46. BÖLÜM FİNAL

255 14 0
                                    

***İYİ OKUMALAR...***

O gece kızımla babasını ilk defa tanıştırıyor olmak içimde buruk bir sevince sebep olsa da sonun da yine bir araya gelebilmiş olmamız her şeyin ötesinde bir mutluluktu bizim için.

Karnı acıktığı için huysuzlanmaya başlayan kızımızın karnını doyurduktan sonra saatlerce onunla ilgilenmesini izlemiştim. İlayda babasının kollarında tekrar uykuya dalmIştI. Fırat onu yatağına yatırmak yerine dakikalarca kollarından bırakmamış onu izleyip durmuştu.

Sonunda dayanamamış onu yatağına yatırmasını konuşmamız gerektiğini söylemiştim. Kızımızı yatırıp yanıma geldiğinde buraya nasıl geldiğimi kısa bir özet geçerek neler olduğunu öğrenmek için bişeyler yapıp yapamayacağını sormuştum. Eline telefonunu alarak tanıdık birilerini araya sokmuş Doğan'ın durumunu öğrenmeye çalışmıştık.

Nihayet gece yarısına doğru aldığımız haberle sevinç içinde birbirimize bakmış gülmüştük. Hepsi yakalanmışlardı. Artık uzun bir süre hapiste yatacaklar ve bir daha bize yanaşamayacaklardı.

Sonrasında annemi aramıştım. Ağlamaktan konuşamamış telefonu abime vermişti. Abim nasıl olduğumu sormuş iyiyim dediğimde de 'sabah görüşürüz' demiş telefonu kapatmıştı.

Sonra diğerlerini aramak istemiştim. Zeynep geldiğimi öğrendiğinde delirecekdi eminim ki ama Fırat elimden telefonu alıp izin vermemişti onu aramama.

''Seni o kadar çok özledim ki sevgilim bırak bu gece sadece ikimiz olalım, yarın diğerleriyle görüşürsün'' demiş ve itiraz etmeme fırsat vermemişti. zaten itiraz edecek halimde yoktu. İstediğim tek şey uyumak ve tüm olan biteni unutmaktı.

Sonrasında elimden tuttuğu gibi odamıza çıkarmıştı. Ben duşa girip kendi kıyafetlerimi giyerek çıktığımda Fırat yatağa uzanmış bir melek gibi uyuyan kızımızı izliyordu.

''Ne kadar güzel'' demiş sonra da kederli bir nefes çekmişti içine. Gözlerini yüzüme kaldırıp ''büyümüş'' dedi kederli sesiyle.

Valizin yanına giderek içinden albümü çıkardım. Fırat' ın yanına giderek ona uzatmıştım. Önce ne olduğunu anlamamıştı ama kapağı kaldırmasıyla ne olduğunu anlaması zor olmamıştı.

Fırat İlayda'yı öyle görünce gözlerinden bir sis bulutunun geçtiğini görebilmiştim. İlk doğum fotoğrafında çok küçük görünüyordu. Bir fanusun içinde üzerinde bir sürü kablo bağlı ve çok savunmasız görünüyordu. Bu resim beni hala çok etkiliyordu.

Erken doğum olduğunu ve sonrasında yaşadıklarımızı onu çok fazla yormadan anlatabildiğim kadarıyla anlattım. Her resimde canı biraz daha yanıyor gibiydi. Onun için bundan fazlasını yapma fırsatım olmamıştı.

''Özür dilerim Nihal, seni bulamadığım için onunla yaşadığım tüm zamanlar için senden milyonlarca kez özür dilerim'' dedi. Sesinden ne kadar acı çektiğini anlayabiliyordum.

''Onu büyürken görme şansını elinden aldı diye ondan bir fotoğraf makinesi istedim. Bu sayede birazda olsa ilk anlarına şahitlik edebileceğini düşündüm kendimce'' dedim. Sonrada açtığı sayfadaki bir resmi çıkarıp arkasını okumasını istemiştim.

Bütün resimlerin arkasına aklımda kalanları yazmıştım. Onu ne zaman göreceğimi bilmiyordum ve unutmamak için aklıma bu fikir gelmişti.

Bir süre sessiz kalarak resimlerin arkalarını okumasına izin verdim. Albümün sonuna geldiğinde yerinden kalkarak yatağa uzanıp o minik parmaklarını kendi parmağına dolamış bakmaya başlamıştı.

Küçük Tesadüf Büyük Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin