"Of Selin, cidden hep böyle yapıyorsun!"
Telefonumu aniden kulağımdan uzaklaştırdım. Telefonun bir diğer ucunda olan Buse, planına onay vermediğim için çıldırmak üzereydi.
"Hey! Birde dinlemiyor musun? Ya cidden inanamıyorum sana!"
Nefes alıp sakince cevap verdim.
"Biraz sakin olur musun? Daha dün beraberdik ve bugünden itibaren kendime bir ders çalışma programı oluşturmam lazım."
"Bugün kendine dinlenme günü ilan edeceğini ben dahil hepimiz biliyoruz Selin."
Haklıydı, öyle yapardım her sene.
"Nerede toplanıyorsunuz?"
"Mavi bahçe." dedi, heveslenerek.
"Tamam, haber ederim."
"Tamam canım, görüşürüz." diyerek kapatmıştı telefonu suratıma.
Asosyal olmamalısın Selin
Asosyal olmamalısın Selin
Asosyal olmamalısın SelinAslında asosyal değildim. Yerine göre gayet sosyal bir insandım ancak odamda oturmak bana daha eğlenceli geliyor belki.
Oflaya oflaya kalktım. Annem çoktan alarmları kulağıma kulağıma çakmıştı.
"Selin! Kalk artık!"
Annemin şiddetli sesi odamın içinde yankılanıyordu. Sessizce kapıyı açıp sadece "kalktım!" diyebildim.
"Sadece kalkman yeterli değil, Selin Seren. Gelip annene kahvaltı için yardım da etmelisin."
Annemin seslenişine göz devirerek aynaya baktım. Gözlerim ve yüzüm feci haldeydi. Kuaförün dondurucu sprey sıktığı saçlarım da donuk biçimdeydi. Kendime de göz devirdikten sonra dolabımı açtım.
Siyah dar kotumu ve hardal sarısı renginde olan bol sweatimi aldım, yatağımın üzerine bıraktım. Bebek mavisi pijamalarımla odamdan kafamı dışarıya uzattığımda evlenme programını izleyen babannemi gördüm.
"Hayırdır kız?" diyerek sırıttım.
"Sus kız!" diyerek elindeki örgü ipini attı babannem.
"Bu evde de herkes bana kızıyor," dedim hafif yakınarak. Annem mutfaktan bize eşlik etti. "Selin!"
"Geliyorum!"
*
"Buseler buluşalım diyor,"
"Gidecek misin?"
"Bizim kızları biliyorsun anne, gitmesem on sene dillerinden düşemem."
"Bir şeyler ye, sonra hazırlanırsın."
Masaya oturduktan sonra ağzıma bir şeyler tıkıştırdım. Babaannem okuduğu gazeteyi indirdi ve bana baktı.
"Arkandan atlı mı geliyor?"
"Evet babaanne, hem de Buse atlısı!"
Annem gülmeye başladı, bende gülerek eşlik ettim.
Hızlı içtiğim sıcak çayım boğazımı yakarken içimden Buse'ye küfürler yağdırıyordum.
Ağzıma son bir salatalık daha sıkıştırdıktan sonra kalkıp sandalyemi düzelttim.
"Ben gidiyorum canım ailem!"
"Para isteyecek ya ondan," dedi babannem, gözlüğünün altından kıs kıs gülerken.
"Aşk olsun ya! Ben hiç öyle bir kız mıyım?"
"Eveet," dedi hepsi bir anda.
Gülümseyerek odama doğru yöneldim. Yatağımın üzerine bıraktığım kıyafetlere tekrar bir göz attım ve duş kabinine kendimi attım.
*
"Nerdesin Selin?"
"Bugün bilmem kaçıncı arayışın falan olabilir Buse!"
"Ahaha. İyi kapatıyorum ben,"
"Geliyorum 10 dakikaya," deyip kapattım.
Buluşacağımız kafeye geldikten sonra Buse'yi bir kez daha aradım ve oturdukları masayı sordum.
9 nolu masaya vardığımda Buse ve sınıftan birkaç arkadaş beraber oturup kahve içiyorlardı. Musti yanındaki sandalyeyi işaret ederken tebessüm ettim ve oturdum.
Kendime bir kahve söylerken Buse de ortaya yeni bir konuyu atmıştı bile. "Babam dağ evine gidiyor, aslında o tarafta işi varmış. Bende gideceğim oraya, sizde gelsenize."
"Ben gelemem," dedim kahvemi yudumlarken. Mustafa da bakışlarıyla beni onaylarken Buse itiraz etmeye başlamıştı çoktan.
"Selin! Bu asosyalliğin beni delirtiyor!"
"Daha dün beraber değil miydik?"
"Of, beraber olmanın belirli süreleri mi var?"
Diğer arkadaşlar da Buse'ye destek olurken Mustafa ile biz sadece iki kişi olarak çoktan Buse'nin takımına yenilmiştik.
"5'e 2 olarak yenildiniz!" dedi Buse, gülerek.
Kahvemin son yudumunu alırken tebessüm ettim."O zaman dağılalım da hazırlanalım," dedim. "Evet, başlasın o zaman iki günlük tatil!" diyerek sevincini dile getirdi Buse.
Hepsiyle tokalaştıktan sonra taksi beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
ChickLit"Hepimiz kendi gezegenimizde yaşıyoruz. Peki, ya bu gezegene bir başkası girmeye çalıştığında? Belki kapılarımızı kapatıyoruz suratına, ama ya zorla girmeye çalışıyorsa? Ya da o sizin kaderinizse ve siz kaderinizi değiştiremiyorsanız? Belki de farkl...