***İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR...
Fırat benim arabaya binmeme yardımcı olduktan sonra ne olduğuna bakmak için geri dönmüştü.
Ben de arabaya oturmuş camı indirerek ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ve tam o sırada Fırat'ın üzerine doğru hızla ilerleyen birini fark ettim.
Fırat'a seslenmemle gelen adamı fark ettiğinde gardını almış, adam ona vuracakken önce davranım sıkı bir yumruk atmıştı.
Adam bu darbeyi beklemediğinden aldığı darbeyle yere düşmüş kanayan burnunu tutuyordu.
Ben hala ne olduğunu anlamak için Fırat'a bakarken arabada bir hareketlenme ve ses olunca önüme bakmıştım.
Daha ne olduğunu anlamama fırsat olmadan arabayı kullanan Fırat'ın kuzeni Bülent'in arabadan inmesi ''ne oluyor burada'' diye bağırmasıyla yere düşmesi ve aynı anda arabanın kapısının kapanmasıyla çalışıp hızla yol almaya başlaması saniyeler sürmüştü.
Şaşkındım. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor, ama her dakika başka bir hadisiyle burun buruna geliyordum.
Arkaya baktığımda Fırat'ın arkamdan koşarak geldiğini görmüştüm. Arabanın çalışıp yol almaya başlaması, Fırat ve Bülent'in arabada olmaması...
Fırat arabayı durdurmak istemiş ama araba hızla uzaklaşmaya başladığından bunu yapamamıştı.
Ellerini saçlarının arasından geçirip lanet bir küfür savurduğunu tahmin edebiliyordum. Bense hala bir tepki verememiş sesimi bile çıkaramamıştım.
Ne olduğunu anlamaya çabalıyordum ama olmuyordu. Biri bize şaka mı yapıyordu acaba. Ama bu şaka hiç hoşuma gitmemişti. Dahası gelini kaçırarak damada şaka mı yapılırdı.
Sonra bir an kaçırmak kelimesinde takılı kalmıştım. Kaçırılıyor muydum yani. İyi de kim neden kaçırsındıki beni...
***
Nihal'i götüren kimdi. Şaka mı yapıyorlardı, gerçek miydi şaşkına dönmüştüm.
Yanımda fotoğrafçı ve arabayı kullanan kuzenimle öylece giden arabanın arkasından baka kalmıştık.
Sonra hızla kendime gelip yanımızda bize yardımcı olmak için bulunan otel görevlisine sinir ve öfkeyle bağırıp kapıları tutturmasını söyledim.
''Kapıya en hızlı nereden gidebiliriz'' diye sorunca görevli hemen önden koşmaya başlamış ben de onu takip etmiştim.
Kapıya yanaşırken kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Araba oradaydı. Kapıdan çıkması engellenmiş, durdurulmuştu. Etrafı da oldukça kalabalıktı.
Neler oluyordu bir türlü anlayamıyordum. Nefes nefese oraya vardığında Nihal'in kendini arabaya kilitleyerek hiç tepki vermeden arka koltukta dizlerini çekerek kollarını başına sarmış halde öylece oturduğunu görmüştüm.
Arabaya yanaşıp cama vuruyordum ama hala tepki vermeden, hiç kıpırdamadan öylece oturuyordu.
Az ileriye gözüm kaydığında kalabalığın arasındaki bir yüz gözüme tanıdık gelmişti. Kimdi o adam, ve neden böyle bir şey yapmıştı. Tanıyordum ama nereden bir türlü çıkaramıyordum...
Sonra birden ''Doğan'' dedim kendi kendime. İyi de onun burada ne işi vardı. Yoksa... Nihal'i götürmeye çalışan o muydu?
Kafamda şimşekler çakmaya, aklım yavaş yavaş başıma gelmeye başlamıştı. O Nihal'i kaçırmaya çalışmıştı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Tesadüf Büyük Aşk (TAMAMLANDI)
General FictionGeçmişte yaşanan kötü bir olay ve sonrasında edilen büyük yeminler... Aşkın küçük bir tesadüfle hayatına girmesi ve sonrasında yaşanan sıkıntılar... Her şeyin ortaya çıkmasıyla gelen mutluluk... kısa sürmüştü. Ayrılık hiç beklenmedik bir anda gelmi...