'tek ailen' dedi
'Gel' diyen kişinin gözlerinden aklan bir damla ile omuzlarımda ki ellerden destek alıp ağır bir biçimde ilerledim............
....................................................
'Özde' diyen Salih ile resmen küçük değil bildiğiniz kocaman bir kıyamet yaşıyordum. Tek ailem demişti. Açtığı kollarına adım adım yaklaşıp yanından geçtim. Bilmem gerekenleri öğrendikten sonra sarılacaktım. Sarılmaya da bilirdim. Karmakarışık hissediyordum kendimi. Bu karmaşıklıkta sağlıklı karar vermem için öncelikle her şeyi öğrenmem gerekiyordu. Yanından geçerken ki yüz ifadesini görmemek için bakışlarımı başka yöne çevirip salona ilerledim.
'Kabullenecek' diyen ses Murat'a aitti.
'Umarım' diyen Salih'le Ardımdan geldiklerini adım seslerinden anlayabiliyordum. Her zaman girdiğim ortamı araştıran ben bu defa sadece sessizlik içinde bilmediğim ne varsa öğrenmek istiyordum. Gölgesini takip ederek geçtiğimiz koltukta karşımda ki adama bakasım dahi yoktu. Nedenini bilmediğim bir şeyler vardı sinirlerime dokunan. Zoruma gidiyordu bazı şeyler.
'Karanfil' diyerek elimde ki baskının sahibine döndüm. Ona da kırgındım. Aileme ihtiyacım yoktu benim kaldı ki beni arkaların da bırakan kişilere aile bile demek gelmiyordu içimden. 'Efendim' diye çıkan sesim gayet mesafeli ve fazlasıyla kırgındı. Anlasın istiyordum benim buna ihtiyacım yok. Benim hayatımdakiler bana yetiyordu. Kırgınlığım ve öfkemi tek fark eden o olmadığını gelen yanıtla anladım
'Ona yüklenme' diyen ailem olduğunu zanneden kişiye döndüm. Hayatım da söz sahibi olduğunu mu düşünüyordu ki böyle bir şey söyledi.
'Sana ne' diyerek Murat'a döndüğümde gözlerinde beliren öfkeyle yumuşamı bekliyorsa daha çok beklerdi. Ateş saçan gözleriyle bana bakıp 'Düzgün konuş' diyen Murat'a
'Senden ailemi bulmanı pardon sadece kan bağımın olduğu kişileri bulmanı istemedim' dememle bir şimşek çaktı gözlerinden. Tamam asansörde çok tepki vermemiş olabilirdim fakat o hazmetmem için zaman kazanmak adınaydı. Bu kadar hızlı olacağını asla düşünmemiştim. Kaldı düşünsem de bunu istemiyordum. Gözlerinde ateş ile beni yakmaya çalıştığının gayet farkındaydım fakat o kadar sinirliydim ki şuan etrafı yıkıp dökme isteği zar zor engelliyordum.
'Asabımı bozma' diyerek tıslamasıyla 'Murat abi' diyen kişiye dönüp
'Sen karışma' diye bağırdım. Öfke patlaması yaşamak üzereydim, bel ki de yaşıyordum
'Al uğruna geberdiğin kardeşin. Çıkıyorum bir saat sonra döndüğüm de Karanfil bağırırsan biliyorsun ne şekilde susturacağımı ve sen Salih zorlamadan konuş' deyip bir cevap vermeme dahi müsaade etmeden ardını dönüp gitti.
Neden kimse fikrimi merak etmiyor veya sormuyordu. Saçlarımı çekiştirip yerimden kalktım. Odada durmadan geziniyor zamanın geçmesini bekliyordum. Nasıl bir gündü. Lanet gibi şu iki gündür yaşamadığım aksiyon entrika kalmadı.
'Özde' diyen sesle bakışlarımı ona çevirdim. Omuzları düşmüş mahçup bakmasıyla acıma duygusu mu oluşması gerekiyordu. Hiç bir şey hissetmiyordum hiç bir şey!!!!
'Efendim' diye söylememle gözlerinde geçen hüzünle
'Lütfen konuşalım' dedi. Neden duymak istemeyeceğim şeyler çıkacak gibi hissediyordum. Bu konuşmayı ömrümün sonuna kadar oysa ki duymak istemiyordum.
'Bak neyim olduğunu bilmiyorum fakat benim bir ailem var zaten' deyip koltuğa tekrar geçtim. İstemiyordum. Bakışlarını gözlerime dikip
'Bir şans vermen çok mu zor' diye sordu. Kıvrılan dudağım tebessümden çok alaydandı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANFİL(TAMAMLANDI:)))
ChickLitParmak uçlarımda yükseldiğim yerde bir türlü amacıma ulaşamıyordum. Kahretsin niye kısa insanları düşünmezler ki. Son defa ha gayret Özde. Parmak uçlarında tekrar yükseldiğim de kalçamda hissettiğim sertlik ile uzanmış olduğum dolabın kulpunu tutuyo...