2.8 // Seattle

100 10 59
                                    

Koridorda Sam'le durup  Dean'in çantasını toplamasını bekliyordum hala. Sam bana bakıp "Eee, bana da mı haber vermeyecektin ağabeyimle barışmayı düşündüğünü?" dedi. Omzumu silkip "Dün gece Dean yanıma gelene kadar onunla barışmak aklımda bile yoktu Sam. Benimle ben istesem bile barışmaz diyordum. Ama... ağabeyin bambaşka biri. Onu seviyorum ve ona değer veriyorum. Eğer bu hayatta mutlu olmamı sağlayacak biri varsa o da Dean." dedim. "Sevinmemiş gibisin?"

Sam başını sallayıp "Yani onu seni kıran şey yüzünden toparlanmak için kullanıyorsun." dedi. Ona şaşkınlıkla bakıp "Sam..." dedim. "Hayır. Asla öyle bir amacım olmadı. Ben sadece... gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" Şimdi omzunu silkme sırası Sam'deydi. "Olabilir. Neden yapmayasın ki? Siz ayrılırken seni gördüm. Hemen silip attın Cas. Değer vermiyordun işte."

Başımı sallayıp "Wow. Bunu herkesten beklerdim ama sen... Sorun değil. Dean'i kazanmak hayatımdaki öbür insanlara mal olacaksa sorun değil." dedim ve Dean'in odasına doğru "Ben arabada bekleyeceğim." dedim. Sam bana yetişmeden çıktım kapıdan. Aptaldım işte aptal. Sam'in beni anlayacağını düşünecek kadar aptaldım.

Dean'in bebeğinin yanına gelip kalçamı kapıya dayadım ve bir sigara yaktım yine. Dean'in bana sabahleyin söylediği şeyler boştu işte. Yirmi dört saatten kısa bir süre önce Meg'i kaybetmiştim. Bu sabahsa kardeşlerimi... Şimdiyse oda arkadaşımı... Yanımdakileri kaçırmak konusunda bir ustaydım anlaşılan. Zaten kim ne yapsın ki beni. Başarısızlıktan başka bir şey değilim. Yüzüme doğru esen sert rüzgarla gözlerimi kapattım ve derin bir nefes daha aldım sigaramdan. Kesinlikle yine başlamamalıydım ama en azından aklımı dağıtıyordu. Hem ruhsal hem de bedensel olarak zehirlenmek adil gözüküyordu.

Dean gelip de elini nazikçe koluma koyana kadar da açmadım gözlerimi. Yeşil gözlüme bakıp "Papatyam... Ağaç oldum burada." dedim bir sorun yokmuş gibi ve bitmek üzere olan sigaramı yere atıp ayağımla ezdim. Bu hafta sonunu mahvetmek istemiyordum sorunlarımla. Bu yüzden de sadece Dean'e odaklanacaktım. Dean kolumu yavaşça okşayıp "Sam senden özür dilediğini söylememi istedi. Ne oldu ben yokken?" dedi. Kolumdaki elini alıp öptüm ve "Boş ver. Ben yokken  yemek stoğumu bitirmiş de. Ondandır." dedim rahatça.

Dean başını sallamıştı ama inanmadığını gözlerinden anlayabiliyordum. Ön yolcu kapısını açıp "Atla bakalım. Ben sürüyorum." dedim. Dean gülüp "Ha. Güzel şaka. Sen sürmüyorsun. Bana gideceğimiz yeri söylüyorsun ve ben sürüyorum." dedi. Gülümseyip Dean'e yaklaştım ve burnumu boynuna değdirerek kokusunu içime çektim. Elim onun elini bulurken "Gerçekten mi Dean?" dedim ve boynunu öptüm ıslak bir şekilde. Dean titrerken elinden anahtarını aldım ve ondan ayrılıp arabanın öbür tarafına geçtim. "Atla bakalım sevgilim." Dean bana sinirle baktı. "Seni or[Değerli okuyucularımız; yayınımızın bir kısmı Ramazan tarafından kesilmiştir, iyi okumalar.]

***

Birkaç saattir yoldaydık. Dean ukulelesini çıkartmış yeni öğrendiği bir şeyi çalmaya çalışıyordu. Onu neden getirdiğini bilmiyordum ama güzel olmuştu. Öğle güneşi yüzümde tatlı bir sıcaklık bırakıyordu ve Dean'in güzel sesi kulaklarıma bir şenlik sunuyordu. Dean'in kucağıma uzattığı çıplak ayakları şarkının ritmiyle sallanıyordu. Her şey benim için o kadar huzurluydu ki. Beni sevmeye korkan kızı, birini affettiğim için bana sırtını dönen ailemi ve en yakın arkadaşımı unutmuştum bir nevi.

Dean çalmayı bırakıp karnını ovuşturdu ve "Cas, acıktım. Bir yerde dursak mı?" dedi. Saate baktım. Muhtemelen gece iki gibi varacaktık istediğim yere. Başımı salladım ve "Olur papatyam. Ne yiyelim?" dedim. Dean omzunu silkip "Ben seni yiyebilirim." dedi. Gülümseyip tamamen ona döndüm. Dean gülüp "Yola bak aptal." diyince yola geri döndüm ve "Ciddiyim Dean. Açsın. Ne yiyelim?" dedim. Dean de başını sallayıp "Ben de ciddiyim Cas. Ben seni yiyebilirim." dedi. Ofladım ve "Hamburgerci görünce dururum o zaman." dedim. Dean gülümsedi ve ukulelesinin akorduyla oynarken "İşte benim meleğim." dedi. Gülümsedim. Dean bana yine meleğim diyordu. Biz yollardaydık ve birlikte hamburger yiyecektik. Mutlu olmalıydım değil mi? Ama olamıyordum. Çünkü mutluğumu paylaşmaya çalıştıkça batıyordum. Lucifer'la öyle konuşmuştum ama onlar olmadan ne yapacağımı bilmiyordum.

MeleğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin