Merhabalar can özlerim :(
Yirmi yedi yıllık hayatım boyunca ilk defa bir yaz günün de üşüdüğümü hissettim. Ölümün sessizliğinin sirayet ettiği zihnim ile yazmış olduğum bu bölümü dilerim beğenirsiniz
Umudun asla bitmediği yarınlarda görüşmek dileğiyle hoş çakalın :)
......................................................
Bakışlarımı kapıya çevirip ettiği küfürlerle kapıyı açtıktan sonra bakışlarını kaldırmadan büyük gürültüyle kapıyı kapattı. Her hareketini izleyen gözlerime takılan acı kahveler bir kıyametin habercisi gibi canıma okumaya başladı........................
...................................................
Bakışlarımız birbirine kitlenmişken çattığı kaşlarıyla anlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Şimdiden her uzvum onun varlığıyla titrerken karşısında nasıl sağlam duracağımı bilmiyordum.
Bunu yapabilirsin, sen onun karanfilisin...
Aldığım derin nefesle sakinleştirmeye çalıştığım ürkek yüreğimle her hareketini gözümü kırpmadan izliyordum. Farkındalığa ulaşan zihniyle, çatılan kaşları daha da çatılırken
'Senin burada ne işin var' diye sormasıyla adımlarımı ağır ağır ona doğru yaklaştırdım. Her adımda gerilen bedenini gözlerimle görmesem de hissedebiliyordum. Korku yoktu, cesaret vardı. Özgürlük kadar güzel sevgi kadar sonsuz. Ona bu kadar aşıkken korkuya asla yer yoktu.
Aptal cesaretim kaybedecek hiçbir şeyimin kalmamasındandı.
'Sana geldim' dilimden dökülen kelimelerim kulaklarına ulaştığında çatılan kaşları düz bir çizgi halini alıp, kafasını yana eğip anlamak ister gibi tekrar gözlerimin içine bakarak
'ne yaptın' diye sordu. Sorduğu sorular daha şimdiden canıma okurken attığım adımlar bitmiş bir nefes mesafesi kalmışken yakınlığından şimdiden bayılacak raddeye gelmiştim. Kirpiklerinin düştüğü çehresinde ki gölgeye sığınan kalbim ile derin nefes alıp kokusunu yüreğime hapsettim.
Karşımda anlamak üzere bana bakıyorken zor da olsa titreyen elimi kalbinin üzerine koyup
'sana geldim' diye tekrarladıktan sonra gözlerine odaklanmışken, parmak uçlarımın değdiği tenin titrediğine yemin edebilirdim. Şuan aynı şekilde titreyen bedenimle ona bakarken, bakışları gözlerimden kalbinin üzerinde ki elime kaydı. Birkaç saniye süren sessizlik iç karmaşasından kaynaklanırken elimi çok tiksinç bir şey gibi savurmasıyla
'Ne diyorsun lan' diye bağırdı. Sesine bile hasretken bağırmasını duyamayacak kadar hipnoz olmuştum ona, hafif bir silkelenmeyle kendine gelen benliğimle
'Seni istiyorum' dedim. Sesim kendinden emin fakat yakınlığından dolayı heyecandan sesimin titremesine engel olamamıştım. Gözlerim kıyametime bakarken onun da bakışları gözlerimden uzaklaşıp çeneme değen bakışları, çattığı kaşlarıyla bir duygu pıtırtısının hareketini görmemle emin oldum. Kesinlikle bana karşı hala hissettikleri vardı. Her adımda titreyen yüreğim yanlış anlamış olabilirliği sorgulamaktan şimdiden nefes nefes bırakmıştı.
Son adresi olan gözlerime baktığında o boş ifade yerini tekrar aldı. Bütün duygu değişimlerine an be an şahit oluyordum. Gözlerim kahvelere kitlenmiş sakallarına düşen bir aka takılı kalmıştı. Onu keşfe devam eden gözlerim kulaklarıma ulaşan melodik sesle neye uğradığını şaşırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFİL(TAMAMLANDI:)))
ChickLitParmak uçlarımda yükseldiğim yerde bir türlü amacıma ulaşamıyordum. Kahretsin niye kısa insanları düşünmezler ki. Son defa ha gayret Özde. Parmak uçlarında tekrar yükseldiğim de kalçamda hissettiğim sertlik ile uzanmış olduğum dolabın kulpunu tutuyo...