2. BÖLÜM

370 19 0
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

Tanışma girişiminde ilk başta başarısız olsam da sonun da istediğimi öğrenebilmiştim. Kızın adı Nihal'di, ve bir gün yine karşıma çıkacaktı. Peki ne zaman çıkacaktı aklım bu soruya takılmıştı...

Ha bunu nereden mi biliyorum, yaptığım totemden tabi ki. Ve hayatın bana tanıdığı şanstan. O kızı bir kez karşıma çıkardıysa, bunun mutlaka bir anlamı olmalıydı.

Eve gelip işlerimi bitirdiğimde memnun kalktım masadan. Öyle çok oturmuştum ki vücudum kasılmıştı. Kendime gelmek için gerindim. Saate baktığımda 11'i geçmişti ve yarın zorlu geçecekti.

Daha fazla oyalanmadan dinlensem iyi olur düşüncesiyle masadaki kahve kupasını alarak mutfağa bıraktım ve odama geçtim. Rütünlerimi halledip yattığımda bile bu gün gördüğüm kızı düşünüyor, kalbimin yine bi an hızlanmış olmasına gülümsüyordum.

Bir daha görecekti ama ne zaman? nerede? nasıl ?...'' kısa bir süre olsun lütfen, ben beklemeyi seven bir adam değilim'' dedim. Güldüm kendi kendime konuştuğumu fark edince.

Allah'ım bir de göz mü kırpmıştı hınzır hınzır... acaba erkek arkadaşı var mı?? Ya da evli olabilir mi.... hayır hayır yoktu. Parmakları boştu.

Evet evet, kesinlikle bekardı. Güldü.... Umut var demekti kendisi için... baş ucu lambasını kapattı ve uykuya bıraktı kendini.

***

Ne kadar çabalasam da hala yeni hayatıma adapte olmakta zorlanıyordum. Neredeyse bir sene olacaktı buraya geleli. İzmir de çalışırken aldığım iş teklifini kabul etmiş ve haftasında kendimi İstanbul da bulmuştum.

Bu iş benim için büyük bir fırsattı. Bu fırsatı iyi değerlendirmek istemiş, hemen kabul etmiştim. Hem bir süre için de olsa İzmir'deki sıkıntılardan kaçmak için iyi bir fırsat olacaktı benim için. Seneler sonra İstanbul'a gelme fikri beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı. Okul yıllarımda burada geçirdiğim zamanlar, bir sürü yeni arkadaşlıklar ve dostluklar kurduğum şehirde olma fikri iyi gelmişti.

Gel gör ki İstanbul bıraktığım gibi değildi. Ya da ben artık o adam değildim. Evet evet, ben artık eski neşeli ve umursamaz genç değildim. Artık büyümüş ve gerçek dünyanın pis yüzünü tanışmıştım. İzmir de geçirdiğim onca seneden sonra İstanbul bana yabancı geliyordu artık.

Vakit hızla geçerken gitmem gereken bir davam olduğu aklıma gelince düşüncelerimden sıyrılıp bir an önce bu yataktan kalkmazsam geç kalmam engellenemez olacaktı, ki bunu yapmayı asla göze alamazdım.

İşini ciddiye alan herkes gibi kesinlikle iş yaptığım ve sorumlu olduğum insanlara saygısızlık yapılmaması gerektiğini iyi biliyordum. Kalkıp soğuk suyla kendime gelmeye çalıştım. Mutfağa gidip kahve suyu koyarken bir yandan da odama girip üzerime koyu gri bir takıp seçip çıkardım.

Üzerimi değişip tekrar mutfağa girmiş, kendime sert bir kahve hazırlayıp balkona çıkarak içmeye başlamıştım. Yüzüme vuran hafif rüzgar, elimdeki kahvenin kokusu beni kendime getirmeye başlamıştı.

Kahvem bittiğinde ben de artık çıkmak için hazırdım. Kahve kupasını çalkalayıp makineye yerleştirdim. Evrak çantamı alarak evden çıkıp Erhan'la birlikte adliye binasına doğru yola çıktık.

Kısa süre de ulaştığımda müvekkilimi kapıda beklediğini görünce hızla yanına gitmiştim.''Günaydın Nedim bey fazla bekletmedim umarım'' dedim.

''Hayır Fırat bey ben de şimdi geldim... Geçelim mi?'' diye sordu gergin bir ses tonuyla.

''Elbette'' diyerek içeri girmek için ilerlemeye başladı. Ben de onunla birlikte ilerlerken davası hakkında bilgi vermeye başlamıştım.

Küçük Tesadüf Büyük Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin