13. Bölüm

9.3K 279 24
                                    

Uyandığımda belimdeki kolların sıkılığı benim nefes almamı zorlaştırıyordu. Yanıma baktığımda Boran kafasını boynuma gömmüş kollarını da belime yılan gibi sarmıştı. Şu an o kadar masumdu ki ona bakmaya doyamıyordum. Kollarından zorla da olsa çıkmıştım ve banyoya girdim. Çok bunalmıştım ve saçlarımı yıkamam lazımdı. Banyoya girip sadece saçlarımı yıkayıp çıktım. Çıktığımda Boran uyanmış, simsiyah giyinmiş ve gitmek üzereydi galiba. Beni aynadan gördüğünde bana döndü ilk konuşan ben oldum.

" Nereye Boran?" dedim.

"Bir işim var tatlım. Akşama geç gelirim sen beni bekleme uyu tamam mı?" dedi kapıya ilerliyordu tekrar konuştum.

"Boran... şey diyeceğim. Ben çok sıkıldım da nereye gidiyorsan beni de alsana yanına." dedim.

"Sen benim gittiğim yere gelemezsin. Oralar sana göre değil." dedi.

"Ama lütfen..." dedim tam gözlerinin içine bakarak.

Biraz düşünürmüş gibi yaptı. "Tamam aşağıda bekliyorum hemen gel." dedi ve çıktı. Hemen saçlarımı taradım ve kuruttum. Saçlarıma şekil verdikten sonra giysi dolabını açıp üzerime ufak ufak yırtıkları olan bir pantolon ve tişört ve üzerine gömlek giydim. Hoş olmuştum. Aşağı indiğimde Boran beni bekliyordu beni gördüğünde baştan aşağı süzdü.

"Mevsim."

"Efendim." dedim

"O pantolonla gelebileceğini zannediyorsan yanılıyorsun." dedi ve yukarıyı işaret etti.

"Ama fazla yırtık değil abartma bence."

"Tamam yürü hadi gidelim." dedi ve kapıyı açtı. Beraber arabaya bindik ve gitmeye başladık. Nereye gittiğimiz hakkında bir bilgim yoktu. Sormaya da çekiniyordum. En iyisi gidince görmek. Yol boyunca kimse konuşmadı. Bir süre sonra bir mekanın önünde durduk. Boran arabadan indi benim de kapımı açtıktan sonra belimden tuttu. İçeri girdiğimizde çok farklı bir ortamdı. Kadınlar erkeklerin yanına oturmuştu ve bildiğiniz yavşıyorlardı. İçki masaları, sahnedeki müzik... Anlayın işte bara gelmiştik ama Boran'ın burada ne işi olabilirdi ki. Beraber arkalarda bir yere oturduk.

"Sen biraz bekle benim işim var tamam mı? Buradan kalkma, kimseyle de konuşma." dedi ve benim cevap vermeme fırsat vermeden gitti. Hadi ama o nasıl yürüyüş...

Yaklaşık yarım saat olmuştu ama Boran hala görünürlerde yoktu. Gidip bulabilirsem aslında hemen buradan çıkıp giderdik. Ama Boran da beni öldürebilirdi. Biraz daha beklemeye karar verdim. Şu karşıdaki 2 kızı tanıyor gibiyim ama umursamadım. Onlar da bana bakıyordu. Yanıma gelmeye başladılar.

"Mevsim nasılsın?" dedi esmer olan.

"İyiyim de tanışıyor muyuz?" dedim iki kaşımı kaldırıp.

"Aşk olsun Mevsim. Okuldan hani..." dedi ve benim onları hatırlamamı beklediler.

"Aaaa evet, evet hatırladım. Havin ve Beste tamam jeton düştü şimdi." dedim ve kızlara oturmaları için işaret ettim.

Bir zaman sonra daha konuştuk ve gittiler. İkisi de çok cana yakınlar. Okulda aynı sınıftaydık. Yani eskiden...

Boran hala da gelememişti. Merak etmeye başlıyordum.

Merak etmek...

Ayağa kalktım ve bir adamın yanına gittim. Ama adam böyle yapılı falan yani. Galiba korumaydı.

"Şey acaba sizden birşey isteyebilir miyim?" dedim mahcup bir şekilde.

"Evet."

"Şey acaba Boran Ateş'i tanıyorsanız nerede olduğunu biliyorsanız, söyleyebilir misiniz?" dedim.

"Nesi oluyorsunuz ki siz?"

"Siz söyleyin." dedim kararlılıkla.

"Peki gelin benimle." dedi ve peşinden gitmeye başladım. En alt kata indik. Durdu ve konuştu. "Şu sağdaki odada." dedi ve gitti. Ben de odaya ilerledim yavaş yavaş. Kapının önüne geldim ve kapıyı tıkladım gel diye bir cevap gelince kapıyı açıp içeri girdim ama girmez olaydım her yer erkek dolu tek bir kız yoktu. Boran bana sinirli ve öfkeli bir şekilde bakıyordu.

"Birazdan gelirim siz devam edin." dedi ve oturduğu yerden kalktı benim de kolumdan tutup dışarı sürükledi. Çok fazla sıkıyordu ve benim canım acıyordu. İnlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Durdu. Vakit kaybetmeden konuşmaya pardon kükremeye başladı.

"Senin ne işin var orada o kadar erkeğin içinde. Mevsim... ben sana otur beni bekle demedim mi? Niye beni beklemeden kendi kafana göre iş yapıyorsun. Sonra Boran sinirli oluyor." dedi ve bana bakmadı. Konuştum.

"O kadar erkek olduğunu nereden bilebilirdim ki. Sen gelemyince sana birşey oldu sandım." dedim ama o beni umursamadı.

"Arabaya geç geliyorum." dedi ve beni önden yürüttü.

Arabaya beni resmen fırlattıktan sonra kendi yerine oturdu ve konuşdu.

"Şimdi seni eve bırakıyorum. Ben de gidecem daha işim bitmedi sayende." dedi ve arabayı çalıştırdı. Benim tabii gözlerim dolmuştu. Gözlerimin dolmasının sebebi bana bu lafları etmediydi. Eve geldiğimizde durdu ve bana baktı. Yüzümü avucunun arasına aldı. Bana baktı, dolan gözlerime.

"Şimdi sen eve git tamam mı git ve uyu grç gelirim. Sabah konuşuruz. Anlaştık mı?" dedi ve anlımdan öptü.

"Tamam." dedim titreyen sesimle. Arabadan indim ve eve Boran'ın bana verdiği anahtarla eve girdim. Üzerimi değiştirip yatağa yattım ve hiçbir şey düşünmedim ve direkt olarak kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

KADERİMDE SEN VARDIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin