17. BÖLÜM

152 14 0
                                    

***İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR...***

17.BÖLÜM

Ne oluyordu? Önce bana hakaret edip ayrılmıştı. Şimdi de karşıma geçmiş bana hesap mı soruyordu. Buna hakkı olduğunu nereden çıkarıyordu ki. Buna hakkı var mıydı? Elbetteki yoktu...

Elini tutup çekerek, sakince gözlüğü geri itmiştim. Yavaşça yattığım yerden kalkıp üzerime elbisemi geçirip eşyalarımı toplamaya başladım. O ise yanımda durmuş beni izlemeye devam ediyordu.

Çantamı toplayıp hızlı adımlarla sahilden otele doğru ilerlerken bütün bedenim sinirden titriyordu. Aylar sonra karşıma geçip bana hesap sormaya nasıl cesaret edebiliyordu ki. Hem de bana o kadar ağır sözler söyledikten sonra.

Hırs ve sinirden delirmiş halde otele gireceğim sırada kolumdan tutup beni durdurmuş, sonrasında insanların içinde beni başka bir yöne çekiştirip durmasına karşı çıksam da, herkesin bize bakması ona karşı koymama engel olmuştu. Zaten elini mengene gibi koluma geçirdiğinden bunu yapmam da pek mümkün olmamıştı.

Bir süre sonra beni sakin bir yere götürerek ileri doğru ittirmiş, kendisi de tam karşımda kızgın gözlerle konuşmadan bana bakmaya başlamıştı.

''Sen ne yaptığını sanıyorsun'' diye dişlerimin arasından bağırdığımda bir adım üzerime gelip sinirle ellerini yumruk yaptı. Sonrasında iki kolumu tutmuş sinirle konuşmaya başladı.

''Senin burda ne işin var, hem de bir adamla'' derken sesindeki öfkeyi elbette ki hissedebiliyordum fakat neden bu kadar öfkeliydi işte bunu anlamam mümkün değildi. Şaşkınlığımı üzerimden atarak önce kolumu sıkıca tutan eline baktım.

''Kolumu bırakır mısın... Hem sen nasıl oluyor da bana hesap soruyorsun'' diyerek bakışlarımı yüzünden indirip etrafa bakmıştım.. Yüzünde oluşan şaşkın ifade beni germeye başlamıştı.

''Nihal burada ne işin var söyler misin'' diye tekrar etti beni duymazdan gelerek.

''Tatile gelmiş olabilir miyim acaba Fırat'' dedim sakin bir şekilde etrafı göstererek. ''Gördüğün gibi burası bir otel. Ben tatil yapıyorum.''

''O adamla mı geldin'' diye yine sinir bir soru sorunca kolumu ondan kurtardım ve sinirle ona bakmaya başladım. ''Benimle bir yerlere çıkamazken, benle yalnız kalmaktan kaçınırken, buraya erkek arkadaşınla gelebiliyor olman ne güzel'' dedi. Gülüyordu ama bu gülüş daha çok tehlike kaç sinyali veriyordu beynime.

Onu daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemiştim. Neden bu kadar sinirlendiğini de anlamıyordum zaten. Şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışırken bir adım daha üzerime geldiğini görünce ben de refleks olarak bir adım geri gitmiştim.

''Ondan da böyle kaçıyor musun'' derken bir adım daha üzerime geldi. Ben de bir adım daha geri gittim.

Bunu bir oyun haline getirmiş gibi yüzünde hala o tehlikeli gülümsemeyle üzerime adımlamaya başlayınca, ben de kendimi geri geri giderken bulmuştum. Ve bir süre sonra sırtım duvarla buluşmuş, gidecek yerim kalmadığından kapana kısılmıştım.

Ellerini iki yanıma dayayıp kafasını eğdi. Ben ısrarla kafamı kaldırıp yüzüne bakmamak için çabalarken elinin baskısını çenemde hissettim. Başımı kaldırıp gözlerimin içine bakmaya başladı.

''Öptü mü seni'' derken sesi boğuk ama bir o kadar da sinirli gelmişti kulağıma. Şaşkınlığım her dakika artarak devam ederken sessizliğim fazla uzun sürmüştü.

Yavaş yavaş kendini bana yaklaştırırken gözlerinin kapandığını görmemle elimi göğsüne koydum. Gözlerini açıp elime baktı. Sonra da yavaşça kafasını kaldırıp bana baktı ve eğilmeye devam etti.

Küçük Tesadüf Büyük Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin