35. Bölüm

4.8K 142 26
                                    

Hatırlatma;

Boran bana beklentiyla, gözleri parlak bir sekilde cevabımı bekliyordu.

Sonunda sesimi bulup konuşmaya hazırlandım, derin bir nefes aldım ve cevabımı söyledim.

"....."

Bölüm👇🏻👇🏻👇🏻

Sesimi bulup konuşmaya hazırken Boran benden önce konuştu.

"Lütfen kabul et. Kabul edersen beni Dünya'nın en mutlu adamı yaparsın."

Boğazımı temizledim ve konuştum.

"Evet... evet. Seninle evlenirim, Boran Ateş." dedim gülerek.

Bir anda ayağa kalktı ve beni kucaklayıp etrafımızda döndürmeye başladı. Kahkaha atıyordum. Beni sonunda ayaklarımın üzerine bırakıp elleri ile yüzümü avuçladı.

"Seni cok seviyorum." dedi.

"Ben de, ben de seni seviyorum."

Sonra birbirimize sarıldık.

**********

   Gece yarısı olmak üzereyken evin önündeydik. Arabadan indik ve eve doğru gitmeye başladık. Eve girdiğinde direkt içeri girdim, Boran dışarıda korumalarla konuşuyordu.

    Salonda Ceren, Peri, Mert ve Eren vardı.

"Eren?"

"Mevsim?"

"Peri?" dedim.

"Mevsim?"

"Ceren... ay yeter. Ne işiniz var burada Boran dışarıda sizi burada görürse öldürür, gidin."

"Onlar zaten abimle konuşmak için geldiler. Onlara gelmeyin dedik ama dinletemedik." dedi Ceren tırnaklarını yerken.

"Birazdan burada kıyamet kopacak." dedim mırıltıyla.

Kapının açılma sesi gelince dudağımı dişledim. Boran içeri girince "Mevsim..." demişti ki arkamdaki 4'lüyü gördü ve kaşlarını çattı.

"NE İŞİNİZ VAR LAN BURADA? CANINIZA MI SUSADINIZ?" diyince kolundan tuttum.

"Sakin ol." dedim kulağına. "Seninle konuşmaya gelmişler."

"Ne konuşacaklar?" diyince omuzlarımı bilmem dercesine kaldırdım.

Mert ve Eren korkudan konuşamıyorlardı ama Eren cesaretini toplayıp konuştu.

"Eeee... şey... şey... Boran Abi..." dedi ve durdu. Boran 'ne' anlamında kafasını iki yana salladı.

Ceren ve Peri kendilerini Eren'in durunu için gülmemeye çalışıyorlardı.
Kuzenim birazdan toğrağın altında olur muydu acaba??

"Üst kata çalışma odasına gelin. Beni takip edin." dedi Boran merdivenlerden çıkmaya başladı. Ceren ve Peri de gülmeye kesmiş acıyan gözlerle Mert ve Eren'e bakıyorlardı.

Mert ve Eren, Boran'ın odasına gidince ortama sessizlik çöktü. Derin bir nefes alıp odaya çıktım. Üzerimi değiştirdim, makyajımı sildim ve yatağa yattım. Zaten yattığım gibi uyudum.

Yatağın yanında bir çökelme hissedince gözlerimi açtım.

"Boran?" dedim sorarcasına.

"Efendim güzelim." dedi ve saçlarımı okşadı.

"Çocukları öldürmedin değil mi?" dedim kaşlarımı çatarak.

Güldü. "Hayır, ama kabul etmem gerekirse gozüm tuttu ikisini de. Tabii bunu onlara kesinlikle söylemedim. Odama gidince ikisi de öylece durup bana baktı, konuşamadılar. Bende biraz sert bakınca..." dedi ve başını yana eğdi.

Yatağa iyice uzandı ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. Tek kelime etmedik. Uyumaya yakın bir zamanda kulağıma şu sözleri fısıldadı.

"Bana aitsin."

**********

"Ne ciddi misin?"

"Evet neden?" dedi Boran.

"Bir de niye diye soruyor ya, Boran 8 gün sonra nadıl düğün olur. Çok şey var daha hazırlanması gereken saçmalama."

"Tarihi aldım bile." diyince gözlerimi kocaman açtım.

"Ne zaman aldın ya, niye dört nala gider gibi hızla yapıyoruz ki düğünü. Kovalayan mı var?"

"Kovalayan yok ama artık yeter. Yaklaşık 4 yıldır yanımdasın. Evlenme teklifini etmekte geç bile kaldım. Daha erken etmeliydim." diyince göz devirdim.

"Delisin." dedim ve yukarı çıkarken bana arkamdan seslendi.

"Biliyorum."

Göz devirdim.

"Gözlerini devirme." dedi ve arkamı döndüm. Nasıl fark etti??

********

Gerçekten evleneceğimize inanamıyordum. Mevsim Ateş... çok değişik geliyordu ama güzeldi. Onun soyadını taşımak çok güzel olurdu.

8 gün sonra evlenecektik, hala niye acele ettiğini anlamış değilim.  Bunu anlamak için çabalamayacam, çünkü anlayacağımı sanmıyordum.

Zaten kızlar bana evlenme teklifi ettiğini duyunca 'nasıl evlenme teklifi etti', 'kabul ettin mi?' gibi sorular soruyormuşlardı. Yaklaşık 1 saat onlara cevap vermek zorunda kalmıştım.

"Hemen alışverişe çıkmalıyız." dedi Ceren heyecanla.

"Aynen." dedi Peri de.

"Sen de geleceksin, sana da gelinlik falan alacaz zaten of çok işimiz var." dedi Ceren ve biraz daha durduktan sonra çıktılar.

Alışveriş yaparken yorulacağım kesindi.

Annemlere söyleyince çok sevinmişlerdi. Abilerim zaten biraz bozuldu. Çünkü beni daha yeni bulmuşlardı ve beni bulduklari gibi evleniyordum. Onlarda da kendi çapında haklı sayılırlar aslında....

Salonda kendi kendime şarkı söyleyip aynı zamanda da etrafı topluyorum.

"Bana bak, bu konuda ben haklıyım tamam mı?" diye bağırarak içeri Ceren girdi. "Mert beni deli etme... ne demek ben haklıyım... konusmuyorum seninle kapat telefonu... ne demek suratına kapatamam bal gibi de kapatırım." dediği gibi telefonu kapattı. Ben Ceren'e anlamaz gözlerle bakarken Peri de bağırarak mutfaktan çıktı. O da telefonla konuşuyordu.

"Eren o saçlarını bana yoldurtma... O elbiseyi beğendim ve onu giyecem... abimin düğünü oluyor güzel olmam lazım... sana ne... beni çıldırıyorsun... giyicem... ooof..." deyip o da telefonu kapattı.

"Mert beni deli ediyor. Kavga ettik."

"Bizde." dedi Peri.

"İstediğim elbiseyi ona ss alıp attım. Neymiş efendim cok açıkmış, onu giyemezmişim giyersem elinden çekeceğim varmış." dedi Ceren sinirle inlerken.

"Eren de  aynısını diyor. Bıktım her şeyime karışıyor." dedi. "Geçen gün giydiğim şorta karıştı."

"Ama onu ilk tanıdığında peşinden koşuyordun, şimdi ne değişti tatlım?" dedi Ceren gözlerini kırpıştırarak.

"Böyle olduğunu bilmiyordum, onu ilk gördüğümde gayet efendi duruyordu. Karışacak bir tipi yoktu. Tabii bunların hepsi biz çıkana kadardı. Hem canım benim sende Mert ile ilk tanıştığında bana anlatıp duruyorsun, işkence gibiydi." dedi Peri el kol hareketi yaparken.

"Bende böyle olduğunu bilmiyordum ki." dedi Ceren de. İkisine de gülünce bana baktılar.

"Mevsim niye gülüyorsun ya?"

"Halinize gülüyorum. Alışırsınız abiniz de bana öyle yapıyordu gerçi hala öyle de. Eskisi kadar da değil." dedim.

Peri ve Ceren ikisi de aynı anda ofladı.

Bu kitaptan hangi karakter olmak isterdiniz???

KADERİMDE SEN VARDIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin