15. Bölüm

8.9K 252 14
                                    

   Odaya Ceren ile girdiğimizde Eren ve Peri baya baya kahkahalara boğulmuştu. Ben bir Ceren'e bir Peri ile Eren'e bakıyordum.

"Ne bakıyorsunuz?" dedi Peri bize.

"Hiç." dedik aynı anda Ceren ile.

"Şeyy biz artık gitsek iyi olacak." dedi Ceren.

"Aynen Ceren haklı." dedim onu doğrulayarak.

"Tamam yine beklerim." dedi Eren. Eren ayağa kalktı ve bizi yolcu etti. O arada telefon  numarasını da aldım ve biz eve doğru yol almaya başladık. Peri çok mutlu görünüyordu.

"Eee anlatsana Peri ne oldu ne bitti?" dedim merakla.

"Hiç sorma ya. Benden telefon numaramı istedi ben de verdim o da bana verdi." dedi heyecanla. Biz böyle konuşmaya devam ediyorduk ki eve gelmistik. Hep beraber içeri girdik. Ceren ve Peri kendini koltuğa attı.

"Ayy ayağıma kara sular indi." dedi Ceren.

"Ölmedin ya." dedi Peri.

    Ben üst kata çıktım. Üzerime rahat birşeyler giyip tekrar aşağı indim. Ceren ve Peri ayaklanmışlardı.

"Aaa nereye?" dedim

"Bizim artık gitmemiz lazım Mevsim. Arkadaşlarımız bize grlecek de sen de gel." dedi Ceren.

"Yok sağolun kalsın. Dinlenmem lazım."

"Peki sen bilirsin. Biz gidiyoruz." dedi Peri.

    İkisini de öptüm ve gittiler. Çok yorulmuştum. Saat 12:50 idi. Koltuğa yayıldım. Offf acayip sıkıldım. Kapı çaldı. Kim geldi, kim duydu benim sesimi...

     Rüzgar'dı.( HATIRLAMAYANLAR İÇİN BORAN'IN KORUMASI.)

"Efendim Rüzgar?"

"Yenge hazırlan abi seni ofise çağırıyor." dedi.

"Neden?"

"Bilmiyorum ki yenge sadece bana al gel dedi hadi hazırlan da gidelim."

"Tamam bekle." dedim. Hemen üzerime hızlıca bir şeyle geçirip aşağı indim. Rüzgar beni bekliyordu. Beraber arabaya bindik. Boran beni ne diye yanına çağırmıştı ki?

      Boran'ın ofisine geldiğimde Rüzgar ile odasının olduğu kata gelmiştik. Rüzgar kapıyı tıkladı. 'Gel' komutunu alınca girdik. Gözleri beni buldu.

"Tamam Rüzgar sağol çıkabilirsin." dedi ve Rüzgar çıktı. Ben de Boran'ın yanına gidip ona döndüm.

"Merhaba." dedim. "Beni çağırmışsın da niye?"

"Hem seni merak ettim, özledim hem de..." dedi.

"Hem de.." dedim devam etmesini belli ederek.

"Hem de hazırlan bu aksam gidiyoruz."

"Nereye?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Fransa'ya. Hem iş için hem de tatil amaçlı olarak." dedi.

"Şaka mısın sen ya?" dedim gülerek.

"Hayır güzelim ciddiyim. Bu akşam yola çıkıyoruz. Benim burada birkaç işim daha kaldı onları da halledeceğim aonra berabereve gideriz. Hazırlanma falan derken zaten akşam olur." dedi.

    Olumlu anlamda başımı salladım. Hem mal mal gülüyor hem de sevinçten uçuyordum. Hep Fransa'ya gitmek istemişimdir. Benim hayallerimi hep bu adam gerçekleştiriyordu. Şu an karşımda duran adam.

    Boran bir iki işini daha hal etmişti ve el ele ofisten çıkmıştık. Herkes bize bakıyordu ve bu beni rahatsız etmeye yetiyordu. Eve geldiğimizde ben hemen Boran duşa girmişti. Ben de bavulumu hazırlamaya başladım. Bavulumu da hazırladığımda Boran çıkmıştı duştan. Ben de girdim. 30 dakika sonra çıkmıştım. Boran yoktu. Üzerime kot bir pantolon ve beyaz bir sıfır kol giydim. Saçlarımı taradım.( Tabii zaman aldı saçlar kalçaya kadar.😊)  Kuruttum da Boran da tam o zaman gelmişti. Beni süzdü. Gözleri sıfır kollu da durdu. Yok artık ama ya bu kadarı da fazla.

KADERİMDE SEN VARDIN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin