3.2 // Bekarlığa Veda

85 9 31
                                    

7 Haziran

Düğüne on gün kala...

Saçımı düzeltirken aynadaki yansımasından arkamdaki yatakta kitap okuyan nişanlıma baktım ve "Cas, bir daha düşün nolursun. Dört yıl okuduk ve sen son dakika mezuniyete gelmiyorsun." dedim. Cas bana bakıp kitabını kapattı ve "Öncelikle mezuniyete geldim. İki gün önceydi ve kepimi de attım. Şimdi gitmediğim şey parti. O partide olmak istemememin de mantıklı sebepleri var biliyorsun." dedi. Haklıydı, ne diyebilirdim ki? Cas tüm fakültede dedikodu olmuştu. Ayrılığımız ve Meg'le olanlar falan... O gece neler olduğunu hala tam olarak bilmiyorum da neyse... İşte bu yüzden de gelip canımızı sıkmak istemiyordu. Yine de onsuz partinin tadını çıkartamazdım ki.

Castiel iç geçirip ayağa kalktı ve arkadan belime sarılıp boynumun açıkta kalan yerlerini öptü. Ellerimi onun ellerinin üzerine koydum ve "Benim için?" dedim. Cas beni öpmeyi bir an için bıraktı ve sonra devam ederken "Sen kal. Olmaz mı?" dedi. Yavaşça ona dönüp kollarımı etrafına sardım. Tam konuşacakken "Eğer en yakın arkadaşıma biraz daha yaklaşıp düşündüğüm şeyi yaparsan kusarım." dedi Sam. İkimiz de ona döndük. Oflayıp "Sen neden durmadan bizim evimize girip çıkıyorsun ha?" dedim. Cas sözlerime gülümsemişti. Tabi ki de evlenince burada yaşamayacaktık ama şimdilik burayı ev olarak görmek güzeldi.

Sam gelip bizi ayırdı ve işaret parmağını önce bana doğrultup "Sen, partine git." dedi ve sonra da Cas'e doğrultup "Sen, git hazırlan." dedi. Cas kaşlarını çatıp "İyi de neden?" diyince odamıza dalan iki kişi daha oldu. Melek ve Güneş aynı anda "Çünkü bekarlığa veda partin var!" dediler. Alnıma vurup "Ev yol geçen hanına döndü ya." dedim. Güneş bana bakıp "Höst. Sen yoktun biz vardık damat." dedi. Gözlerimi devirdim ve Cas'in dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp "Sana bu delilerle iyi şans meleğim. Saat bir gibi dönerim." dedim. Cas'ten ayrılacakken Cas yanaklarımı tuttu ve beni kendine çekti yine. İkimiz de öpüşmeye devam ederken Sam'den öğürme sesleri geliyordu. Nihayetinde ayrıldığımızda biraz soluklandım ve "Evet. Ben gideyim yoksa hiç gidemeyeceğim. Partinde iyice eğlen." diyerek kaçarcasına çıktım odadan. Kesinlikle şimdi gitmeliydim yoksa o odaya dönersem kardeşimin görmesini istemediğim bir halde olacaktım o öpücüğün etkisiyle.

***

Castiel'den

Melek ve Güneş beni kollarımdan tutup sürüklerken Sam de sırtımdan ittiriyordu. Sızlanarak "Yaa. İstemiyorum işte. Bırakın da pijamalarımı giyip kitabımı okuyayım." dedim. Melek büyük ve tanıdık arabanın durdurdu bizi ve "Cas, bu kitabı milyonuncu okuyuşun." dedi. "Şimdi. Şu arabaya bin ve sorununu hallet." Ben daha hangi sorunumdan bahsettiklerini anlayamazken kapı açılmış ve Melekler beni içeriye ittirmişti bile.

Yanlışlıkla çarptığım başımı tutarken kapı kapanmıştı. Gözlerimi açmadan hafifçe inleyip başımı tutunca yumuşak bir kadın sesi "İyi misin?" dedi. Tanıdık sesle gözlerimi açtım ve önce ona sonra da bana bakan diğer gözlere baktım. Başımı sallayıp gözlerimi kaçırdım ve "Evet. İyiyim bir şey yok." dedim sessizce. Koltuklara oturmak istemediğim için arabanın zeminine çöküp sustum. Onlar da sustu. En sonunda Anna ağlak bir sesle "Hadi ama Cas. Özür dileriz tamam mı? Öyle tepki vermemeliydik." dedi. Göz ucuyla ona baktım. Balayından dolayı yanmıştı. Saçları dalgalanmış, özüne dönmüştü.

Onları affetmek istiyordum ama ailemin kocamdan nefret edip onu durmadan aşağıladığı bir hayat da istemiyordum açıkçası. Alt dudağımı yaladım ve "Benden ve Dean'den de özür dilerseniz ancak kabul edebilirim özrünüzü. Ve... samimi olduğunuzdan emin olabilirim." diyip her birinin teker teker gözlerine baktım. Bundan sonra hissettiğim şeyse Balthazarın kucağıma çıkıp bana sarılmasıydı. Sonra Gabe'in de üzerimize çıkıp işi cıvıklaştırmasıydı. Ve Lucifer'ın yanımızda barış işareti yaparken Micheal'ın fotoğraf çekmesi ve Anna'nın beş tane erkek kardeşe sahip olmakla ilgili söylenmesi...

MeleğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin