29. Bölüm

4.9K 172 37
                                    

Arkadaşlar merhaba. Beni özlediniz mi? Ben sizi çoook özledim. Hazır fırsat bulmuşken yazayım dedim. Uzun zamandır bölüm yayınlamadım. Umarım hepizin iyisinizdir deyip bölüme geçiyoruz.

Mevsim'in Ağzından

Mira hala burada duruyor ve bekliyordu. Bu benim sinirimi daha fazla ortaya çıkarıyordu. İkide bir bana bakıyor sonra ben ona baktığımda kafasını çeviriyordu. Sürtük...

Ameliyathanenin kapısı açıldı ve bir doktor çıktı. Yüzü gülüyordu.

"Doktor bey Boran nasıl?" dedim.

"Merak etmeyin. Durumu gayet iyi. Sadece eli kırılmış onun için elini alçıya aldık. Onun dışında 2 gün daha hastanede kalırsa sonrasından taburcu edebiliriz."

"Peki onu görebilir miyim?" dedim.

"Normal odaya aldığımızda görebilirsiniz. İyi günler."

"İyi günler." Doktor yanımızdan ayrıldığında Peri'ye döndüm.

"Duydun mu yaşıyormuş, Boran'a birşey olmamış. Güçlüdür benim abim." dedi ve gülümsedi ama onun da ağlamaktan gözleri şişmişti.

Mira Boran'a kan vermişti. Ne kadar istemesemde Boran'ın yaşaması için kabul ettim.

Mira'nın yanına ilerledim ve konuştum.
"Sen gitsene artık. Ne diye burada duruyorsun ki. Tamam kan verdin. Sağol ama şimdi yaylan."

"Boran'ı görme-" dedi ki sözünü kestim.

"SUS!!" diye bağırdım. "Boran'ın adını ağzına alma sakın. Şimdi buradan git. Git ki senin için kötü şeyler olmasın. Hadi." dedim. O da gitti.

"Vay be nasıl kovdun onu?" dedi Peri elini omzuma atarak.

"Kovdum tabii." deyip gülümsedim.

Boran'ı normal odaya aldıklarında odaya girdim. Şu anda uyuyordu ama ben yine de yanına oturdum ve konuştum.

"Boran... ben geldim." deyip elini tuttum. "Uyan hadi. Seni çok seviyorum. Eskisi gibi eve gidelim gülelim eğlenelim. Sensiz bir hayat düşünemem." Elini öptüm. Elimi sıkınca suratına baktım. Gözlerini yavaş yavaş açtı. Beni görünce zorla konuşmaya çalıştı.

"Mev... Mevsim." dedi ve yutkundu.

"Zorlama kendini. Dinlen. Nasılsın?" dedim.

"Ağladın mı sen?" dedi sorumu es geçerek.

Ben cevap vermeyince o da kendi kendine "Evet." dedi ve elimi daha fazla sıktı.

"Sana nasılsın diye sordum."

"İyiyim güzelim. İyiyim. Sen yanımdasın."

"Kaza nasıl oldu?"

"Arabayla gidiyordum. Sonra bir anda telefonum çaldı. Mira arıyordu. Arabanın frenleri tutmuyor o arabadan in dedi. Zaten birkaç saniye sonra arabayı bariyerlere çarptım." dedi.

"O nereden biliyormuş frenlerinin tutmadığını."

"Bilmiyorum. Neyse şimdi bunları konuşmayalım. Şimdi benim yanımda olduğuna göre beni affettin." dedi.

Ben de kafamı evet anlamında salladım tebessüm ederek.

Ayağa kalktım ve yanağından öptüm. Daha sonra o benim kafamı tutarak beklemediğim hareketle dudağımdan öpmeye başladı. Alt dudağımı ısırdı. Benim ağzımdan küçük bir inleme çıktı. Beni bıraktığında konuştu.

"Seni çok seviyorum."

"Ben de seni."

Ceren'in Ağzından

Mert ile çok lüks bir yere gelmiştik. Yanımıza garson geldiğinde bana ne istediğimi sormuştu. Siparişleri verdiğimizde bana döndü.

"Çok güzel olmuşsun." dedi.

"Teşekkürler." dedim başımı öne eğerek.

"Kızardın." dedi gülümseyerek.

Ben de onun gibi gülümsedim.

Siparişler geldiğinde yemekleri yemeye başladık.

"Bana kendini anlatsana." dedi. Bu ani gelen soruyla afalladım.

"Ne anlatabilirim ki?"

"Ne olursa."

Ben de kendimi sevip sevmediğim şeyleri anlattım. O ise beni çok dikkatli dinliyordu. Arada gülüyorduk.

Mert ise küçüklüğünden kalma anıları anlatınca gülme krizlerine girdim. Birkaç kişi dönüp bize baktı.

Ben hala gülmeye devam ediyordum. Mert bana sadece bakıyordu.

"Yüzümde birşey mi var?" dedim.

"Yoo." dedi ve yemekleri bitirdik. Ondan sonra da yanına tatlı yedik. Tatlı hayatımın anlamıydı.

Mert bir anda güldü. Bana bakıp gülüyordu. "Ağzın hep çikolata olmuş." dedi. Ben de peçete alıp ağzımı sildim. Rezil oldum...

Daha sonra biraz daha oturduk konuştuk,gülüştük. Telefonum çaldı.

"Pardon afedersin." dedim. Peri arıyordu.

"Efendim." dedim.

"Ceren napıyorsun?"

"Ne yapmamı istersin?"

"Şaka yapma şimdi. Beni dinle. Abim kaza yaptı. Biz hastanedeyiz. Sen de gel." dedi.

"Abim iyi mi?"

"İyi normal odaya aldılar. Şimdi Mevsim yanında. Beni görür seni göremezse seni sorarasa açıklayamayız. Sen de hemen gel."

"Hangi hastane?" dedim.

"Merkezdeki."

"Tamam." dedim ve telefonu kapattım. Mert'e durumu açıkladım.

"Özür dilerim ama abimi görmem lazım."

"Hiç önemli değil."

Hastaneden önce eve uğrayıp üstümü değiştirdim. Korumlar uyanmıştı ve bana nerede olduğumu sormuşlardi ben ise onları tersleyip durdum. Sonra hastanenin önüne geldiğimizde Mert'e döndüm.

"Teşekkür ederim bugün çok güzeldi."

"Rica ederim." dedi ve görüşürüz deyip arabadan indim. Danışmaya sorup hangi odada olduğunu öğrendim. Gittiğimde Mevsim abimin yanındaydı. Peri de camın önündeydi. Yanına gidince derince iç çekti.

"Sonunda geldin kızım neredesin?"

"Geldim. Abim beni sordu mu?"

"Hala Mevsim'le konuşuyor."

Abim bize bakıp gülümsediğinde biz de gülümsedik.

Arkadaşlar yorum ve votelerinizi eksik etmeyin.

Arkadaşlar birşey söylemek istiyorum lütfen sağlığınıza dikkat edin. Bu koronavirüs artık gerçekten ciddi bir sorun. Önlemlerinizi alın.

Sizi seviyorum...
❤❤❤❤

KADERİMDE SEN VARDIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin