16. Bölüm

8K 258 51
                                    

   Rica ediyorum herkes sondaki yazıyı okusun. İyi okumalar.

    Araba durdu. İndik Boran ile bir eve gelmiştik. Bu ev İstanbul'dakinden daha büyüktü. Bavulları aldıktan sonra eve girdik. Boran bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Yorgun musun?" dedi.

"Hayır." dedim. "Ama bir duş güzel olur."

"Tabii banyo üst katta beyaz olan kapı."

"Tamam." dedim ve bavulu da alıp üst kata çıktım. Bavulu ilk önce bir odaya bıraktım ve banyoya girdim. Güzel bir duş aldım ve çıktım. Saçlarıma havlu sardım ve bornozumu giyip çıktım banyodan.
  
    Üzerime siyah bir tayt ve mor bir sweet giydim. Saçlarımı tarayacaktım ki kapı çaldı ve açıldı. Boran'dı. İceri geldi ve tarağı elimden aldı. Şaşırdım.

"Sen mi tarayacaksın saçlarımı?" dedim  şaşkınca.

"Evet güzelim." dedi. Saçımı tararken ki dokunuşu o kadar yumuşaktı ki bana huzur veriyordu. Saçlarımı taradıktan sonra kurutmaya başladı. Saçlarımı kuruttuktan sonra da ayağa kalktım.

"Teşekkür ederim." dedim ve saçımı topladım.

"O saçlar sana ağırlık yapmıyor mu? Tararken ve kuruturken aşırı derecede zorlandım. Kestir biraz." dedi baş parmağı ve işaret parmağıyla birim göstererek.

"Asla." dedim saçlarımı önüme alırken. " Ben bunlara kıyamam ki."

  Güldü. Gülüşüne kurban olurum senin yaaaaaa. Tamam yeter artık. Ben bu aralar fazla mı şımardım ne?

"Hadi aşağı inip yemek yiyelim." dedi ve elimden tuttu. Yemek masası kurulmuştu ve herşey muhteşem görünüyordu. Masaya oturduk. Boran yine uçakta olduğu gibi birşey düşünüyordu ve bana söylemiyordu. Bu beni deli ediyordu. Birşey varsa beraber halletmeliydik.

     Yemek yemeyi sessiz bir şekilde bitirdikten sonra ben odaya çekildim. Boran birkaç işinin olduğunu söyleyip gitmişti. Telefonu açıp baktığımda Ceren, Peri ve Eren'den mesajlar vardı.
Oldukça fazla ama okuyasım yoktu. Yatağa yavaşça uzandım. Biraz uyusam iyi olabilirdi.

  Boran'ın Ağzından

     Evden çıktığımda çok bıkkındım. Nedeni ise Mevsim'in aslında ailesinin gerçek olmadığını öğrenmemdi. Ben bunu nasıl söylerdim ona. Kaldırabilir miydi? Bilmeye hakkı vardı. Arabayı alıp nereye gittiğimi bilmeden sürüyordum.

1 HAFTA ÖNCE

"Rüzgar bak sana bir görev vereceğim tamam mı koçum." dedim elimi omzuna koyarak. En güvendiğim çalışanım oydu.

"Emrin başım üstüne abi."

"Tamam bana Mevsim ile ilgili ne var ne yok bütün bilgileri çıkart anlaşıldı mı? Bir de fazla uzun sürmedin. Beklemeyi sevmem." dedim.

"Tamam abi başka bir isteğin."

"Yok koçum çıkabilirsin."

    Ondan bir iki gün sonra Mevsim ile ilgili dosyalar elime ulaşmıştı. Elimdeki bilgiler şunlardı:

Adı: Mevsim

Soyadı:Çetinoğlu

Yaş: 20

Ailesi gerçek değil,üvey. Gerçek ailesi ona bakacak durumları olmadığı için başka bir aileye para karşılığı verilmiştir. Gerçek ailesi Denizli'dedir. Ailesinden anne, babası, iki abisi vardır.

   Okuduklarımla şok olmuştum.

ŞİMDİKİ ZAMAN

    Aklım 1 haftaki önceki olaya gitmişti. Artık sorun yoktu. Mevsim'in bir tek ailesi var o da bendim onun başka kimseye ihtiyacı yoktu. O bana aitti, herşeyiyle. Arabamı bildiğim ve huzur bulduğum bir yere getirdiğimde arabadan indim ve arabaya yaslanıp öylece bekledim. Ne zaman ve nasıl söyleyecektim bunu Mevsim'e. Ben bunları düşünürken arkamdan ses geldi.

"Boran uzun zaman oldu ha."

AMA NASIL OLUR?

****************

    Onu gördüğümde kısa çaplı bir şaşkınlık geçirdim. Bunca zaman sonra nasıl karşıma çıktı.

   Eve geldiğimde Mevsim uyuyordu. Gülümsedim. Yanına gidip uzandım. Ona bakmaya başladım. Melek gibiydi. O benim meleğimdi. Onun tek saç teline zarar gelse ortalığı ayağa kaldırırım. Onu çok seviyordum.

    Aşağı kata indim ve kendime bir bardak içki doldurdum,içtim. Tek seferde. Bir bardak ve bir bardak daha...

    Son olarak hatırladığım şey son bardağı da içip koltukta sızdığımdı.

  Bilinmeyen Kişi

  Ona seslendiğimde ve benden tarafa döndüğünde şok olmuştu yüz ifadesinden çok net belliydi. Yakışıklılığından hiç birşey kaybetmememişti. Hala ilk gün onu gördüğüm gibiydi.

"Bana cevap vermeyecek misin Boran?"

"Burada ne arıyorsun?" diye sordu.

"Geldiğini haber aldım ve geldim." dedim yanına gidip. "Neden gelsin."

"Sanana." dedi. Evet tavırları da aynıydı.

"Boran... ayıp oluyor ama." dedim üzülmüş gibi yaparak.

"Gitsene sen ya. Ben seni artık hayatımda istemiyorum. Anlamıyor musun Mira. Git ya git. Düş yakamdan." dedi bağırarak. Sesi sert çıkmıştı ve benim kalbim kırılmıştı.

"O kadar mı nefret ediyorsun benden?"

"Evet Mira o kadar." dedi ve arabasına binip gitti. Giderken onu sadece izledim. Bu sefer benden gitmene izin vermeyeceğim Boran seni kimseye kaptırmam. SEN BENİMSİN... Ya benimsin ya benimsin.

    Kendi kendime konuştum. "Bakalım şu Mevsim denen kız kimmiş." dedim.

Arkadaşlar bu bölümlük bu kadar. Kusura bakmayın kısa oldu. Derslerimin olmasına rağmen bölüm atıyorum. Ve sabki biraz saçma mı oldu. Tamam neyse?

Sizce sonda Boran ile konuşan Mira denen kişi kim olabilir?

   Bu bölüme sınır koymayı düşünüyorum. Çünkü kitabın okunma sayısı yüksek ama vote ve yorum yok.

Sınır:15 vote ve 5 yorum istitorum. Sınır geçilmedikçe yeni bölüm gelemeyecek. Kendinize iyi bakın. Yoruma yazacak birşey bulamıyorsanız random atın bari ben ona da razıyım gerçekten. O kadar vahim durumdayım.🤗

   SİZDEN GELECEK HERŞEYE RAZIYIM BEN...

KADERİMDE SEN VARDIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin