AŞKTAN DA ÖTE (Tamamlandı)

ÇOK YORUYORSUN

Bu bölüm Burak ve Su' ya doyacaksınız;)

İYİ OKUMALAR💕

"Merhaba." dedim bir süre sonra gülümsemeye çalışarak.

"Merhaba güzelim." dedi Deniz, bana sarılmak için eğildi. Bende tam sarılacakken Burak ikimizin omuzuna çarparak içeri girdi. Deniz bir küfür savurdu.

"Anlamıyorum ben bunu. Değişik." dedi sinirle.

"Gelsene bir kahve içersin hem."

"Tamam canım." dedi Deniz ve içeri girdi.

Nil ve Yiğit Deniz'le merhabalaşırken Burak köşeye oturmuş sinirle bana bakıyordu.
'Ne var?' anlamında kafamı yana salladım. Sonra o bakışlarını benden çekip Deniz'e baktı.

"Gel Deniz, biz mutfağa geçelim." dedim. Beni takip etti.

"Hırkanı salona koydum."

"Çok sağol ya. Benim için buraya kadar geldin, yordun kendini."

"Saçmalama istersen."

O mutfak masasına otururken bende kahveleri yaptım.

"Eee nasıl gidiyor?" dedim.

"Eh işte. Senin?"

"Aynı." Yüzümü ona döndüm. "Deniz beni en yakın zaman da yine mekana götürüyorsun. Çok iyi geldi."

"Ay sende iyice yüz buldun benden." dedi.

Kahkaha atmaya başladık. Tabiki bu Burak'ın mutfağa girmesiyle bölündü.

"Şaka bir yana istediğin zaman söyle. Götürürüm." dedi Deniz elimi sıkarak. Bende ona gülümsedim. Burak birden yanımızda bitti ve sandalyeyi çekip tam karşıma oturdu.

"Burak n'oluyor?" O bana sinirle bakarken, Deniz'in telefonuna mesaj geldi.

"Benim gitmem lazım güzelim."

"Tamam ben seni geçireyim." dedim ve kapıya yürümeye başladık.

Sinirlerim tepemdeydi yine! Odun Burak!

"Kahve için sağol." dedi Deniz beni öperek.

"Rica ederim, yine gel. Bu çok kısa oldu."

"Tamamdır canım. Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz." dedim ve kapıyı kapattım.

Mutfağa girer girmez, "Ne bu hareketler?" dedim sinirle.

"Asıl ben aynı soruyu sorucaktım." dedi Burak bir hışımla yanıma gelerek. "Ne ara Deniz'le bu kadar yakın oldunuz?"

"Sana ne? Nerden bu soruyu sorma lüksüne bulunuyorsun?"

Hem uzak davranıyordu hem de Deniz'i kıskanıyordu.

"Sana soru sordum. Cevap istiyorum."

"Bende sana soru sordum."

Bağırmaya başlamıştık. Allahtan on dakika önce Nil ve Yiğit yürüyüş için çıkmışlardı.

"Çıldıracağım." dedi ellerini kafasının iki yanına koyarak.

"Ne diyorsun sen be! Konuşan sen çıldıran yine sen!"

Aniden kafasını kaldırıp bana baktı ve beni hızla duvara dayadı.

"Kendimi zor tuttum Deniz'in ağzını, yüzünü, sana dokunan elini kırmamak için."

"Yapamazsın!" dedim dik kafalıkla.

"Bir daha onunla görüşmeyeceksin!"

Sinirle kahkaha atmaya başladım. Bu kadarı da fazlaydı!

"Gerçekten kafayı yiyeceğim." dedim ellerimle saçımı düzelterek.