28. Bölüm

5.1K 154 17
                                    

Hep beraber evde oturuyorduk. Ben Ceren ve Peri. Ceren bu akşam Mert denen çocukla yemege çıkacaktı. Bize herşeyi anlatmıştı ve şu anda da odasında bize resmen eziyet ediyordu. Kıyafet seçmek konusunda.

"Bak bu mu olsun bu mu? Ama bu da güzel. Bu fazla açık, bu fazla sade, bunun modası." deyip bütün elbiseleri yere atıyordu. Ben de Peri ile şaşırmış bakıyorduk.

Sonunda birini buldu. "Aaa benim böyle bir elbisem mi varmış?" dedi siyah bir elbiseyi elinde tutarken. "O kadar çok kiyafetim var ki ne aldığımı unutuyorum." dedi ve denemek için lavaboya gitti. Giyip geldiginde üzerinde muhteşem durmuştu.

"Oha senin böyle bir elbisem mi vardı?" dedi Peri.

"Nasıl oldum?" dedi Ceren aynaya bakarak.

"Yakıyorsun?" dedim bağırarak.

"Evet güzel sana da yakıştı." dedi Peri.

"Sıra saç ve makyajda. Ama saçımı ne yapacam. Ya makyaj."

"Bana bırak kardeşim." dedi Peri.

"Peki." dedi ve oturdu koltuğa.

Saçlarını normal bir şekilde örgü yaptı Peri.

Ceren'in turuncu saçlarına güzel olmuştu. Elbisesiyle uyum içindeydi saçları.

Makyajını da yaptiktan sonra hazırdı. Gercekten şu filmlerdeki yıldızlara benzemişti.

Akşam olunca Mert gelip Ceren'i aldı. Tabii bundan Boran'ın haberi yoktu. Olsaydı zaten Ceren'i gebertirdi. Mert Ceren'i görünce resmen ağzı açık kaldı. İnşaallah korumalar Boran'a haber vermez. Salak Mevsim, zaten haber verevekler. O zaman ne yapalım?

"Peri bu korumalar Boran'a haber verecekler bence?"

"Siktir." dedi. "Ne yapalım?"

"Uyku ilacı olsaydı şu filmlerdeki veya kitaplardaki gibi çayın içine koyardık."

"Uyku ilacı olmadığını kim söyledi." dedi. Gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Oha." dedim.

Çayları hazırlamış vekorumalara vermişrik. Şu and ahepsi ölü gibi yerde yatıyordu. Biri gelse kesin burada cinayet oldu zanneder. Telefonum çaldı. Boran'dı. Açmadım. Tekrar aradı, tekrar açmadım, son arayışında telefonu hışımla açtım.

"Beni arama." dedim.

"Merhabalar Mevsim Hanım mı?" dedi bir kadın sesi.

"E-evet." dedim.

"Boran Bey kaza yaprı araçla. Son arama kayıtlarında da sizi gorünce sizi aradık."

"Hangi hastane?" Dinledim." Tamam ben geliyorum." Telefonu kapattım.

Peri bana bakıyordu. "Boran... Boran... kaza yapmış."

--------------------------

Hastaneye geldiğimizde Boran ameliyattaydı. Hemşireler bir gidip bir geliyordu. Korkuyordum, hayatta ilk defa bir adam için korkuyordum. Ameliyattan bir hemşire çıkınca yanına gittim.

"Durumu nasıl? Ne olur birşey söyleyin?" dedim.

"Bakın gerçekten Boran Bey ağır yaralı, buraya geldiğinde çok kan kaybetmişti ve aradığımız kan kan bankasında yok." dedi.

"Kan grubu ne?"

"0 RH -" (Galiba böyle yazılıyor)

"Benim kanım uymuyor." dedim. "Peri?"

Hayır anlamında kafasını salladı. O kanı kimden bulabilirdik.

"Ceren'in kan grubu ne?"

"A RH+" dedi. "Uymuyor." Ağlamaya başladım. O sırada koridorda bir ses duyuldu. "Benim kanım uyuyor. Kanımı verebilirim." dedi. Bu Mira'ydı.

"Senin burada ne işin var?" dedim. Onun bizim ayrılmamızla alakası olmadığını bilsem bile, Boran'ın eski sevgilisi olduğu için onu sevmiyordum.

"Ben de kaza anında oradaydım." dedi.

"Kazaya sen mi neden oldun?"

"Hayır tabii ki. Kendine gel artık. Sadece tesadüf oradan geçiyordum. Boran'ı gördüm, hatta ambulansa ben haber verdim. Kanımı da verdim hatta." dedi.

Onu görmezden geldim ve Pei'ye döndüm. "Ona birşey olursa yaşayamam." dedim.

"Ona birsey olmayacak. Tamam mı? Siz tekrar eskisi gibi olacaksınız? Tamam mı"

Tamam anlamında kafamı salladım.

Mira'nın Ağzından

Arkadaşlarla birlikte bir kafedeydik. Daha sonra telefonum çaldı. Benim suç ortağım arıyordu, arkadaşlarımdan müsaade isteyip kalktım ve telefonu açtım.

"Evet?" dedim soru sorarcasına bir sesle.

"Ne yaptım inanamayacaksın Mira." dedi.

"Ne yaptın? Umarım keyfimi yerine getirecek bir şeydir."

"Boran..." dedi ki sözünü kestim.

"Ne Boran ne? Mevsim ile mi barıştırdın yoksa başka bir şeymi yaptın?" dedim dalgaya alarak.

"Hayır. Boran'ın arabasinın frenlerini kopardım."

"Ne yaptın. Bir daha söyle?" dedim.

"Duydun bence tatlım. Neyse hadi sana görüşürüz." dedi ve telefonu suratıma kapattı. Direkt arabama gidip arabayı çalıştırdım. Telefonla Boran'ı aradım.

"Ne var Mira?" dedi soğuk sesiyle.

"Boran nerdesin?"

"Eve gidiyorum Mira. Niye aradın?"

"O arabadan in çabuk. Frenleri tutmuyor."

Biraz bekledi.

"Nereden biliyorsun? Hakikaten frenler tutmuyor."

"Boran bir yere vur, durdur arabayı."

"Vuramam çok hızlı gidiyorum." dediği anda kulakları sağır edecek bir ses duyuldu.

"Boran... Boran... Boran..." dedim ama ses gelmedi.

Boran'ların evine giden yolda kaza olduğunu gördüm. Bu Boran'dı. Hemen ambulansı arayıp arabadan indim. Boran ,Boran diye bağırsam da beni duymadı. İlk defa yaptığım bir şeyden pişman oldum. Sevdiğim adamın canı belki de şu anda benim yüzümden gidiyor. Boran lütfen gitme.

Canlarım. Naber? İyi misiniz?

Ya ben size darıldım ya. Benim nasıl olduğumu hiç sormuyorsunuz. Biricik yazarınız nasıl falan hiç sormuyorsunuz. Halbuki ben her bölümde sizleri soruyorum.😒

Bölümü nasıl buldunuz? Olaylar karışmaya başladı. Sanki biraz ne dersiniz???

KADERİMDE SEN VARDIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin