uyu sadece uyu. Neden bu kadar kısa ki bu kelime. Yazacak başka bir şeyi yok muydu yani. Sinirlenmiştim hatta sinirden Cevap vermeyip telefonu sessize alarak bulduğum rahat pozisyonda yatıyordum ki odamın kapısı sessiz bir şekilde açıldı. İçeriye giren şeyle çığlığımı bastırmak adına sağlam olan elimi ağzıma kapadım. Bu bu bu........................................
.....................................
Şuan açık kapıdan uzatılan şey küçük dilimi dahi yutmama neden olabilirdi. Karşımda gördüğüm şey ne mi kocaman bir kahve ayı:) Aynın ardından odaya giren Murat ve kahve ayıya bakarak
'Bu ne' diye sessizce sordum
'Ayı' çok sağ ol körüm ben ya neden göremiyorum. Verdiği cevaba hem tebessüm edip hemde gözlerimi devirerek
'neden burada' diye sordum
'sana aldım'
'bana mı'
'evet sana'
'sen ciddisin' deyip kahkaha atmaya başlayınca ayıyı alıp
'ne gülüyorsun' ya nasıl kendini görmez bu adam. Bir ömre iki kahve ayı çok değil miydi
'Başka renk mi yoktu' pembe, beyaz hatta kırmızı bile ama kahverengi çok farklıydı
'beğenmediysen alırım' deyip ardını dönen adamla
'hayır- beğendim bırak' dedim. Beğenmiştim sadece gece yarısı karşımda görünce hem şaşırmış hemde korkmuştum. Hafif tebessüm ederek
'tamam al ' deyip yatağa atmasıyla, bastığım çığlığımı zapt edemedim. Kocaman ayıyı kolumun üzerine atılmıştı
'kolum' diye attım çığlık sonucu olarak, uyuyan annem uyanmış. Ve ben dolu olan gözlerimle ayıyı kaldırmaya çalışıyordum. Murat mı resmen donmuş gibi kaldırma gereğinde bile bulunmadı
'kuzum' diyen anneme
'annem' deyip ağlamaya başlamam ile ayıyı üzerimden kaldırmayı anca akıl edebilmişti. Çisem ve melek diğer odada uyuduğu için henüz duymamıştılar çığlığı. Akan yaşlara eklenen iç çekmelerim ile
'ben düşünemedim' diyen adama sinirle
's-sen zaten ne düşünebilirsin ki' deyip ağlamaya devam ettim canım çok acımıştı ve halen acıyordu.
'kuzum isteyerek yapmamıştır' diyen annemle öfkelenerek
'evet istemeyerek oldu' demesi üzerine resmen
'eminim diğerleri gibi buda olmamıştır. Ne diye geldin niye aldın ki bu lanet şeyi' demem ile o sinirli bakışlarını annem ise merak dolu bakışlarını bana çevirmişti. Kırdığım potun ve verdiğim fevri davranışın farkına varmam ile bakışlarımı ellerime indirdim. Ne diyeceğimi düşünürken gelen sesle
'ne oluyor ya' diyen Çisem ile konunun başka tarafa yönelmesine izin verdim. Yoksa şuan birisi tarafından sorguya, diğeri tarafından ise yine hakaretlere maruz kalacaktım
'Özde ne oluyor'
'Mur-at koluma ayı attı'
'ne'
'o-nu at-tı' deyip bakışlarımı Murat'a çevirdim ve olduğum yerde donup kaldım. Hayal kırıklığı mıydı o
'yuh yani bu ne' demesiyle Bakışlarımı çevirdiğim Çisem ile Murat odadan çıkıp gitmişti. Canımı acıtan o giden o. Niye içimde pişmanlık hissi oluşmaya başladı ki. Aradan geçen zamanla ağrı kesici yapan hemşire sayesinde daha iyi olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFİL(TAMAMLANDI:)))
ChickLitParmak uçlarımda yükseldiğim yerde bir türlü amacıma ulaşamıyordum. Kahretsin niye kısa insanları düşünmezler ki. Son defa ha gayret Özde. Parmak uçlarında tekrar yükseldiğim de kalçamda hissettiğim sertlik ile uzanmış olduğum dolabın kulpunu tutuyo...