Cas'e daha önce hiç bu kadar sinirlenmemiştim. Hem de hiç... Beni doğum günümde yalnız bırakmak neydi ya? Hayır tamam gelmesin, bari bir kere arasın ya. Hem tüm gün ona ulaşamamıştım hem de bir haber alamamıştım.
Şimdiyse kendi doğum günü partimde gözlerimi kapıdan ayırmadan içki içiyordum. Kim bilir kaçıncısındaydım. Tüm arkadaşlarım gelip doğum günümü kutlamışlardı ama beklediğim adam gelmemişti. Sevdiğim adam gelmemişti. Ben de salak gibi... ben de salak gibi bugün onunla ilk kez sevişebileceğimizi düşünmüştüm.
Meg de yoktu ortalarda. Aklıma kötü kötü şeyler gelse de bir şey demedim. Sustum, somurttum, oturdum.
Yeni bir içki almak için sandalyemde döndüğümde yıllar sonra onu gördüm. Lisa... İlk aşkım... Kırmızı dar bir elbisenin içinde elinde içkiyle gülüşerek birine telefonundan bir şey gösteriyordu.
Kafamda içkinin getirdiği saçmalıkla ona doğru yürüdüm. Lisa'nın başını kaldırmasıyla göz göze geldik. Flörtöz bir şekilde gülümseyip "Selam." dedim. Lisa telefonunu çantasının içine attı ve "Selam." dedi. Yanındaki çocuğa yandan bir bakış atıp yanımızdan kovdum.
Peki, Cas olmasa bile ben bugün biriyle sevişeceğim.
Lisa bana baktı ve "İyi ki doğdun Dean. Yanına gelemediğim için pardon." dedi. Gülümseyip "Evet onu fark ettim. Etrafın insan kaynıyor." dedim. Lisa saçlarını kulağının arkasına atıp "Heh. Evet. Bayağı popüler bir sayfaya admin oldum da. Artık tüm okul beni tanıyor sanırım." dedi.
Güldüm. "Nasıl bir sayfaymış bu?" Lisa heyecanla anlatmaya başladı. "Bir çift hakkında. Ama bir görsen o kadar yakışıyorlar, o kadar tatlılar ki. Çiftin en yakın arkadaşları açmış sayfayı. Ben de önce takip falan ettim. Sonra beni de admin yaptılar."
Başımı sallayıp alt dudağımı yaladım. Beynim ve kalbim bedenimde söz sahibi değillerdi artık. Tek istediğim Lisa ve onun bedeniydi o kadar. Başımı yana eğip "Daha sessiz bir yere mi gitsek?" dedi. Lisa küçük bir şekilde gülümseyip başını salladı. Eh, en azından birisi doğum günümü benimle geçirmek istiyordu.
***
Evime girer girmez Lisa'nın çantasını koltuğa atmış ve onu öpmeye başlamıştım. Lisa bunu bekliyormuş gibi bana karşılık verdi ve ellerini saçlarıma geçirdi.
O an durmalıydım aslında. Ben onu öperken saçlarımı okşaması sevgilimi hatırlatıyordu.
Yine de durmadım. Kızı öpmeye devam ettim. Dudakları çok tatlıydı. Cas'inkiler gibi kurumuş da değildi. Dolgun ve yumuşaklardı.
Kimi kandırıp ne saçmalıyordum acaba?
Cas'in dudaklarını düşündükçe daha da zevkle öptüm Lisa'yı. Kendimden tiksinmeliydim. Ama yapamıyordum. Lisa'yı duvara kadar götürüp onu sıkıştırdım ve kucağıma aldım. Lisa sanki bu hayatındaki en doğal şeymiş gibi bacaklarını belime sardı ve beni öpmeye devam etti.
Ondan soluklanmak için ayrılıp bir süre dudaklarını inceledim. Muhtemelen sürdüğü kırmızı ruju benim dudaklarıma da gelmişti.
Bu sefer boynuna ilerleyerek küçük öpücükler ve ısırıklar bırakmaya başladım. Lisa inliyor ve başını geriye atıyordu. Ona sertçe sürtündüm inlemesini bir daha duyabilmek için. Evin önündeki çalılardan gelen sesle duraksasam da devam ettim. Artık odama gitme vakti gelmişti.
Lisa'yı kalçalarından kavrayıp döndürdüm ve odama gitmek için adım attığımda dizim sehpaya çarpmıştı. Sehpanın üzerindeki şeyler düşerken Lisa irkilmişti. Kucağımdan inip güldü ve yanaklarımı okşayıp "İyi misin sen?" dedi. Başımı salladım ve sehpadan düşen şeylere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğim
FanfictionUYARIM: Papatyam adlı kitabı okumadan bunu okumayın lütfen! ******* "Hoşçakal" dediğimi biliyorum bebeğim, sen de dedin Ama ona dokunduğumda seni aldattığımı hissediyorum Yeni birini bulursam daha iyi olacağımı düşündüm Ama ona dokunduğumda seni ald...