İYİ OKUMALAR💕
Sokağa girdiğimde üçünü dışarıda gördüm. Şaşkınlıkla yavaşlarken Burak'la göz göze geldim. Beni görünce hızla koşup sarıldı. Nil ve Yiğit'te hemen yanıma geldi.
"Öldüm. Korkudan öldüm." dedi saçımı koklayarak. Bende iyice, sıkı sıkı sarıldım ona.
Biz ayrılınca Nil'de aynı şekilde karşıladı beni.
"Nerdeydin? Kafayı yedik seni bulamayınca. İyi misin?" dedi hızlı hızlı konuşarak.
"Kızım bir dur ya." dedim hala kendime gelmeye çalışarak.
"Evet Nil. Kız bir soluklansın. Bize geçelim. Daha rahat konuşuruz." dedi Yiğit sırtımı sıvazlayarak.
Ona samimi bir şekilde gülümsedim.
Sonra Nil'in elini tuttu ve ikisi eve yürümeye başladılar. Bende Burak'a yaklaştım, "İyi misin?" dedim yüzünü okşayarak. Gözlerini kapadı. Elini elimin üstüne koydu ve öptü.
"Asıl sen iyi misin?" dedi gözlerime bakarak. Ben ise bakışmamızı bölüp evet anlamında kafamı salladım.
"Değilsin." dedi kendi yanıtlayarak. Sonra devam etti, "O kadar ağlamışsın ki karanlıkta bile gözlerinin kızarıklığı belli oluyor."
"Eve gidelim mi?" dedim konuyu değiştirerek. Bizi köşede bekleyen Nil'e ve Yiğit'e baktım. Kafasını salladı.
Beş dakika sonra eve geldik. İlk iş tuvalete girip yüzümü yıkadım. Kendime gelmeye çalıştım. İçeri girdiğimde hepsi kahve içiyordu. Nil benimkini de verdi ve konuşmaya başladı.
"Niye telefonun kapalı?" dedi sinirle.
"Kafamı dinlemek istedim biraz."
"Sen kafanı dinlerken biz çıldırdık. Keşke mesaj atsaydın kuzum."
"Düşünemedim. Özür dilerim." dedim hepsine bakarak.
Aniden aklıma gelen düşünceyle Nil'e döndüm. "Annemlere haber verdin mi?" dedim endişeyle.
"Ben hallettim onu. Kaybolduğunu bile bilmiyorlar. Bu akşam bir arkadaşımızda yatıya kalacağımızı sanıyorlar."
Burak sehpaya eğilip kahvesini bırakırken elindeki kurumuş kan dikkatimi çekti. Hemen ayağa kalktım.
"Eline ne oldu?" dedim endişeyle yanına giderek.
"Yok bir şey." Yüz ifadesi rahattı.
"Nasıl 'Yok bir şey'." dedim sesini taklit ederek. "Bayağı var ben görüyorum. Acıyor mu? Nasıl oldu?"
"Acımıyor Su." dedi.
"Gel. Kanı temizleyelim önce." dedim onu zorla banyoya çekiştirerek.
İyice yıkadım elini. Sonra çekmeceleri karıştırıp krem ve sargı bezi buldum. Ardından Burak'a baktım. Kendisi duvara yaslanmış, yüzündeki o güzel sırıtışıyla bana bakıyordu.
"Ne oldu?" dedim bende istemsizce sırıtarak.
"Yakışıyorsun."
Anlamadım dercesine kafamı salladım.
"Bu eve." dedi iyice gülerek.
Ben ise utanarak elini avucuma alıp kremi sürdüm. Ardından bezle sardım.
"Gerçekten nasıl yaptın?" dedim elini kast ederek.
"Of Su!" dedi elini çekerek. Ben ise geri tuttum.
"Söyle."
"Seni bulamayınca sinirlendim duvara..."
".... yumruk attın. Tebrik ediyorum seni." diyerek cümlesini tamamladım. Cevap vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKTAN DA ÖTE (Tamamlandı)
ChickLitBeni kucağına alarak yine dudakları dudaklarıma mühürlendi. Birkaç saniye sonra sırtım ipek çarşafla buluştu. "Hayatımda senden başka bir kadın olmayacak. Olamaz da." Tekrar dudaklarımızı buluşturduktan sonra öpücükleri boynuma kaydı. Küçük küçük...