"5"

49K 1.4K 176
                                    

Burada cesedim çıkacağını biliyordum. ''ölmek istemiyorum'' deyip , asla ona yalvarıp istediğini vermeyecektim. Asla ona boyun eğmeyecektim. Bu uğurda ne kaybettiğim umurumda dahi olmayacaktı. En fazla fiziksel zarar verebilirdi...... değil mi?....

.............................................................................

Burnumun dibine girip bakışlarını yüzümden gezdiriyordu. Tepki vermek istiyordum, bağırmak, itmek, bütün kitapları ona fırlatmak yada fırlatmamak yazık kitaplara, neden bana bu şekilde davrandığını sormak ama tek yaptığım, gözlerine dik dik bakmaktı. Bakışları kaşıma değdiğinde, burnuma dolup ciğerlerimi istila eden orman kokusuyla

'akıllanmayacaksın değil mi' diye sordu

'ben akıllıyım' değil miydim?

'niye kendine bunu yapıyorsun'

'neden bana bunu yapıyorsun' demem ile az evvel kitap fırlatıp patlattığı kaşımdaki yaranın üzerine parmak uçlarını sürtüp iç çekti.

'canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun' ben mi bunlara neden oluyordum. Hayatımdan gitmen için ne yapmam gerekiyordu

'canımı yakamazsın sen. ' demem ile yaramdan akan kanı parmak uçları ile silerek yaraladığı yere parmağını bastırması ile ağzımdan kaçan inlemeyle gözlerimi kıstım. Acıtmıştı aptal

'zorlama beni' deyip daha yaklaştı. Hızla kafamı başka yöne çevirmem ile çenemi tutmuş,  kendine çevirmesiyle korkudan dolan gözlerimle burnuma değen nane kokusuna karışık sigara kokusunun ılık esintisi kirpiklerime değiyordu. Nefesinden kaynaklı olarak kırpıştırdığım gözlerime yaklaşan kahvelere o kadar dona  kalmıştım ki, kalbim ağzımda atıyordu adeta. Kapının hızla duvara çarpmasıyla ikimizde irkilip olduğumuz yerde ben daha çok duvara sinmiş o ise bir adım benden uzaklaşmıştı. Gelene bakma için arkasını dönmesi ile hızlıca bende olduğum yerden çıkıp gelene baktım.

'ne oluyor lan'

Diyene bakıp akbilci çocuk olduğunu anlama ile hızla yanına giderken, kahve ayının kolumdan tutup hızla kendine çekmesi ile sırtım göğsüne çarpmıştı. Ellerim titriyor, heyecandan artık bayılacak gibiydim. Dolu gözlerimle baktığım çocuğa yalvarıyordum beni kurtarması için.

'bırak lan kızı' deyip akbilci hızla üzerimize doğru gelmesi ile az evvel korkudan kemirdiğim dudaklarımı mutluluktan kıvırmış kahramanıma bakıyordum. Evet kahramanım olmuştu şimdiden.

'gel al ulan. Cesedini çıkarmayan namert' deyip burnunu saçlarıma resmen gömmesiyle olduğum yerde kaldım. Kalp atışlarını hissediyordum. Allah aşkına bu adamın  benimle ne derdi vardı. Akbilci tam koluma uzandığı esnada nereden çıkardığını, hangi ara daha doğrusu çıkardığımı anlamadığım silahı ona yöneltmesi üzerine korkuyla bakışlarımı ona çevirdim

'ne yapıyorsun sen' diyerek yasladığım ellerimle bana bakıp 

'sus' dedi. 

'sana diyorum ne yapıyorsun' deyip silah tutan elinin üzerine elimi bıraktım. Gözlerime açıp onaylamaz anlamda başını sallayıp silahın emniyetini açması üzerine hızlıca kolundan kurtulup akbilci çocuğun önüne geçtim. Neyime güvendiğimi bilmediğim bir adımdı bu. Cesaretimi ayakta alkışlayıp saygı duruşunda beklerken

'çekil Özde'diyen çocukla ufak bir şaşkınlık yaşadım.  vay anasını çocuk adımı hatırlıyor fakat bende tık yok.

'çekil lan önünden' demesine aldırmadan akbilciye dönüp

'git buradan çabuk' diye iteklemeye başladım.

'çekil lan diyorum önünde' diyen kahve ayıya aldırmadan

KARANFİL(TAMAMLANDI:)))Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin