1.4

9 2 0
                                    

***

Çalan telefonuma uzandım ve ekrandaki yazan isme baktım. Arayan Buseydi. Çok bile dayanmıştı! Kahvemden bir yudum alıp telefonu açtım.

Buse bir kokteyl partisi organizasyonundan bahsediyor, ve yine gelmem için elinden geleni yapıyordu.

"Gerçekten gelemem. Yetiştirmem gereken o kadar çok konu var ki!"

"Ya Selin, lütfen! Mustafa da gelecek, ve benim çok güzel olmam lazım!"

Yine Buse'ye yenik düşecektim. Onun ısrarlarına kimse karşı koyamazdı zaten.

"Ne zamanmış peki?"

"Bu akşam!"

"Ne!"

Bu akşam asla olmazdı. Yetişemezdim. Şurada akşam olmasına kaç saat kalmıştı ki? Kesin bir tavırla konuşmaya devam ettim.

"Olmaz, gerçekten olmaz! Nasıl yetişeceğim?"

"Ya hemen buluşalım, hazırlanırız. Lütfen Selin. Of ne çok yalvarttın ama!"

"Anneme sormam lazım, seni geri arayacağım."

Telefonu kapattıktan sonra odamın kapısından anneme seslendim. Bir iki dakika sonra annem kapıda belirdi.

"Gelsene,"

"Kızım işim var, söyle çabuk!"

"Anne akşama kokteyl partisi varmış. Gitmem için ısrar ediyor Buse, sen onu arayıp izin vermediğini söylesen!"

"Ne! Bu kadar asosyal olmana müsaade edemem. Gideceksin,"

"Anne zaten kaç saat kaldı sanki? Nasıl hazırlanayım?"

"Ben sana güveniyorum. Baban ile Emre gidiyor zaten, babanla da ben konuşurum. Sende rahat rahat hazırlanırsın," diyip kapıdan çıkan anneme baktım.

Sadece 3 saatim vardı ve ben öyle hemen hazırlanan kızlardan değildim. Oflaya puflaya gardrobumun kapağını açtım ve alt tarafta bulunan uzun zamandır açmadığım elbise kutusunu aldım.

Kutuyu alıp yere bıraktığımda, kutunun üzerindeki not dikkatimi çekmişti.

"Eğer bu kutuya ihtiyacın olduysa, sana biri eşlik etsin. Şayet Selin Seren, sen tek başına hiçbir şey yapamazsın."

Not beni güldürürken yavaşça kutunun kapağını açtım. Önce bordo renkli uzun bir abiye karşıladı beni. Bu olmazdı, bir kokteyl partisi için fazla abartıydı.

Ardından bebek mavisi bir elbise gördüm. Mini bir elbiseydi. Ancak elbisenin etek tarafı çok kabarıktı, ve ben kabarık elbiseleri en son 4 yaşımda giyiyordum.

Daha sonrasında ise askılı yeşil bir elbise çıkardım. Bu da olmazdı. Hem artık yeşil rengi beni açmıyordu.

Bütün kutuyu boşalttıktan sonra bir kez daha elbiselerle aramın hiç iyi olmadığını farkettim.

"Ya ben ne yapacağım? Of!"

Odamın açılan kapısına doğru kafamı çevirdim. Gelen annemdi. Beni ve yatağımın üzerine sıra sıra dizilen elbiseleri gördükten kaşlarını çatıp kafasını duvara çevirdi. Bir şey düşünüyor gibiydi.

"Sende benim gibi anormal bir kız istemezdin biliyorum,"

Annem gözlerini diktiği duvardan ayrıldı, ve bana bakmaya başladı. Gözleri önce gözlerimi buldu, daha sonra da bordo elbiseye kaydı gözleri.

Ne yani? Uzun bordo bir abiye mi giyecektim? Boyum çok uzun değildi, ve elbise mutlaka beni boğardı.

"Uzun bir abiye mi?" dedim, anneme boş bir bakış atarak. Yatağıma doğru yaklaşıp bordo elbiseyi kaldırdı, ve altındaki siyah elbiseye bakıp gülümsedi.

"Bunun üzerinde güzel duracağına son derece eminim!"

Manolya kol biçimi olan, siyah ve dizlerime kadar gelen şık bir elbiseydi bu. Kararsızlıkla anneme döndüm ve cevap verdim.

"Kokteyl için fazla koyu bir renk değil mi?"

Annem ışıldayan gözlerini hiç bozmayarak konuşmaya devam etti. "Hayır güzelim, hiç koyu bir renk değil. Ayrıca ayakkabı ve çantan ile güzel bir uyum sağlayacağını düşünüyorum. Hafifte bir makyaj, çok güzel olur!"

Annemin sesindeki heyecan bende yoktu. Sanki o benim yaşımdaydı, bende onun yaşındaydım. Benden daha hevesliydi. Hatta al sen giy de git partiye dememek için kendimi çok zor tutuyorum.

Annemin tavsiye ettiği siyah elbiseyi askısıyla beraber aldım ve tekrar anneme bir bakış attım.

"Sence bana yakışır mı?"

"Ne! Bunu duymamış olayım Selin!"

Anneme, ben ne dedim bakışı atarken gözlerimi devirdim.

"Sen benim kızımsın. Sana her şey yakışır!"

Annem övgü dolu sözlerine kahkahaları ile eşlik ederken bana da kocaman gülümsedi. Sonra ayağa kalkıp aniden odadan çıktı, kapıyı da aralık bıraktı.

"Anne! Nereye?"

Annem çağırışlarımı duymazdan gelirken bende ayağa kalktım ve saçlarımı tepeye ev topuzu şeklinde topladım.

Annem odaya tekrar girdiğinde elindeki geniş çantaya baktım. Hafif bir pembe renginde olan bu çantayı masama bıraktı.

"Bu ne anne?"

"Elbisene eşlik edecek büyük bir parça! Makyaj malzemeleri!"

Annem son kez tebessüm edip odamdan çıktı. Bende ilk başta duş alıp sonra da zorla götürüldüğüm partiye gitmek üzere hazırlanacaktım.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin