Avcı ve Av

8.7K 145 35
                                    

•1.bölüm

Genç kadın tüm ihtişamı ile mekana adımını atmıştı. Uzun kirpiklerinin perdelediği çimen yeşili gözleri ile etrafı süzdü. Yüzüne takındığı gülümseme ile arkasında bıraktığı topuklu ayakkabısının sesiyle kokteyl masalarından birine geçti.

Üzerine giydiği; vücuduna yapışan, uzun, derin yırtmaçlı ve hafif göğüs dekolteli elbisesi ile etraftaki beyleri büyülemişti. Herkes o muhteşem güzelliğe bakıyodu.
Kadın gerçekten fazlasıyla çekici ve güzeldi. Özellikle gözleri.. yanlızca o muhteşem çimen yeşili gözleri ile herkesi kendine hayran bıraka bilirdi. Bırakıyorduda..

Fakat  onun güzellik umrunda bile değildi. Tek bir amacı vardı Ulaş Tuna Astepe' yi tutuklamak .

Kadının Gözleri etrafı taradı ve işte ordaydı Avı. Kafasında kurguladığı planı tekrar hatırladı. Derin bir nefes alıp yüzüne samimi bir gülümseme takınıp yavaş adımlarla karşısındaki kardeşleri ile sohbet eden adama yaklaşmaya başladı.

Kadın yavaş adımlarla adama yaklaşıyodu. Yaklaştıkça avını daha iyi süzüyor ve sinsice sırıtıyordu. Genç kadın adamın  yanına varınca güya ayağı elbisesine takılmış gibi yapıp elindeki içkiyi adamın üzerine dökmüşdü.

Genç adam üzerine dökülen içecek ile sinirle geri çekilirken karşısında özür dileyen güzel kadına baktı. Karşısındaki güzellik yutkunmasına sebeb olurken yinede üzerini batırdığı için sinirlenmişti kadına. Genç kadın ise masanın üzerinden aldığı peçetelerle adamın üzerini kurulamaya çalışıyor bir yandan da "gerçekten çok özür dilerim. Nasıl oldu bilmiyorum. Bir an ayağım takıldı lütfen kusura bakmayın" diyerek planını uyguluyordu.
Kadın adamın üzerini silerken yakınkalrdı ve kokusu burnuna doldu parfüm değildi azcık sigara kokusu ve vanilya. Ah çok güzeldi ama kadın neden burda olduğunu hatırlayınca kendine gelip rölüne devam etdi.

"Beyefendi tekrar çok özür dilerim"

"Tamam bırak" dedi adam emir kipiyle. Kendisine dokunulmasından nefret ediyordu. Kadının elinden peçeteyi alıp üzerini sildikten sonra ceketini düzeltti. Her ne kadar spor bir takım olsa bile çokça para ödemişti giysileri için. Bu yüzden kadına karşı siniri kolay kolay geçecek gibi değildi.

Kadın adamın yaptığıyla sinirlenmişdi ama belli etmiyodu. "tekrar kusuruma bakmayın "diyip nazikce gülümsedi ve adamın tam dibinden geçerek yürümeye başladı.

Genç adam daha önce bu kadını görmediğine emindi. Kadın yanından geçip giderken açık bıraktığı dalgalı saçları rüzgarla savrulmuş papatya aromalı şampuanının kokusu genç adamın burnuna dolmuştu. Eşsiz bir kokuydu bu. Kadın uzaklaştığında karşısındaki arkadaşlarına döndü. Ege ve Barış genç adamın çocukluk arkadaşlarıydı.  Aynı zamanda kuzenleriydi. Yanında dikilmiş gülerek masada geçen sohbeti dinleyen Ege'ye yaklaşıp genç kadını çenesiyle işaret ederek "Bu kim?" Diye sordu.

Ege omuz silkerek "Bilmem. Ama taş gibi hatun" diyerek yanıtladı. Genç adam göz devirerek önüne döndü. Kadın gerçekten de taş gibiydi.

Kadın ara sıra adamı süzüyodu gerçekten de yakışıklıydı fazlasıyla hemde ama hemen kendine gelip işine odaklandı bu adam bu gece yakalayıp içeri atıcaktı. Genç adam masada dönen sohbete gülerek eşlik ederken yanına gelen bakımlı ve güzel kadın ile gülümsedi. Kızıl saçlı, uzun boylu, çilleri olan ve dışardan tatlı görünsede fazlasıyla sinsi olan kadın genç adamın omzuna kolunu attı.

"Naber tuna? Özlettin kendini" dedi gülümseyerek. Genç adam elindeki viskiden bir yudum alıp kadına gülümseyerek cevap verdi. "Bir süre işim vardı diyelim" dedi gülümseyerek.

Mafyanın Nefesi(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin