Kol kola bomboş sokaklarda yürürken onların evinden çıktığımızdan beri binlerce kez soruduğu soruyu tekrar dile getirdi Çınar. "Babama ne söyledin? Güzelim, bari azıcık ucundan anlat!"
Bende bütün sorularına verdiğim cevapların aynısını söylemek için dudaklarımı araladım. İnat etmiştim bir kere. "Canım benim, merak etme. Sadece babana seni işten kovmasını rica ettim. Hepsi bu!"
"Ayça, babamdan bunu niye istediğini soruyorum. Ne planlıyorsun kızım sen?"
Boşta kalan sağ elimi göğsüme yerleştirdim. "Ay kalbim," Göz ucuylada ona bakmaya devam ediyordum. "Nasıl da kırıldı öyle, bak duydun mu? Çıt!"
Beni ciddiye almayıp gülerken koluna bir çimdik attım. "İnanmıyor musun sen bana?" Acıyla yüzünü buruşturduktan sonra kafasını hızla sağa sola salladı. Güzel. Yüzüme en içten gülümsememi kondurdum.
Yoo, bu çimdiği atarken hiçde acımadım. Kıydım ona. Ama çok seviyorum be.
"Sevgilim tam bir ikizler burcunun özelliklerini taşıyor anasını satıyım. Önce canımı yakmaya çalış, şimdi de dünyanın en harika kişisi karşındaymış gibi bak!"
Evet, benim dünyamın en harika kişisi sensin.
"Salak salak konuşma! Çarparım ağzına. Sensin ikizler." Belki birazcık haklı olabilirdi. Yusuf amcamla olan sohbetimden sonra sevincimden nasıl davranacağımı kestirememiştim. Belki saçma olacak ama ben içimdeki heyecanı henüz atamadığım için Çınar'a laf ediyordum.
Yüzü düşünce hemen yeniden konuştum.
"Öyle demek istemedim canım benim."
Tamam şuan birazcık ikizler burcuna benzemiş olabilirim.
"Hadi şimdi bana neler olduğunu anlat." Israrına karşılık gözlerimi devirdim. Ya ben ona merak etme diyordum, o hala daha üsteliyordu! Sürpriz yapmak istiyorum oğlum, anlasana!
"Seni o dükkana gelen kızlardan kurtardım."
"Ne?"
"Evet yaptım ve pişman değilim. Yine olsa yine yaparım." Kendi kendime gururlanarak omuzlarımı dikleştirdim.
"Bebeğim senin uykun gelmiş, yol yakınken eve gidelim. Bu kadar yürüyüş yeter." Ve bam! Tüm havam söndü. Derince aldığım nefes ciğerlerimi doldurduktan sonra içimdeki havayı da oflayarak dışarıya verdim.
Pekâlâ. Söyle gitsim kızım.
"Üniversitesınavınabirliktegirelimistedim." Çatır çutur ve nefes almadan hızlıca söyleyivermiştim işte.
Ve onun verdiği tepki; "Anladıysam arap olayım." Olmuştu.
Beni durdurdu ve tam karşıma geçti. Şimdi yüz yüzeydik ve kaşlarını çattığını görebiliyordum. İşaret parmağını havaya kaldırdı, diğer eli de omzumdaydı ve sanki küçük bir çocuğu ikna etmeye çalışır gibi bir ses tonuyla, "Tane tane, güzelce anlat bakayım derdini." Dedi.
"Yusuf amcamdan izin aldım ben bir kere tamam mı? Yok veya olmaz falan deme sakın. Bir dinle öncelikle." Kafasını salladığında devam ettim. "Eğer gitmeseydim buradan... Yani şey, Tuğçe ve sen... Ve ben." Kahretsin! Niye bu kadar heyecanlanmıştım ki şimdi? Sanırsın evlenme teklifi ediyorum.
"Evet sen benim seni aldattığımı düşünüp gitmeseydin?" Biliyordum hala içinde kırgınlık vardı veya kızgınlık. Bana hala güveniyor muydu, bilmiyordum. Ama şunun farkındaydım ki, Çınar beni kırmaktan korkarak yaklaşıyordu bana. Sanki çiçeğe konmuş bir kelebeği her türlü zarardan korumak ister gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safderun
Teen FictionBeynim ve kan pompasının arasındaki çetin savaşı beynimin galip gelerek sonuçlanmasını isterken kalbim vazgeçmek nedir bilmiyordu ve Çınar için çırpınıyordu. Gerekirse bütün duygularımı yakar yinede kalbimin yeniden Çınar'a ait olmasına izin vermezd...