Bir kez daha Gabriel'e bakıp "Zorunda mıyız?" dedim. Gabriel başını sallayınca ofladım ve şişeyi çevirdim. Biliyordum başıma geleceği. Gabriel'le bu tür oyunlar oynanmazdı ki. Pislik yapardı.
Şişenin ucu Dean'i öbür tarafı da Sam'i gösteriyordu. Sam soracaktı. Dean hemen "Cesaret." demişti. Sam omzunu silkip "Cas'i öp işte." dedi. O da oyundan sıkılmıştı. Dean hemen bana dönüp beni öpmeye başlamıştı. Dean sıkılmamıştı tabi ki de. Çünkü çoğunlukla Sam ona soruyordu ve Dean her cesaret dediğinde Sam yaratıcılıktan yoksun bir şekilde beni öpmesini söylüyordu.
Dean nefessiz kalıp benden ayrılınca onu yine kendime çekmemek için kendimi tuttum. Ama kardeşlerimiz buradaydı.
Cevaplayan çevirirdi. Dean şişeyi çevirince bu sefer da ucu beni öbür tarafı da Gabriel'i gösteriyordu. Oyun boyunca her cesaret dediğimde bambaşka ve saçma şeyler yapıyordum. Dışarıdan görenler Imperius Laneti etkisinde olduğumu düşünebilirlerdi. Ama bu sefer ona kanmayacağım. "Doğruluk." dedim. En fazla ne sorabilirdi ki?
Gabriel göz ucuyla Winchesterlara baktıktan sonra rahat bir şekilde "Bekaretini kime kaybettin?" dedi. Dean'in başı ilgiyle kalkmıştı. Bana bakıyordu. Gergin bir şekilde "Bilerek yapıyorsun değil mi?" dedim. Gabriel zevk alarak "Evet." dedi. Sinirle "Cevabını bildiğimiz soruları sormasak?" dedim. Bu şekilde kurtulurdum belki.
Gabriel omzunu silkip "Bana ne. Onlar bilmiyor." dedi. Dean bana eğilip "Meleğim. Eğer bakirsen..." derken düşünmeden "Ariel." dedim ve şişeyi tutup "Çeviriyorum." dedim.
Dean elime vurup bira şişesinin düşmesine sebep olurken ona baktım. Kendime not : Gabriel'i öldüreceğim. Dean kaşlarını kaldırıp "Ariel?" dedi. Gözlerimi kaçırdım. Omzumu silkip "On altı yaşındaydık Dean. Sadece... gençtik ve salaktık işte. Bir anda oldu." dedim bunların beni kurtarmasını umarak.
Dean başını sallayıp gülerek "Aynen ya. On altı yaşındaydınız. Sorun yok o zaman. On yedi yaşında olsaydınız kim bilir neler olurdu? En azından on altıymışsınız." dedi. Sinirleri bozulmuştu. Ona bakıp "Ne zamandan beri eski sevgililerimiz ve eskiden birlikte olduklarımız bu kadar önemli oldu Dean?" dedim.
Dean sinirle "Sen Ariel ile arkadaş olduğunda önemli olmaya başladı Cas! Çünkü hepimiz biliyoruz ki senin için bu dünyada arkadaşlarından daha önemli bir şey yok!" dedi. Harika. Gene aynı konu. Bıktım ya bıktım artık.
Sam oradan "Dean. Sen de Lisa'yla hala arkadaşsın." dedi. Dean ihanete uğramış gibi ona bakarak "Sen benim kardeşimsin Sam! Bana destek çıkman gerekiyor!" dedi. Sam omzunu silkip "Aynı zamanda da hukuk öğrencisiyim. Haklı olanı savunuyorum doğal olarak." dedi.
Sam'le yumruklarımızı tokuşturduktan sonra sevgilime döndüm. Gözlerini kısarak bize bakıyordu. Gabriel ise yarattığı karmaşadan mest olmuşa benziyordu. Dean sinirle "Haklı olan? Bir insan daha önce birlikte olduğu biriyle nasıl arkadaş kalabilir ya? Biri bana bunu açıklayabilir mi?" dedi. Gabriel tam açıklamaya başlayacakken Sam onu susturdu.
Sakin kalmaya çalışarak "O başka biri başka birini seviyordur belki Dean? Bu da daha önce seviştiği birine bir daha o gözle bakmamasını sağlıyordur? Hiç aklına geldi mi?" dedim. Dean oflayıp "Boş versene." dedi. Gözlerimi devirdim. Zahmet olacaktı ama...
***
Ariel etrafına bakındı. O kız buralarda bir yerde olmalıydı. Dean'le konuşmuş ve onun içine korku tohumlarını atmıştı. Sıra Castiel'in durmadan takıldığı o kızdaydı. Meg'den bahsediyordu.
Ariel elbette ki Melek'i düşmanı olarak görmeyecek kadar akıllıydı. Castiel'e ulaşmak istiyorsanız arkadaşlarıyla aranızı iyi tutmalıydınız. Ve Melek Cas'in kardeşi gibiydi. Ama Meg... o kızda hala çözemediği bir şey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğim
FanfictionUYARIM: Papatyam adlı kitabı okumadan bunu okumayın lütfen! ******* "Hoşçakal" dediğimi biliyorum bebeğim, sen de dedin Ama ona dokunduğumda seni aldattığımı hissediyorum Yeni birini bulursam daha iyi olacağımı düşündüm Ama ona dokunduğumda seni ald...