"Bekliyoruz seni, ekip tamam!"
"Tamam, geliyorum bende."
Buse ile konuşmamızı kapattıktan sonra siyah montumu üzerime geçirdim. Yatağımın üzerinde oturan annem, bana dikkatli bir şekilde bakıyordu.
"Kendini iyi hissediyorsun, değil mi? Dün gece hasta gibiydin biraz,"
"Yok anne, iyiyim. Bir şey olmaz bana, meraklanma sen."
"Tamam, dikkat et güzelim."
Bavulumu kapıya doğru itip anneme sarıldım.
"Hadi seviyorum sizi, iyi bakın kendinize."
"Sende iyi bak, güzel kızım."
Kapıdan çıktığımda bavulumu asansöre doğru ilerlettim. Asansöre geçtiğimde zemin kata inmek için 0'a bastım. Tam asansör çalışmaya başlayacakken bir anda durmuştu.
Ne oluyor lan?
"Şşt, bücür!"
-Küfür etmek serbest okurkuşlar dkzbhdksnx-
Şansımı bilmem ne yapayım ya!
"Ne işin var burda?"
Gözlerini devirdi ve asansörü incelerken cevap verdi.
"Ceyda teyze sana gideceğin yere kadar eşlik etmemi istedi,"
"Gerek var mı?"
Gözlerime doğru ilerledi gözleri.
"Genç ve güzel bir kızsın, tek başına bu saatte evden çıkmak senin için ne kadar uygun?"
"Ya sana ne ya!"
İşaret parmağını dudağıma yerleştirdi.
"Sessiz ol bücür, insanlar uyuyor."
"Çek be elini!" diyip elimle eline vurdum.
Neydi, Allah'ım benim günahım? Bir insanın kuzeni bu kadar mı sinir bozucu olur?
*
"Emree, hoşgeldin!" dedi, Buse bizi uzaktan görünce.Buse'ye sinirli sinirli bakıp yan kapının orada oturan Mustafa'ya baktım. Hafif tebessüm edince çatık kaşlarımı düzelttim, tebessüm ettim.
"Günaydın,"
"Günaydın,"
"Uyuyorlar mı?" dedim gülerek. İçinde tuttuğu sigara dumanını dışarı verince konuştu.
"Uyuyorlar,"
"Sen neden uyumadın?"
"Arabayı kim kullanacak?" deyip sırıttı. Haklıydı. O haklıydı, ama sende tam bir salaktın Selin Seren.
Güldüm.
"Doğru," deyip sırıttıktan sonra "bavulları nereye koyuyoruz?" diye sordum.Gözlerini elimdeki bavula çevirdi.
"Ya benim kafa dağınık biraz, kusura bakma görmedim."
"Yok, önemli değil. Neyin var, anlatmak ister misin?"
"Şimdi değil," deyip muzipce tebessüm etti. Elimdeki bavula uzanmak için gücünü birden toplayamamıştı. Bavulu taşımasına yardım ettikten sonra beraber arabaya yerleştirmiştik.
Arka tarafa oturduktan sonra kafamı arkaya doğru yasladım.
"İyi yolculuklar cimcime!"
Yanaklarıma soğuk bir elin dokunmasıyla kendime geldim. Ne oluyor lan yine?
Gözlerimi açmamla karşımda duran ve aynı zamanda itici bir şekilde sırıtan Emre'yi gördüm. Gözlerimi devirdiğimde dikiz aynasına takılmıştı gözlerim. Mustafa ile göz göze gelmiştik. Gözlerimi çekip Emre'nin yanında duran Buse'ye baktım.
Sırıtarak Emre'ye eşlik ediyordu o da.
"Bana dokunma!"
"Of Selin, hep ters yapıyorsun!"
Buse, Emre'ye destek olmuştu. Neydi bu şimdi? Kaşlarımı çatıp gözlerimi devirdim.
"Değil mi Buseciğim? Bende kuzenime aynen bunu anlatmaya çalışıyorum,"
Buse ile Emre kendi aralarında itici bir şekilde gülerlerken, Mustafa benim gerginliğimi anlamıştı.
"Geç kalıyoruz Buse," dedi Mustafa, arkasını dönüp.
Emre ile Buse sarılıp vedalaşırlarken gözümü devirip çantamdan kulaklığımı çıkardım.
Telefonumdan ruh halime göre güzel bir müzik seçtikten sonra kulaklığı taktım. Buse de çoktan uyuklamaya başlamıştı, Mustafa da şoför olmakla meşguldü.Witt Lowry - İnto Your Arms
Şarkının nakaratına gelirken oturduğum koltuğun yan camı sisli olduğu için ön tarafa baktım.
Sonbahar nedeniyle kurumuş yaprakların yolları doldurduğu bir yerden geçiyorduk. Çok güzeldi. Fazla güzeldi.
Şarkının sesini kısıp fotoğraf bölümüne girdim ve camı kolumla sildim. Bulanık olmasına rağmen çektiğim fotoğraflar biraz daha net çıkıyordu.
"Çok güzeel!"
Kendi kendime olan sonbahar sevincim sadece Mustafa'nın dikkatini çekmişti, diğerleri uyuyordu çünkü.
Dikiz aynasından bakıp hafifçe gülümsedi.
"Öne gelmek ister misin?"
"Ama şey,"
Mustafa'nın anlık sorusuna şaşırıp kalmıştım.
"Yani Buse var önde,"
"Az sonra bir yerde duracağım. Buse'yi arkaya yatırırız, sende öne gelirsin. Yani tabii istersen,"
"Olur," dedim hafif tebessüm ederek.
*
"Ben neden buradayım?"
Uykulu hâliyle saçları dağılmış olan Buse, bir benim suratıma bir de Mustafa'nın suratına bakıyordu.
O bakışları anlayabiliyorum. Kıskanç Buse bakışı bu. Ama Mustafa'yı benden kıskanmış olamazdı, değil mi?
"Arkada daha çok rahat edersin diye düşündük,"
"Hayır, öyle düşünmedik. Selin fotoğraf çekmek istedi, sende zaten uyuyordun. Arkaya aldık, rahat edebildin mi?"
Buse kaşlarını çatıp memnunsuz bir ifade ile cevap verdi.
"Ettim,"
Mustafa tebessüm edip önüne döndü. Buse'ye son kez bakıp önüme döndüm bende.
"Ben geçsem mi artık arkaya?"
"Hayır. Geldik zaten,"
Onaylarcasına kafamı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
ChickLit"Hepimiz kendi gezegenimizde yaşıyoruz. Peki, ya bu gezegene bir başkası girmeye çalıştığında? Belki kapılarımızı kapatıyoruz suratına, ama ya zorla girmeye çalışıyorsa? Ya da o sizin kaderinizse ve siz kaderinizi değiştiremiyorsanız? Belki de farkl...