25. Bölüm.

5.4K 164 5
                                    

Boran dudaklarıma bakıyordu. Nefes alışverişim hızlanmıştı. Boran baş parmağıyla dudaklarıma dokundu. Dudaklarımdan yanağıma, oradan da boynuma gitti parmakları. Artık nefes bile almıyordum.

"Seni çok seviyorum Mevsim. Lütfen bana inan. Ben ilk defa birine bu kadar bağlandım. İlk defa seninle hiç tatmadığım duyguları tattım ben." dedi ve gözlerini sıkıca yumdu. Gözlerini açtığında gözleri dolmuştu. Hadi ama ben şu anda birini ağlatıyor olamam.

Şu anda onu itmem lazımdı ama kendimde o gücü bulamıyordum. Neden herşey bu kadar zor olmak zorunda.

"Kalk üstümden." dedim zayıf bir sesle. Hatta onun duyup duymadığından bile şüpheliyim.

" Seni bu evde zorla tutabilirim. Bunu biliyorsun değil mi? Beni affedene kadar." dedi dudaklarıma doğru.

"Yapamazsın."

"Denemesi bedava." dedi ve hafiften dudağının kenarı kıvrıldı.

"Seni affetmemi bekliyorsan anca rüyanda görürsün. Daha çok beklersin."

"İyi o zaman. Gitmiyorsun. Buradasın." dedi üzerimden kalktı.

"Burada duracağımı sanıyorsun yanılıyorsun." dedim yataktan kalkıp bavula kıyafetlerimi koyarken.

Kıyafetleri bavula koymamı engelleyip, önüme geçti.

"Bırak şunları." dedi bağırarak. Yanıma gelip kollarımı tuttu.

Ben ise ağladığımı ağzıma gelen tattan anladım.

"Ağlayıp durma." dedi Boran az öncekine nazaran kısık bir sesle. Ses tonu yumuşaktı.

Ben ağlamamı durduramıyordum.

"Lanet olsun. Ağlama artık. Dayanamıyorum." dedi ve eliyle saçlarımı okşadı.

"Bırak beni. Gitmem lazım." dedim.

"Hayır gitmiyorsun." dedi ve beni odada bıraktı. Kapının arkasındaki anahtarı alınca beni kitleyeceğini anladım.

"Hayır. Yapma, Boran." deyip kapıya koşsam bile yetişemedim ve bu odada kapana kısıldım. Ha bir de bugün o lanet kız Mira ile görüşecektim ama bu gidişle benim plan suya düştü gibi.

"Boran, aç şu kapıyı. Beni tutsak buraya kitleyemezsin. Aç."

Güldü. "Evet, tutsaksın. Benim tutsağım." dedi ve gidişini merdivenlerden inen ayak sesleri ile anladım.

Lanet olsun. Diye geçirdim içimden. Bugün buraya keşke gelmeseydim ama Boran'ı görünce tuhaf olmuştum. Ona sarılasım gelmişti. Hatta yatağa düştüğümüzde onu öpmek geldi içimden. Ama hiçbirini yapamadım, yapamazdım.

Hem sizi seven biri başka bir kadını öper miydi? Saçmalık. Tabii ki hayır. Sevgisine sahip çıkar. Ne olursa olsun onu yarı yolda bırakmaz, onunla birlikte ne olursa olsun yürür. Oooof. Bu içimdeki his beni yiyip bitiriyordu.

Telefonum neredeydi benim? Bulduğumda Peri'yi aradım.

"Alo?" dedi uykulu bir sesle.

"Peri bana yardım etmen lazım. Abinin evine eşyalarımı almak için geldim fakat abin beni bırakmamakta ısrarcı beni odaya kilitledi ve gitti. Bana bir şekilde yardımcı ol ve buradan kurtar."

"Nasıl yapacam ki ben onu? Abim asla izin vermez."

"Bilmiyorum, ama yap birşeyler."

"Tamam. Kapat."

"Tamam." dedim ve telefonu kapattım.

Yarım saat sonra Peri'den mesaj geldi.

"Mevsim. Ben Eren'i ve Ceren'i alıp geliyorum sen de hazırlan ve bizi bekle. Sakın aptalca birsey yapma. Biz geldiğimizde camdan atla. Zaten alçak bir şey olmaz. Tamam mı? 10 dakikaya oradayız." Süper. Ben de eşyalarımı bavula koymaya devam ettim. Gerçi bu bavulu nasıl alacaktım. Neyse yaparız birşeyler.

10 dakikanın ardından Peri'den geldiklerine dair mesaj aldım. Baktığımda arka bahçedeydiler. Korumalar yoktu. Cidden korumalar işlerini çok kötü yapıyorlardı.

"Selam kuzen. Seni kurtarmaya geldik." dedi Eren gülümseyerek.

"Şakanın ne yeri ne de zamanı Eren." dedim sinirle.

Ellerini havaya kaldırdı. Bavulu attım. Eren yakaladı sıra bendeydi. Ben de atladım. Fakat bacağım acımıştı.

"Aaah bacağım."

Eren beni anında kucağına aldı. "Eren bırak beni ya."

"Kuzen yardımcı oluyorum. Daha ne istiyorsun." dedi.

Arabaya bindiğimizde uzaklaşmaya başladık evden. Boran beni odada bulamadığında deliye dönecekti. Senin biraz burnun yere sürtse fena olmaz Boran Ateş.

Kızların evine geldiğimizde ben yukarı odaya çıkıp bir güzel duş aldım. Duştan çıkınca üzerime sarı bir sweet ve altıma beyaz bir pantolon geçirdim.
Saçlarımı kurutup tam tepeden topladım. Şu Mira denen kıza gitmem lazımdı. Hem de acilen. Aşağı indim, kızlar oturuyordu.

"Kızlar beni şu Mira denen kızla buluşturmanız lazım." dediğim anda kızlar birbirine baktı.

"Pekala." dediler ve kızlar da hazırlanınca yola koyulduk. Arabaya bindik ve gitmeye başladık.

3. Bölüm akşam gelecek.

KADERİMDE SEN VARDIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin