ağlayasım geliyor. Kötü oluyorum cidden.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm.

Sizi seviyorum.♡

~miasy

Mad | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin