30

9.2K 786 932
                                    

Öncelikle selam. Uzun zamandan sonra Mad için yeni bir bölüm yazdım.
Biliyorsunuz ki yayımdan kaldırmıştım fici. Belirli nedenleri vardı ama sadece birini söylemek istiyorum. Yorum yapmıyordunuz ve bu beni çok üzüyordu. Sadece yorum istemiştim onu yapmamıştınız. Ve aldığım birkaç yorum. Final yakın arkadaşlar. Ben biraz daha uzatacaktım ama sizi sıkmaya gerek yok.

Daha fazla konuşmak istemiyorum.

İyi okumalar.

🐿🐇

Telefon elimde öylece içeriye girdim. Kapıdan içeriye girdiğimde, elimdeki telefona baktım kısa süre ve içeriye giren soğuğu daha fazla soğutmamak için kapıyı kapattım. Üzerimdeki montu çıkarma gereği duymadan içeriye adımladığım da, gördüğüm görüntü ile dudaklarım kısa bir süre aralandı.

Namjoon ortadaki sehpanın üzerine koyduğu bilgisayarından bizim konuşmalarımızı tekrar dinlerken, Jimin oturduğu koltuktan kalkmış ve bana bakmıştı.

"O kadına falan gitmeyeceksin Jungkook!" Sinirli suratı ile neredeyse bana kükrerken, Hoseok, Jimin'i tekrar koltuğa oturtmuştu.

"Tanrı aşkına sakin ol." Jimin yüzünü elleri arasına alıp sakinleşmeye çalışırken, Hoseok bana döndü beni işaret ederek içeriyi gösterdi. Ses etmeyerek arkasından ilerledim ve mutfağa geçtik.

Masanın kenarına geldiğimizde oturmam için işaret verdi. İlk başta ayakta beklesem de, vazgeçip sandalyelerden birini çekip oturdum bende.

"Jungkook duyduğumuz şeyler."

O an aklıma geldi. Benim konuştuğum her şeyi oracıkta duymuşlardı ve o kadına dediklerim.

"Duyduğunuz şeyler doğru. Beni bu hale o getirdi. Rosé'yi o kaçırdı. Artık susmak istemiyorum. Gerekirse haykırırım. O kurtulacaksa her şeyi yaparım."

Hoseok kırmızı saçlarını eli ile geriye atıp derin bir nefes aldı.
"Travmaların bu yüzden demek."

Sessiz kalmayı seçtim. Benim geçirdiğim her hastalık başlı başına bir travmaydı zaten.

"O kurtulacak Jungkook. Bunu biliyorsun değil mi?"

Bunun cevabını vermek bile yutkunmamı sağlıyordu. Rosé tabi ki kurtulacaktı. Ama kurtulduğunda yanında olamamak benim için kabus gibi bir şeydi. Yeni hayatına alışmışken, birbirimize bağlanıp ona yeni evimizin sözünü vermişken, artık tamamen hayatından çıkmak ikimiz için siyah bir nokta olacaktı.

"Evet kurtulacak."

Kısa bir cevapla yanıtladım. Artık fazla düşünmek istemiyordum. Kafamı kurcalayan herhangi bir olay olsun da istemiyordum. Sadece teslim olmak ve bundan sonraki cehennem gibi hayatı istemeye istemeye yaşamak istiyordum.

"Bak Jungkook gideceğini biliyorum. Hatta Namjoon ve Jimin'de biliyor. Seni durduramayız."

Kafamı kaldırdım ve ona baktım. Bana kimse engel olamazdı bu saatten sonra. Gerçekten teslim olmama onlarda razı gelmişti. Bu benim için iyi bir şeydi ama hafiften kalbim kırılmıştı.

Atmayan kalbim.

"Kabullenişiniz iyi bir şey." Kısıkca güldüm. Ellerimi kendi kestiğim saçlarıma geçirdim ve geriye ittim. "Arkamda engel kalmayacak." O an kendi dediğim şeye benim yüzüm düşmüştü. 'Arkamda engel kalmayacak'
'Arkamda engel kalmayacak'

Yutkundum sertçe ve elimi saçlarımdan çıkarıp masanın üzerine koydum. Titreyen ellerime bakarken gerçeklerle yüzleştim kısa bir süre. Arkamda küçüğümü bırakıyordum.

Mad | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin