Unutmak ve beklemek insanı en çok acıtan eylemlerdir; ama bunların ne kadar süreceğini bilmemek acıların en beteridir!-J. Christophe
-Keyifli okumalar-
Yatağımda düşüncelerime dalmış bir şekilde oturuyordum. Neredeyse sabah olacaktı ve bana henüz uyku uğramamıştı. Sebebi ise parkta karşıma çıkan Tuğçe belasıydı.
Dediğimi elbette anlamamıştı ve boş boş suratıma bakarken, Selin müdehale etmişti. "Defol git sarı tavuk." Aynen bu şekilde söylerek Tuğçe'nin yanımızdan gitmesinde yardımcı olmuştu.
Dudaklarım aşağıya doğru sarkarken yeniden ağlamamak için sıkıyordum kendimi.
Gözyaşlarım ne kadar inat etsemde yanağımdan süzülmeyi başarmıştı.
Derin nefeslerime eşlik eden ses, telefonuma gelmiş olan bildirim sesiydi.
Şifresini girdiğim telefonuma bakarken mesajın Çınar'dan gelmiş olduğunu gördüm. Yine ne saçmalamıştı acaba?
'Gönderen: Çınar
Şuan birlikte sarılıp rüyalara dalmak varken, gözüme uykunun uğramamasının tek sebebi olmak mı istemiştin güzelim?'
Senin gözüne sadece uyku girmezken, benim gözümden gözyaşlarım çıkıyordu.
'Gönderilen: Çınar
Zıbar Çınar.'
Birkaç saniye sonra tekrar bildirim sesi doldurdu odamı.
'Gönderen: Çınar
Merak etme, bu sefer bir neden aramaktan vazgeçiyorum. Kalbime söz geçiremem fakat dilim tükendi sormaktan, kulaklarım vazgeçti bir cevap duymaktan.'
Bak sen şu işe. Mutlu olmam gerekirdi. Mutlu olmalıydım. Bitti işte her şey. Bana göre mutlu son oldu işte!
Peki, bu hızlanan gözyaşlarım ve hıçkırıklarımda neyin nesiydi?
Alt dudağımı dişlerimin arasına hapsederken son mesajı da ben attım.
'Gönderilen: Çınar
İyi. '
***
Telefonda avazım çıktığı kadar bağırıyordum fakat Çınar benim aksime sakindi.
"Siz kendinizi ne sanıyorsunuz ha? Karşıma gelip bana hesap soramazsınız! Bana bak Çınar, bu sefer de bir şey yapmadım ama o Tuğçe bir kere daha benim hakkımda konuşsun, o zaman onu parçalarım! Duydun mu beni?"
"Araba kullanıyorum Ayça, bu konuyu sonra konuşabiliriz." Sakin ve soğuktu. Zaten yakın davranmasını beklemiyordum. Bu ikimiz içinde iyiydi.
"Hayır, şimdi konuşacağız. Bela mısınız oğlum siz başıma? Niye onu doldurup doldurup üzerime salıyorsun? Derdin mi var, sadece sen gel. Gel ki çözelim ve bende kurtalayım. İlla nefret mi ettireceksin kendinden?"
Benim bağırtılarımdan sonra birkaç saniye sessizlik oluştu ve beklemediğim bir anda büyük bir gürültü koptu.
Çınar'ın savurduğu küfürlerden sonra ondan daha da bir ses duyamadım. Bu beni ürkütmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safderun
Teen FictionBeynim ve kan pompasının arasındaki çetin savaşı beynimin galip gelerek sonuçlanmasını isterken kalbim vazgeçmek nedir bilmiyordu ve Çınar için çırpınıyordu. Gerekirse bütün duygularımı yakar yinede kalbimin yeniden Çınar'a ait olmasına izin vermezd...