Timeskip : 16 gün
27 Haziran
Mezuniyete 10 gün, düğüne 20 gün kala...
Dean elindeki listeye bakarken "Tamam. Hors d'œuvre'ler, damatlıklarımız ve davetiyeler kaldı. Davetiyeler ve hors d'œuvre'ler için aynı yere gideceğiz zaten. Buradan damatlıklara bakalım şimdi." dedi. Kolumu onun omzuna sarıp "Tamam papatyam. Ama ayrı mağazalar tamam mı? Birbirimizi düğünden önce görmek yok." dedim. Dean kıkırdayıp "Tamam. Sam ve Benny az sonra gelir. Hailey'den haber var mı?" dedi. Başımı salladım. "Bir işi çıkmıştı ama gelir ya." dedim. Dean'in mağazasına geldiğimizde onun şakağını öptüm ve "Seni seviyorum." dedim. Dean kızarıp gülümsedi ve "Kapa çeneni." diyip mağazaya girdi.
Arkamızda duran ve tüm gün ergen aşık hallerimize katlanan, Hailey'nin bizim için tuttuğu görevliye dönüp "Aiden. Teşekkürler. Ama arabaya dönebilirsin artık. Bizim işimiz bir iki saate biter. O zamana kadar aldıklarımızı eve bırakabilir misin?" dedim. Çocuk başını salladı ve elindeki poşetlerle arkasını dönüp yürümeye başladı.
Ben de birkaç mağaza ilerde olan damatlıkçıya girdim. Görevli kadın yanıma gelip "Merhaba. Bay Novak değil mi? Ablanız sizin için randevu almıştı ve birkaç takım ayırtmıştı. Onları denemek ister misiniz önce?" dedi gülümseyerek. Novak soyadına gülümsedim ve "Olur. Önce onlara bakalım." dedim. Kabine girip ilk takımı denedim ve aynaya baktım. Görevli kadın, Kate, kapıyı tıklattı ve "Bay Novak? İzin verir misiniz?" dedi. Kapıyı açtım ve kendimi gösterdim. Kate başını salladı ve "Etrafınızda dönün lütfen." dedi ciddiyetle. Döndüm ben de. Kate başını salladı ve birkaç iğneyle birkaç yeri düzelttikten sonra gülümsedi. "Böyle daha iyi sanki." dedi.
Aynadaki aksime baktım. Belki de bu takımdı. Dean'le evlenirken giyeceğim, onun kollarında dans ederken... Ben rüyalara dalmışken Kare elinde çalan telefonumla geldi. "Bay Novak. Ablanız arıyor." Telefonumu ondan gülümseyerek aldım ve teşekkür ettim. Açtığımda Hailey çaresiz bir sesle "Jimmy. Bebeğim çok özür dilerim ama işim uzadı. Muhtemelen gelemeyeceğim ama davetiye kısmına yetişeceğime eminim. Lütfen affet beni." dedi hemen. Aniden düşen moralimle "Oh. Umm, sorun değil abla. Ben tek başıma hallederim." dedim. Hailey bunu fark etmiş olmalı ki "Arkadaşlarından birini ara istersen?" dedi. Omzumu silkip "Aynen. Ararım." dedim. Hailey telefonu kapatınca boş boş rehberime baktım. Kimi arayacaktım ki?
Melek ve Gadreel mezuniyet için deli gibi uyumlu takım ve elbise arayışındalardı. Güneş, Balthazar'la babamları ziyarete gitmişlerdi. Evet hala -lar, o Dick hala hayatımızda. Meg zaten bir seçenek değildi. Haftalardır konuşmuyorduk. Ve... açıkçası damatlık seçerken yanımda isteyeceğim son kişi o olabilirdi. Halamlar daha gelmemişlerdi. Düğünden bir hafta önce geleceklerdi. Zaten burada olsalar bile Amenadiel'in modadan anladığını düşünmüyordum.
Kardeşlerim... Onlarla da pek konuşmuyorduk artık. Anna bir iki kere aramıştı ama her konuşmamızda soğuk davrandığımdan olsa gerek bir daha aramamıştı. Yani yanımda olacak kimse yoktu. Güldüm ve kabinden çıkıp telefonumu oradaki koltuğa attım ve koltuktaki paltomun içinden yoklayarak sigara paketimle çakmağımı çıkarttım. "Umm, burada sigara içilecek bir alan var mı?" Kate biraz ileriyi gösterip "Orada bir teras var." dedi ve biraz bekleyip tereddüt ettikten sonra ekledi. "Bay Novak iyi misiniz? Her şey yolunda mı?"
Başımı salladım. "İyiyim iyi. On dakikaya dönerim." dedim ve kaçarcasına çıktım mağazadan. Terasa çıkıp bir sigara yaktım yine. Böyle giderse bir haftada yine iki paket yetmeyecekti. Karşımdaki binalar manzarasını izlerken son bir iki aydır yaşadıklarımı düşünmemeye çalıştım. Hayır, hayatıma devam etmek için tüm cesaretimi topladığımda en savunmasız olduğum kişiden büyük bir darbe yememiştim. Hayır, iyileşmeye çalışınca yine eski kötü alışkanlıklarıma dönmemiştim. Hayır, bir erkek uğruna ailem tarafından reddedilmemiştim. Hayır, en yakın arkadaşım bunca yıldır beni tanımıyormuş gibi davranmıyordu. Hayır, damatlığımı seçerken yanımda olacak bir adam bile yok değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğim
FanfictionUYARIM: Papatyam adlı kitabı okumadan bunu okumayın lütfen! ******* "Hoşçakal" dediğimi biliyorum bebeğim, sen de dedin Ama ona dokunduğumda seni aldattığımı hissediyorum Yeni birini bulursam daha iyi olacağımı düşündüm Ama ona dokunduğumda seni ald...