***İYİ OKUMALAR...***
Nihal ortadan kaybolalı iki hafta oluyordu. Çaresizlik ve bilinmezlikle geçen günlerde ben artık yaşayan bir ölüye dönmüştüm. Ne o gün ne de o günden sonra geçen süre zarfında ondan hiç bir haber almayı başaramamıştık.
Bu günlerde en zoru da Nihal'in ailesine de haberi vermek zorunda kalmamızdı. Annesi haberi duyar duymaz büyük bir krizi geçirmiş günlerce hastanede yatmıştı.
Hastaneden çıkmasıyla da kimseleri dinlemeyerek soluğu İstanbul da almış ve bana nasıl olur da kızıma sahip çıkmazsın diye hesap sormuş, acısını yüzüme haykırmıştı.
Onu dinlerken hiç bir tepki veremiyordum. Annesi haklıydı... Ve şimdi en az benim kadar acı çekiyordu.
Karımı korumam gerekirdi ama ben yapamamıştım. Karıma ve bebeğime sahip çıkamamış onları koruyamamıştım.
Bütün imkanlarımızı kullanmamıza rağmen hala nerede ne halde olduğunu bilmeden nefes alıyordum.
Babamın benim girdiğim bir davadan olabileceği fikrini ortaya sürmesiyle girdiğim bir çok dava dosyasını incelemeye başlamışlardı.
Baktığımız hiç bir dosya da araştırdığımız hiç bir yerde bunun olabileceğini gösteren bir bilgi bulamamıştık. Haftalar süren araştırmadan da elimiz boş çıkmıştık.
Tehlikeyle iç içe yaşamıştım yıllarca bunu biliyordum. Ama kimsenin canını sebepsiz yakmamıştım ve dahası beni tanıyanlar bana bulaşılmayacağını çok iyi bilirlerdi.
Günler sonra telefonuma gelen bir haberle sarsılmıştım. Evden nasıl çıktığımı verdikleri adrese nasıl gittiğimi hiç bilmiyordum ama gidip de araçta kimsenin olmadığını görmemle biraz da olsa rahatlamıştım.
Nihat sinirden bağırıp çağırmaya başlamıştı. Onu zapt etmekte zorlanırlarken araçta ki bir şeyi görmesiyle yıkılmıştı.
Ben önce neye baktığını görmemiş, sonra da görmek için eğildiğimde kanı fark etmiştim ve ondan sonrası artık benim için yoktu.
Eve girdiğimizde Nihat olanları anlatırken ben odamıza çıkmış yatağa yatmıştım. Dayanamıyordum bu olanlara. Böyle bir şey neden bizim başımıza geliyordu anlamıyor isyan ediyordum.
Erkek adam ağlamaz derlerdi. Ben ağlıyordum. Karımı ve çocuğumu koruyamamıştım, ama hala yaşıyor, nefes alıyordum.
Onu bulmalıydım. Bana ihtiyacı vardı. Ama onu nerede arayacağımı bile bilmiyordum ve bu beni daha da kahrediyordu.
'Dayan. Lütfen dayan sevgilim, sizi eninde sonunda bulacağım.''
****
Gözlerimi açtığımda yabancı bir yatak, yabancı bir kokuya uyanmıştım. Kafamı biraz toplamaya başlamamla korkuyla kalkmaya çalıştım ama elimin bağlı olması kalkmama engel olmuştu.
Etrafa bakınıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım ama karanlıktan dolayı pek bir şey göremiyordum.
Boşta olan elim karnıma giderken derin bir nefes alıp beklemeye başladım. Bir yandan da 'hadi bebeğim kıpırda, anneye ufak bir tekme atabilirsin' diye kendimle konuşuyordum ama hiç tepki vermemişti.
'Kimse yok mu' diye seslenmeye başladım. Bir süre sonra ayak seslerini duydum.
Sonun da sesler iyice yaklaştı ve kapı yavaşça açıldı. Biri ışığı açarak bana bakmaya başlamıştı.
Kapıda bir kadın duruyordu. Muhtemelen ellili yaşlarda yüzü şaşkın, biraz tedirgin kadın bir süre baktıktan sonra içeri girmişti. Yüzünde hafif bir gülümsemeyle bana yaklaşıp ''İyi misiniz'' diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Tesadüf Büyük Aşk (TAMAMLANDI)
Genel KurguGeçmişte yaşanan kötü bir olay ve sonrasında edilen büyük yeminler... Aşkın küçük bir tesadüfle hayatına girmesi ve sonrasında yaşanan sıkıntılar... Her şeyin ortaya çıkmasıyla gelen mutluluk... kısa sürmüştü. Ayrılık hiç beklenmedik bir anda gelmi...